Bismillahirrahmanirrahim
Memleketteki dergilerden birisinin
Türkçe kontrolünü sen yap dediler.
Dergiye gelen yazıların noktasına
virgülüne bakılacak.
İş çok.
Geçmiş gün unuttum birisi bir yazı
yazmış. Şeklen derginin kurallarına uyup uymadığına baktıktan sonra
Bitlisli bir öğrencim vardı.
Mehmet.
Ona gönderip “Şunun noktasına
virgülüne bak!” dedim.
Dergiye her alandan yazı geliyor!
Geçmiş gün hatırlamıyorum. Bizim görevimiz noktası virgülü! Yazıya
şöyle göz ucuyla bir baktım. Hz. Muhammed’in (S.A.V.) ismi
geçtiğinde salavat ibaresi yok. Hz. ibaresi de
yok. Sadece “Muhammet” -Sonunu özellikle t ile
yazıyorum ki arada ben de kaynamayayım diye- yazıyor.
Memlekete yeni gelmişim.
İşler nasıl yürüyor bilmiyorum.
İçimden kızdım. Ama lazım olanı
söylemedim. -İçimde hâlâ tamir edemediğim en büyük yaralarımdan
biridir bu-
Yazının sahibi için “Ne hâli varsa
görsün!” dedim.
Bizim talebe yazıyı okumuş! “Muhammet”
yazan yerlerin altını kalın kırmızı kalemle çizmiş. Kıpkırmızı bir
yüzle odama gelip selam sabah vermeden “Bu yazı yayımlanamaz
kesinlikle!” dedi.
Bunu söyleyen adam iznim olmadan adım
bile atmaz, buyur demeden konuşmaya başlamaz!
-Dur bakalım sakin ol, derdin nedir
dedik. Dinledik!
Talebe anlattıkça üzerime bir hüzün
çöktü, kedi yavrusuna döndüm. El kadar bebenin karşısında
küçüldükçe küçüldüm.
Benim göstermem gereken hassasiyeti
Bitlisli Mehmet göstermişti.
-Tamam yazarı uyarırız, kabul etmezse
yazısını yayımlatmayız dedim, dedim ama kendi öğrencimden aldığım
derse mi yanayım, korkaklığıma mı yanayım!
Talebe odadan çıkarken “Allah sana
heybet versin, aslan parçası!” diye dua ettim.
Kendim de oturdum bir noktaya doğru
öyle baktım durdum…
Gazeteler yazdı.
Varlığı değersiz bir Ebu cehil soyu,
Peygamber Efendimiz, Alemlerin Efendisi (S.A.V.) hakkında sosyal
medyada kendi iç dünyasında var olan domuz dışkısı tasavvurlarının
bir kısmını kusmuş!
Bunlara fırsat verilirse daha neler
neler yaparlar.
Bunlara fırsat verilmez.
Vermeyin bunlara fırsat!
Son Söz:
Şüphesiz ki Allah ve melekleri,
Peygamber’e çokça salât ederler. Ey mü’minler, siz de O’na
salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selâm
verin! (el-Ahzâb, 56)