19 Haziran pazar günü MHP'nin muhalif kanadı kurultayı yaptı ve
tüzüğü değiştirmeyi başardı. Çünkü salt çoğunluğu sağlayacak sayıda
üst kurul delegesi, kurultayda hazır bulundu.
Genel merkez kurultayla ilgili bir takım hukuki hataların
olduğunu iddia etti. Ancak gerek hukukçu köşe yazarlarının, gerekse
benim şahsen konuştuğum hukukçuların, kurultayın geçerliliği
konusunda fikir birliğinde olduğunu gördüm. Muhaliflerde 10 Temmuz
tarihini benimsediklerini belirttikten sonra iş tamamen 10 Temmuz'a
kaldı. Bakalım genel başkan kim olacak?..
Genel başkan kim olacak demeden önce kurultayla ilgili birkaç
şey daha söylemek isterim. Muhaliflerin başarısıyla tamamlanan
tüzük kurultayı, siyasi tarihimiz için çok önemli bir dönemeç
olmuştur. Kurultayın anlam ve önemini tek cümleyle açıklamak
gerekseydi şöyle derdim: "Partilerin yönetimini tavan sağlasa dahi,
tavanı var eden tabandır." İşte bu açıdan tüm partiler için artık
birçok şey değişmiş bulunmaktadır.
Gelelim 10 Temmuz'da yapılacak olan genel başkan seçimine...
Yukarıda muhaliflerin zaferinden bahsettik. Bu zaferin 10 Temmuz'da
yenilgiye dönüşme ihtimali var mı? Tabi ki var. Eğer basına sızdığı
gibi muhalifler arasında bir ayrışma varsa, bu durum devam ederse
ve seçime muhalifler tek aday etrafında birleşip giremezlerse, elde
ettikleri zaferi kendi elleriyle Devlet Bahçeli'ye hediye ederler.
İki kere iki nasıl dört ederse, bu konuda bu kadar net.
Peki efendim muhalifler birleşsin birleşmesine ama kimin
etrafında? Bu sorunun cevabını da kendimce vereyim. 4 genel başkan
adayının da kendince ön plana çıkan özellikleri var. Ancak bu
özelliklerden hangileri halk nazarında daha çok karşılık buluyor
ona bakmak lazım. O hususa baktığımızda ise Meral Akşener'in çok
net bir şekilde öne çıktığını görüyoruz. Daha önceki bir yazımda
Meral hanımı farklı kılan özelliklerinden bahsetmiştim. Tekrar o
konuya girmeye gerek duymuyorum. Ancak gözlemlerimden çok net
şekilde anlıyorum ki; Meral Akşener haricindeki diğer 3 genel
başkan adayı muhakkak Meral hanımın etrafında birleşmelidir. Ben
söylemiyorum, halkın nabzı söylüyor.
***
Yaşlı hastayı azarlayan doktor
hanım...
Dün bir video yayıldı ortalığa. Videoda; bir kadın doktorun
odasına, doktor odada olmadığı sırada izin almadan girip oturan ve
doktorun gelmesini bekleyen amcaya, doktor hanımın sert tepkisi
vardı.
Bu konuda her iki tarafında hatası var. Yaşlı amca hatalı. Çünkü
odanın kapısı açık diye içeride doktorun olmadığını göre göre içeri
girip oturması doğru bir davranış değil. Şakşakçılar bu
söylediklerimi beğenmeyecekler ama doğru olan bu.
Peki, doktor hanımın hiç suçu yok mu? Şüphesiz kendisi de
verdiği tepkiden dolayı hatalı. Yaşlı amcamız bir hata yapmışsa,
olgunluk göstermek ve lisan-ı münasiple uyarmak yerine, ağzına
geleni sayan doktor üç hata yapmıştır.
Bu konuyla ilgili uzunca laf etmek için değil, konunun iki
boyutlu olduğunu özellikle vurgulamak için bunları yazmam
gerekiyordu.
Sağlıcakla kalın...