MHP adayının Ankara anketi
Abone olMansur Yavaş, Karayalçın ve Gökçek’in en büyük rakibi... Son yaptırdığı seçim anketi de bunun kanıtı. Bakın Ankara'da durum ne!
Zübeyir KINDIRA
İNTERNETHABER/
ANKARA
MHP Ankara Büyükşehir belediye başkan adayı Mansur Yavaş, Gökçek ile Karayalçın arasında yaşanan karşılıklı suçlama ve karalamaların kendisine yarayacağından emin.
Yaptırdığı anketlerde oyunun sürekli yükseldiğini ve son
haftalarda rakiplerinin önünde olacağını belirterek,
“seçilme şansım yüzde 50’nin üzerinde. Çünkü ikisi
de birbirini öcü gibi gösterip oy istiyorlar. Oysa ben hizmet için
oy istiyorum. Ankaralı mutsuz ve stresli. Ben bu mutsuzluğu ve
stresi ortadan kaldırıp, Ankara’yı marka kent
yapacağım” dedi.
İki dönem sürdürdüğü Beypazarı Belediye Başkanlığı görevinde
gösterdiği başarılarla Beypazarı ve Ankaralılar için ‘Efsane
Başkan’ haline gelen Mansur Yavaş, şimdi Ankara’nın çehresini
değiştirmek için seçim yarışında.
İNTERNETHABER, Yavaş ile projelerini, seçim
şansını ve rakiplerini konuştu.
İşte o röportaj:
KOLTUĞA YAPIŞMADIM
Zübeyir Kındıra: Beypazarı’nda çok başarılı iki
dönem geçirdiniz. Aday olsaydınız bir dönem daha seçilmeniz garanti
gibiydi. Neden Beypazarı gibi garanti yeri bıraktınız ve riskli
olanı tercih edip Ankara’dan aday oldunuz?
Mansur Yavaş: İki dönem belediye başkanlığını
yeterli gördüğüm için ikinci dönem seçildiğim akşam, bir daha aday
olmayacağımı ilan etmiştim. İlla ki, aday olayım demedim.
Hala Beypazarı için yapılacak şeyler vardı, proje çok ama
hepsini ben yapacağım diye bir şey yok. Yeni seçilecek
arkadaşıma, kim olursa olsun hangi partiden olursa olsun
tecrübelerimi aktarırım nefer gibi yardımcı olurum sözü verdim ve
sözümü tutum. Geçen hafta Beypazarı halkıyla görüştük ve
neredeyse ağlaşarak ayrıldık. İnsanlar bir koltuğa uzun
süre oturmamalı. Koltuğa yapışıp kalmamalı. Sonra orayla
özdeşleşiyorlar. Özellikle belediyle yönetiminde. Ama bence azim ve
heyecan açısından iki dönem yeterliydi. Tüm gelişmiş ülkelerde de
bu böyledir.
ANKARA LAYIK OLDUĞU ŞEKİLDE YÖNELTİLMİYOR
Z. K.: Peki neden Ankara Büyükşehir için adaylık?
M.Y: Belediye başkanlarının bir meslek hastalığı
vardır. Bir başka kente gidence başkan ne yapıyor diye bakarsınız.
Yurt dışında turist gibi gezemezsiniz. Belediyeciliğine bakarsınız
o kentin fotoğrafını çekersiniz. Ben de Ankara’ya gelip giderken
sürekli Belediye Başkanı gözüyle bakıyordum. Kendimce olumlu
olumsuz ve doğru hatalı bulduğum yönler vardı. Ben olsam
şöyle yapardım, derdim. Genel Başkanımız teklif etti.
Büyük bir şeref diye Ankara’ya hizmet bir onurdur, diye kabul
ettim. Ankara’nın başkent olması nedeniyle dünyanın gündeminde ama
dünyanın gözünde layık olduğu yerde olmadığını düşünüyorum.
ANKARA MARKA KENT OLMALI
Z.K: Peki nasıl olmalı, Ankara?
M.Y: Bence Ankara marka bir kent olmalı. İçinde
yaşayan insanlar belediyeciliğin A ve B’sinden kaliteli
ucuz yararlanmalı. Bu arada dünyada bir çok insan
Ankara’yı güzelliklerinden ötürü ve kültürü için gezmeye gelmeli.
Eğer bir kente turist geliyorsa o kentin insanları da turistlere
cazip gelen o yerlerden yararlanıyor demektir. Sanayicisi zengin
esnafı para kazanıyor ve işsizi son derece az olur, böyle bir
kentin.
ANKARA MUTSUZ VE STRESLİ
Z.K: Ankara’nın sorunları olarak neleri tespit
ettiniz ve bunları nasıl düzelteceksiniz?
M.Y: En temel sorunu su. İnsanlar memnun değil.
Ulaşım, doğalgaz pahalı ve hava kirliliği var. Bunlar en temel
sorunlar. Kültürel özellikleri yansıtılamıyor. İşsizlik yüksek.
Ankara’nın kültür ve ekonomide de başkent olması gerek. Eğer bir
kentte 400 bin aileye yardım yapılıyorsa burada ciddi bir sorun var
demektir. Ankara’da 1. milyon 112 bin aile var.
Bunların yaklaşık yüzde 25’i yani 300 bini yoksulluk ve açlık
sınırı altında yaşıyorsa o zaman bu kentte yaşayanların mutlu
olduğunu söylenebilir mi? Ben bu mutsuzluğu ortadan kaldıracağım…
Bir de şu var: 300 bin aile yoksulluk sınırının altında ama 400 bin
aileye yardım yapılıyor. Yani 100 bin aile hak etmediği
halde yardım alıyor. Burada bir istismar var.
Z.K: Melih Gökçek’e göre Ankara’lı mutlu ki,
kendisine oy veriyor…
M.Y: Bu kendi yorumu Ankaralıya sormak lazım,
mutlu olup olmadıklarını. Ben Ankaralıya sordum, Anket yaptım.
Ankaralı memnun değil. Belediye hizmetlerinden memnun değil
kanalizasyon sorunu var, Ankara kokuyor. Ankara stress içinde
yaşıyor.
GURUR DUYULACAK ANKARA SÖZÜM VAR
Z.K: Peki bu mutsuzluğu ortadan kaldıracak ve
stressi yok edecek ne tür projeleriniz var?
M.Y: Temel hizmetleri iyileştirmek, ucuz ve
kaliteli hale getirmek ilk hedef. Daha sonra kentte yaşayan
sanayici işsiz esnaf engelli tüm katmanları yaşadıkları kentten
keyif alır hale getirmek. Gurur duyacakları bir Ankara en büyük
hayalim.
Örneğin su sorununun çözümü. Çözüm var. Gerede. Melih gökçek
ihalesi Aralık’ta dedi olmadı Ocakta dedi olmadı. 29 Mart’a kadar
ihale yapılırsa süreyi kısaltmak için uğraşacağım. Yoksa
ilk işim Gerede ihalesi olacak. Kesikköprü kaynağına ters
ozmoz sistemiyle arıtmayı kurmak da su temizliği için atacağım
ikinci adım olacak. Çünkü sülfatı sadece bu sistem yok ediyor.
Gelen hatlar üzerinde enerji santralleri kurup, maliyeti düşürmek
ve bu arada imtiyaz ihalesi yaparak damacana su sorununu da
halletmek amacındayım. Şu anda 170’in üzerinde damacana şirketi
var. Belediyeden bir lira para çıkmadan insanlara 2-3
liraya damacana suyu satmak mümkün. Belediye sadece kalite
ve hijyen yönünden kontrol yapacak. Su faturalar 30 günde bir
okunacak ve su bedelleri ucuzlatılacak. Böylece fatura katlaması
olmayacak. Faturaların yüksek ücretlendirilmesi sınırı 20
tona çıkacak ve 1.5 lira olacak. Böylece faturalar
ucuzlayacak.
Doğalgazda radikal bir düzenleme olacak. İnsanlar evinden çıkmadan,
20 liralık bir aparat takılıp Internet üzerinden doğalgaz satın
alabilecek. Kredi kartıyla alım tüm bankalara yaygınlaştırılacak ve
BOTAŞ’tan alınanın gazın üzerine konulan belediye kar oranı
azaltılacak. Yüzde 4-5’e kadar indireceğiz kar oranını. Bu şekilde
doğalgaz kullanımı artacak ve hava kirliliği de azalacak.
MESAİ AYARLAYIP, TRAFİĞİ ÇÖZERİZ
Ulaşımda ilk yapacağımız iş mesai saatlerinin
değiştirilmesi olacak. Fabrika ve kamu kurumlarının,
okulların, üniversitelerin mesai saatlerinin değiştirilmesi ile
trafik sıkışıklığı azaltılabilir. Bunun için Bakanlar Kurulu
düzenlemesi gerek. Hükümete önerimizi sunup, düzenleme talebinde
bulunacağız.
Raylı sistem ve toplu taşımaya özel önem vereceğiz. Metro da
Yap-İşlet-Devret modeline geçip metro hatlarını büyüteceğiz. Bu
arada Mamak- Sincan banliyo trenini Elmadağ-Yenikent raylı sistemi
haline getirip yılda 60 milyon yolcu taşıyacağız.
KAYNAK BOL YETER Kİ DOĞRU KULLANILSIN
Z.K: Ankara Büyükşehir Belediyesi en borçlu belediye, hem
borçlar hem de üstüne bu projeler için ciddi bir finans gerekiyor.
Parayı nereden bulacaksınız?
M.Y; Evet borcu çok ama Ankara’da kaynak da çok.
Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü kaynak geliştirme projeleri
var. Bunları daha da genişleteceğiz. Kenti 20-50 yıl
sonrasını göz önüne alarak planlayacağız. Vatandaşlar çok önceden
arazilerinin, ilerde ne olacağını bilecekler. Rant
hırsızlığının da önüne geçilecek. Tüm kentsel dönüşüm projelerini
mağduriyetleri gidermek üzere düzenleyeceğiz. Ev alan da
rahatlayacak. Belediye hizmetlerinde vatandaşa müşteri gibi değil
vatandaş olarak muamele edilecek. Kentin 4 ayrı yenine 4 üniversite
kuracağız. Mamak, Gölbaşı, Çubuk ve Yenikent-Kazan-Sincan arasında
olacaklar.
OY ORANIM SÜREKLİ YÜKSELİYOR
Z.K: Seçilme şansınızı nasıl görüyorsunuz?
M.Y: Şansımı yüzde 50’nin üzerinde görüyorum. Bunu
söylerken son derece samimiyim. Ekim anketinde Melih Gökçek
yüzde 52, CHP yüzde 28 ve
MHP ki, benim adımla sorulmuştu yüzde 11.9
görülüyordu. Şimdi yani 18 Ocak tarihli araştırma sonucuna
göre Gökçek yüzde 38-39, CHP yani
Karayalçın yüzde 29 ve MHP yani benim oranım yüzde 21.
Yani benim oylarımda sürekli bir artış söz konusu. Tüm kesimlerden
oy alıyorum.
BİRBİRLERİYLE SEÇMEN KORKUTUYORLAR
Z.K: Ankara’da şöyle bir hava var; ‘Melih
Gökçek’ten kurtulmak için Karayalçın ya da Karayalçın gelmesin diye
Gökçek’ deniliyor. İki rakip arasında seçim yaşanacak gibi
görünüyor…
M.Y: Evet. Benim dışımdaki adaylar birbirini
korkutarak, rakibini öcü gibi gösterip seçmenden oy istiyorlar.
Yani kendisi için değil rakibinin eksik ve hatalı yönlerini öne
çıkartarak oy istiyorlar. Yani biri Karayalçın gelmesin
diye biri de Gökçek’ten kurtulalım diye oy istiyorlar Ben
toplumun tümünü kucaklamak için oy istiyorum. Toplum bu kavgadan,
bu sarkaç siyasetinden bıktı. Bu çatışmadan bıkan halk benim
arkamdan toplanacaktır. Ankaralıların her ikisinden de uzak durup,
kendilerine yakın gelen adaya yönelmeleri gerek. Adaya oy
veririm diyen yüzde 46’lık bir halk var. Bunların hepsinin
oylarlına talibim ve Ankara halkının denenmişi denemeyeceğine
eminim.
İKİSİ DE HAKLI
Bakın, her ikisi de benim rakibim. Şu ya da bu diye ayırmıyorum.
Kazanmak için geliyorum. Birbirlerini halka gösterip korkutarak oy
istiyorlar ve bu arada beni seçmeseniz de karşımdakini kesin
seçmeyin, diğeri beni seçmeyin ama Ankara’yı bundan kurtarın diyor.
İkisi de haklı. Karayalçın’ın Gökçek için söylediği de
Gökçek’in Karayalçın için söylediği de haklı. Öyleyse her ikisi de
seçilmemeli. Ankaralı beni seçmeli. Bizim hesaplarımıza
göre zaten son haftalara yarışta Gökçek ile baş başa kalacağız. Ve
seçimi ben kazanacağım. Her ikisine de; Ankara’ya hizmet eden
herkese de hizmetleri için teşekkür edip, tıpkı Beypazarı’nda
ortaya koyduğumuz gibi; çalmadan, çırpmadan başarılı bir hizmet
nasıl yapılır göstereceğiz. Bundan da Başkentliler kazançlı çıkacak
ve Ankaralı mutlu, stressiz bir yaşama kavuşacak…
Z.K: Teşekkür ederim…
M.Y: Ben teşekkür ederim. Ankaralılara son sözüm,
oylarını heba etmesinler, en iyi olduğuna inandıkları adayı tercih
etsinler.