Mahkeme Tokattan mı etkilendi?
Abone olDTP'nin 'ılımlı' isimlerinden Akın Birdal'a Reşadiye baskını Anayasa Mahkemesi kararı arasında birebir ilişki var...
DTP'nin 'ılımlı' ve 'yapıcı' isimlerinden Akın Birdal'a göre
Reşadiye baskını Anayasa Mahkemesi üyelerinin üzerinde çok etkili
oldu. Akşam Gazetesi'nden Nagehan Alçı'ya röportaj veren Birdal,
başta kapatılma kararı olmak üzere önümüzdeki süreçte Kürt
siyasetini anlattı:
- DTP ile ilgili kararın bu kadar erken ve partinizin
aleyhine çıkmasını nasıl karşıladınız?
Çok şaşırtıcı
oldu, çünkü soruşturmanın genişletileceğini, incelemenin zaman
alacağını düşünmüştük. Bir de çok yoğun bir hafta yaşandı. Tokat’ta
yaşananlar herkesi çok etkiledi. Yargıçlar böyle bir psikolojik
ortamdan etkilenmiş olabilirler. O nedenle karar adil ve hukuka
uygun değil.
- Tokat olmasa karar daha geç mi çıkardı?
Evet, yargıçları etkiledi ama karar verilmiş. Bu tamamen siyasi bir
karar. Yargı açılıma direniş gösteriyor.
Üsluplarda farklılıklar olabilir. Ama bence bir hukuk devletinde söylenenler, düşünceyi ifade özgürlüğü kapsamında ele alındığı zaman bir partinin mahkum edilmesi için bir sebep olmamalı. Sonuçta partinin bir programı, bir tüzüğü var. Bu karar bir yargı darbesidir!
| İMRALI AÇILIMI ETKİLEDİ Mİ? |
| Hayır, bunu biz gündeme getirmedik. Hükümet yetkilileri ile görüştük, adalet bakanı da istiyordu. Anayasa komisyonu başkanı ile görüştük. O da istiyordu. Neden olmadı bilmiyorum. Hükümetin de desteği vardı Öcalan’ın sorununu çözmek için. Onlar koşulları ağırlaştırdılar. Kamuoyu da uyandı. DTP gündeme getirmedi ki! Bakın, açılım yeterince içselleştirilmedi. Ne olduğu anlatılmadı, gösterilmedi. Oysa biz çok hazırdık. Bir süre sonra halkın tepkileri yerine statükocu muhalefetin tepkilerine karşılık verilmeye başlandı. Onlar yatıştırılmaya özen gösterildi. |
- Batasuna örneğini veriyorlar. Ne
diyorsunuz?
Öyle şey olur mu? İspanya anayasasında azınlıklara verilen haklar
ile bizim anayasa bir mi? Bizimki gibi ayrımcı, dışlayıcı, şekilci
bir anayasa ile kıyaslanır mı? Böyle bir örnek asla doğru
değil!
- Barış ve Demokrasi Partisi’ne dönüşeceğiniz
söyleniyor. Doğru mu?
Henüz netleşmiş bir şey yok, bunları önümüzdeki hafta görüşeceğiz
ama Barış ve Demokrasi Partisi 41 ilde örgütlü, seçime hazır bir
parti. Şimdilik daha önce verdiğimiz karar geçerli. Yani tüm
milletvekilleri çekilecek.
- Bunun bir sonraki adımı sine-i millet mi?
Biz zaten istifa dilekçelerimizi Ahmet Türk’e vermiştik. Bunun
uygulamaya dönüştürülüp dönüştürülmeyeceği önümüzdeki günlerde
kararlaştırılacak.
- Bu süreçte maaş almaya devam edecek
misiniz?
Süreç uzun sürmeyecektir. Karar vereceğiz. Bu kararın insan hakları
haftasına denk gelmesi düşündürücü tabii! Hem de açılım
sürecinde.
- Siz açılım başladığından beri içinize sinerek “Partim
açılıma yapıcı bir şekilde yaklaştı” diyebilir
misiniz?
Elbette. Emin olun, bölge halkı için büyük umut olmuştu. Biz de
bunun beslenmesi yolunda çok çaba gösterdik.
- O zaman neden “DTP baltalamaya çalışıyor” izlenimi
oluştu? Emine Ayna’nın sözleri provokasyona davet çıkarmak değil
miydi? Bir özeleştiri yaptınız mı parti içinde?
Parti içinde farklı görüşlerin olması doğal. Bunların kurum içinde
sorgulanmasını yaptık. Ayrıca nüanslar partiye, partinin bütününe
mal edilemez. O nedenle gerekçe bulmaya çalışmasınlar. Türkiye
virajı alamadı.
- Siz can-ı gönülden partinizin son dönemdeki çizgisinin
altına imzanızı atıyor musunuz?
Barıştan, özgürlükten yana kaygı duyulacak hiçbir şey yok. Partinin
çalışmaları, raporları, önerileri her zaman yapıcı oldu. Sorun
nerede biliyor musunuz? AKP’de. “Biz partilerin kapatılmasına
karşıyız” derken yapılması gerekeni yapmadı. Anayasa değişikliği
bunca zaman neden yapılmadı?
AKP’ye nasıl inanalım artık?
- Kürtler ne istiyordu açılımdan?
Etnisiteye bağlı kalmaksızın herkesin dil, kimlik ve kültürel
haklarının kabulü ve bunların anayasal güvenceye bağlanmış olması
tüm tartışmaları sona erdirecekti. Ama olmadı. Şimdi bir erken
seçime gidilse AKP yine “Bana oy verin, anayasayı değiştireyim”
diyecek. Size nasıl inanalım artık?
- PKK neden Kürt açılımına köstek oldu?
Bilmiyorum ama Tokat’tan duyduğumuz kaygıyı biz en başta dile
getirdik. Sonuçta bu süreçte hükümet gerçek bir muhatap bulamadı.
Oysa DTP olabilirdi muhatap.
-Kandil’den gelenlerin görüntüleri DTP’nin dışlanmasında
etken mi oldu?
Gerçekten DTP’nin öyle bir gelişten bir buçuk gün önce haberi oldu.
Bir de bunun DTP ile hiç ilgisi yok. Oraya devletin bilgisi
dahilinde gelindi. Daha önce cenazeler gelirken bu defa arkadaşlar
geldi. O yüzden herkes karşılamaya gitti. Ve orada kimsenin burnu
bile kanamadı.
- Anayasa Mahkemesi’nin kararında bu görüntülerin etkisi
var mıdır?
Bilmiyorum. Ama varsa talihsizlik.
İmralı’yı biz gündeme getirmedik
- Son olarak Öcalan’ın hücresi ile ilgili sorunlar ileri
sürülerek etraf karıştı. Bu size zarar verdi. Neden böyle
oldu?
Açılım Kürt sorununun çözümü için olacaksa birtakım olguların
dikate alınması gerektiğini söylemiştik parti yöneticilerine. Bu
olgulardan biri Öcalan. İmralı’da yeni bir düzenleme yapılınca ve
bu düzenleme kötü olunca avukatlarca bu kamuoyuna duyuruldu. Ben de
kamuoyunun hassasiyetini bildiğim için insan hakları inceleme
komisyonu üyesi olarak komisyona başvurdum. Ama CHP ve MHP
direndi.
- Emine Ayna’nın “Dağa çıkarım” sözü parti içinde ele
alındı mı?
Evet ele alındı tabii, ama burası serbest kürsüdür.
- DTP olanlardan ders çıkarmayı düşünüyor mu? Önümüzdeki
dönemde ne yapmayacaksınız?
Kamuoyunu etkileyen yazarların, gazetecilerin yorumlarını dikkate
alacağız. DTP zaten barışçı ve özgürlükçü bir parti.
- PKK şehir eylemlerine başlar diye endişeniz var
mı?
Serinkanlı olunması çok önemli. Ahmet Türk, Roj TV’ye açıklama
yaptı. Barış ve demokrasiden yana olunma çağrısında bulundu.
- DTP’nin kapanması ile birlikte Kürtlüğün yükselmesini
bekliyor musunuz?
Kürtleri yalnızlaştırıcı kararlar elbette buna iter. Anayasa
Mahkemesi’nin kararıyla hem Kürtler hem de Türkler
yalnızlaşacak.