Meme kanseri riskini artıran nedenler
Abone olÜnlü isimlerinde atlatmış olduğu meme kanseri ile ilgili bilmeniz gerekenler. Meme Kanseri nedir, mem kanseri belirtileri ve mem kanseri riski...
Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Meltem Nalça Andrieu,
sanatçılar Nilüfer, Vahide Perçin, Deniz Uğur, Oya Başar, Serra
Yılmaz gibi ünlülerin de atlatmış olduğu meme kanserine her 8
kadından birisinin yakalanacağını söyledi.
Andrieu yaptığı açıklamada, meme kanserinin kadınlarda çok yaygın bir hastalık olduğunu ve kesin nedeninin halen bilinmediğini belirterek, "Gelişmiş ülkelerde kadınlarda en sık rastlanan kanser türü olan meme kanseri, kadın kanserlerinin yaklaşık yüzde 25’ini oluşturuyor. Kuzey Avrupa ve Kuzey Amerika gibi gelişmiş bölgelerde bir kadının yaşamı boyunca meme kanseri olma riski yüzde 13,1 olarak belirlenirken, araştırmalar her 8 kadından birisinin meme kanseri olacağına işaret ediyor" dedi.
Andrieu, son yıllarda meme kanserinin görülme sıklığının
artmasıyla birlikte, kansere bağlı ölümlerde azalma ve yaşam
sürelerinde uzama da görüldüğüne dikkat çekerek şunları
kaydetti:
"Bu durumun başlıca nedenleri ise, tarama programları ile erken
tanı konan olguların artması ve geliştirilmiş olan ileri tedavi
yöntemlerinin başarılı olması. Meme kanserinin erken teşhisi için,
genç erişkinlikten itibaren kendi kendini muayene, her 1-3 yılda
bir doktor tarafından yapılan meme muayenesi ve 40 yaşından
itibaren her yıl mamografi yapılması öneriliyor. Ayrıca, meme
yapısına ve yaşa bağlı olarak meme ultrasonografisini de önlemlere
ekleyebiliyorlar. Ailesinde genç yaşta meme kanseri olanlar ile
yaşam şekli, çevresel ve genetik nedenlerle yüksek risk taşıyan
kadınlarda ise tarama programına daha erken yaşlarda, MRI ve
ultrasonografi gibi zararsız yöntemlerle başlanması gerekiyor."
MEME KANSERİNİN
BELİRTİLERİ
Andrieu, meme kanserlerinin yaklaşık yüzde 10’unun, hiçbir bulgu
vermeksizin sadece mamografi ile saptanırken, bu tarama programı
sayesinde, erken tanı nedeniyle meme kanserine bağlı görülen ölüm
oranlarında yüzde 20-35 oranında azalma görüldüğünü ifade ederek,
"Tarama dışında tanı koyulan olgularda en sık rastlanan bulgu ise
memede ele ağrısız kitle gelmesidir. Kanserin tedavisi geciktikçe
kitle büyür, meme yapısında ve cildinde değişiklikler, meme
başından akıntı veya koltuk altında kitle şeklinde kendisini
gösterebilir" diye konuştu.
Günümüzde meme kanserinin tedavisinin, birçok farklı dallardaki
doktorların ortak ve uyumlu çalışması ile yapıldığının altını çizen
Andrieu şöyle devam etti:
"Hastalığın erken evresinde yakalanan hastalarda uygulanan meme
koruyucu cerrahi, koltuk altı lenf nodu haritalaması sonucunda çok
az lenf nodunun çıkarılması ve hemen uygulanan estetik cerrahi
yaklaşımlar ile artık tedavilerin kozmetik sonuçları da çok
başarılı oluyor. Radyasyon tedavisinde kullanılan ileri teknoloji
ürünü cihazlar sayesinde ise, hem tedavi sonuçları daha da iyiye
gidiyor, hem de radyasyonun yan etkileri azaltılarak hastaların
yaşam kaliteleri korunuyor. Son yıllarda yeni ve çok etkili
kemoterapi ilaçlarının geliştirilmesi, daha başarılı hormon
tedavilerinin ve hedefe yönelik tedavilerin bulunması ile orta ve
ileri evre hastalıkta da başarı oranları artarken, hastaların yaşam
süreleri de uzuyor. Nilüfer, Vahide Perçin, Deniz Uğur, Oya Başar,
Serra Yılmaz gibi ünlülerin de atlatmış olduğu meme kanserine her 8
kadından birisi yakalanacaktır. Bu ünlülerde olduğu gibi erken
teşhis çok önemli."
RİSK FAKTÖRLERİ OLDUKÇA
FAZLA
Meme kanseri olma riskini arttırabilecek birçok faktör bulunduğunu
belirten Op. Dr. Mehmet Bayrak, "Bu kanser türünde oldukça fazla
risk faktörü tanımlanmıştır. İlk adetini 12 yaşından önce görme
veya 55 yaşından sonra menopoza girme, ailede meme kanseri öyküsü,
çocuk sahibi olmama ya da ilk çocuğunu 30 yaşından sonra doğurma,
genetik değişiklikler, özellikle bebeklik veya çocukluk döneminde
göğüs bölgesine radyasyon alınması, günde bir kadeh veya daha fazla
alkollü içki tüketilmesi gibi birçok durum meme kanseri riskini
arttıran faktörler arasındadır" diye konuştu.
MUAYENE VE TETKİK YAPILMALIDIR
Erken evre meme kanseri olan bir kadında, ağrı veya başka
şikayetlerin bulunmayabileceğini, kanser ilerledikçe bazı
belirtilerin ortaya çıkacağını vurgulayan Op. Dr. Mehmet Bayrak,
"Memede, meme çevresinde veya koltuk altında şişlik veya sertlik,
meme şekli veya boyutunda değişme, meme başında akıntı veya
hassasiyet, meme başı çekilmesi, meme derisi, areola (meme başı
çevresindeki renkli halka) veya meme başında gözle görülen veya
hissedilen bir değişiklik gibi belirtiler taşıyan kadınların
doktora başvurmaları önem taşır. Belirtilerin sebebi kanser olmasa
bile emin olmak için muayene ve tetkik yapılması gereklidir"
dedi.
HER KADIN MUAYENESİNİ YAPMALI
Her kadının ayda 1 kez kendi kendine meme muayenesi yapması gerektiğini ifade eden Op. Dr. Mehmet Bayrak, şunları kaydetti: "Meme muayenesi için memelerin hassas olmadığı, adetin başlangıcından sonraki 6-8'inci günler en uygun zamandır. Menopoz dönemindeki kadınlar her ayın sabit bir günü (her ayın 1'inci ya da 5'inci günü gibi) kendi kendine meme muayenesi yapmalıdır. Kendi kendine meme muayenesi yapan bir kadın kısa süre içerisinde kendi meme dokusunu tanıyacak ve memesinde gelişen bir anormalliği hemen fark edecektir."
ERKEN TEŞHİSİN ÖNEMİ
Mamografi ortaya çıktığından bu yana meme kanseri ölümlerinde yüzde 30 azalma olduğunu ifade eden Op. Dr. Bayrak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Her kadının yılda en az bir kere meme muayenesi yaptırması gerekiyor. Özellikle 40 yaş üstü kadınlarda yıllık meme muayenesi ve tarama mamografisi önerilir. Yıllık tarama ve mamografiler, hastalığın erken evrede teşhisini sağlarken aynı zamanda hastanın daha az agresif tedaviler ve daha geniş tedavi imkanlarına sahip olmasını sağlar. Yıllık mamografinin daha iyi sonuçlar doğuracağı düşünülmektedir çünkü mamografi meme muayenesinden 2 yıl önce memedeki lezyonu saptayabilme özelliğine sahiptir."