Kur’an ayetleri ışığında İstanbul Sözleşmesi

Sonuçta hepimiz Müslümanız bunda şüphe yok değil mi?

Mustafa Sabri Beşer msbeser@internethaber.com

Son zamanlarda “Şeytanın en büyük zaferi” olarak nitelediğim İstanbul Sözleşmesi hakkında yazılar yazarak bu sözleşmenin içeriği hakkında bilgi vermeye çalışıyorum. Yazılarıma gelen bazı yorumlar benim olayı abarttığım noktasında görüş beyan ediyor.

Ben de konuya şaşmaz mihenk taşımız olan Kur’an-ı Kerim’den bakılırsa nelerle karşılaşabiliriz düşüncesi ile programlar aracılığı ile ayetler tarayarak karşılaştırmalar yapmaya gayret edeyim dedim. Sonuçta hepimiz Müslümanız bunda şüphe yok değil mi?

Araştırmalarım sonucunda İstanbul Sözleşmesinin içeriği ile ilgili bulduğum ayetleri aşağıda yorumsuz şekilde veriyorum. Bakalım Rabbimiz yüce kitabı Kur’an-ı Kerim’de konu hakkında neler diyor...

Hud 77: Elçilerimiz Lût’a gelince onların yüzünden üzüldü, göğsü daraldı ve “Bu çok zor bir gün” dedi.

Hud 80: Lût,"Keşke benim size karşı koyacak bir gücüm olsaydı veya güçlü bir kaleye sığınabilseydim!" dedi.

Hud 81: Melekler, ey Lût dediler, şüphe yok ki biz, Rabbinin elçileriyiz, onlar, sana kesin olarak ilişemezler; sen gece karanlığı basınca ailene mensup olanlarla yola düş, hiçbiriniz, ardına bakmasın, ancak karını beraber götürme, çünkü o da onların uğrayacağı azaba uğrayacak. Şüphe yok ki uğrayacakları azabın mukadder zamanı, sabah çağıdır; sabah da yakın değil mi?

Hud 82: Böylece azap emrimiz gelince, o ülkenin altını üstüne getirdik ve tepelerine balçıktan pişirilmiş, istif edilmiş taşlar yağdırdık.

Hud 83: Bu taşlar Rabbin katında damgalanmıştır. Atılan taşların hiçbiri baskı, zulüm ve işkence yapan, ahlâken çürümüş olan zalimlerin uzağına düşmemiş, boşa gitmemiştir, tepelerinden de eksik olmayacaktır.

Hicr 67: Şehir halkı, insan şeklindeki güzel yüzlü melekleri görünce, onlara iğrenç işlerini yapabileceklerini düşünüp sevinerek geldiler.

Hicr 71: Lût: “Niyetli olduğunuz şeyi, ille yapacaksanız” dedi. “İşte bunlar, benim kızlarım, onları alın.”

Hicr 73: Nihayet ortalık aydınlanırken korkunç ses onları yakalayıverdi!

Hicr 74: Ardından yurtlarının altını üstüne getirdik, üzerlerine taşlaşmış çamur yağdırdık!

Kamer 37: Ant olsun, onlar onun (meleklerden olan) misafirlerinden nefislerindeki kötü arzuları tatmin etmek istediler. Biz de onların gözlerini silme kör ettik. “Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!” dedik.

Kamer 38: Ant olsun, onlara sabahleyin erkenden kalıcı bir azap geldi.

Kamer 39: “Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!” dedik.

Tahrim 10: Allah, kâfir olanlara, Nuh'un karısıyla ve Lût'un karısıyla örnek getirmededir; ikisi de temiz kullarımızdan ikisinin nikah altındaydı, derken onlara karşı hainlikte bulundular da o iki temiz kul, hiçbir suretle onları kurtaramadı Allah'ın cezasından ve onlara girin denildi ateşe, girenlerle beraber.

A’raf 80: Lût'u da gönderdik ve hani kavmine demişti ki: Sizden önce alemlerde hiçbir kimsenin yapmadığı kötülüğü mü yapacaksınız?

Araf 81: Çünkü siz kadınları bırakıp şehvetle erkekleri kullanmadasınız ve siz, ancak haddini aşmış bir kavimsiniz.  

 

Şuara 166: Rabbinizin, sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyor musunuz? Hayır, siz, haddi aşmış bir topluluksunuz.

Neml 54: Ve Lût'u da göndermiştik de o zaman, kavmine demişti ki: Çirkin bir iş işlemedesiniz ve siz de onun çirkinliğini görüyorsunuz.

Neml 55: Kadınları bırakıp da şehvetle erkeklerle mi temas edeceksiniz, hatta siz, bilgisiz bir topluluksunuz.

Ankebut 28: Ve Lût'u da göndermiştik de hani kavmine demişti ki: Siz, sizden önce, âlemlerde hiçbir kimsenin yapmadığı çirkin bir işi yapmadasınız.

Ankebut 29: Siz, boyuna erkeklerle mi temas edecek, meşru yolu mu kesecek, meclislerinizde hep kötü işlerde mi bulunacaksınız? Kavminin cevabı, ancak eğer doğru söyleyenlerdensen Allah azabını getir bize sözü olmuştu.

Ankebut 30: O da Rabbim demişti, bozgunculukta bulunan kavme karşı sen yardım et bana.

Ankebut 31: Elçilerimiz, İbrahim'e müjdeyle gelince, şüphe yok ki demişlerdi, biz şu şehrin halkını helak edeceğiz; şüphe yok ki o şehrin halkı zalim oldu.

Ankebut 32: Fakat İbrahim: “Ama Lût da onlar arasında yaşıyor!” diye haykırdığı zaman, melekler şu cevabı verdiler: “Kimin orada olduğunu biz daha iyi biliyoruz. O'nu ve karısı dışındaki, bütün aile efradını kesinlikle kurtaracağız. Karısı ise, geride bırakılanlar arasında yer alıp, helak edilenlerden olacaktır.”

Hud 74: İbrahim'in korkusu gidip de kendisine çocukla ilgili müjde gelince, Lût kavminin sonucuyla ilgili olarak affedilmeleri için meleklerle adeta tartışmaya başladı.

Hud 76: Melekler dediler ki, “Ey İbrahim! Bu tartışmadan vazgeç, çünkü Lût kavmine, Rabbinin azap emri gelmiştir ve onlara geri çevrilmez bir azap mutlaka gelecektir.”

Evet, bunlar Kur’an-ı Kerim’de İstanbul Sözleşmesi ile teşvik edilen ve meşrulaştırılmak istenen sapık ilişkilerle ilgili ayetler.

Ayetleri okuduktan sonra da hâlâ abarttığımı düşünüyor musunuz acaba?

facebook.com/msbeser

twitter.com/msbeser

instagram.com/msbeser