Komünizm bitti, yeni tehdit dinci terör
Abone olYeni Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nde 'iç-dış tehdit algılamaları' değişti. Radikal dinci unsurların yarattığı küresel terör ve K. Irak 'ilk sıra'ya geçti.
TÜRKİYE Cumhuriyeti Devleti'nin yerleşik politikalarının temel
kaidesini oluşturan Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nde, ''Yurtta
sulh, cihanda sulh'' anlayışı muhafaza edilirken, irticanın Türkiye
Cumhuriyeti Devleti'ni tehdit eden bir güç olduğu bir kez daha
vurgulanacak. TERCÜMAN, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yerleşik
politikalarının temel kaidesini oluşturan Milli Güvenlik Siyaset
Belgesi'nde (MGSB) yapılacak değişikliklerin ana hatlarını
açıklıyor. Son olarak 2001 yılında rötuş yapılan MGSB'de bu kez
konjonktüre uygun daha kapsamlı değişiklikler bekleniyor. MGSB'de
yapılacak değişikliğin dış konjonktürel zeminini, 11 Eylül 2001'de
El-Kaide'nin New York'taki Ticaret Merkezi'ne gerçekleştirdiği
terörist saldırısı ile başlayan süreç oluşturdu. ABD'nin
Afganistan'ın ardından Irak'ı işgal etmesi ve El Kaide'nin 15-20
Kasım 2003'te İstanbul'da gerçekleştirdiği terörist saldırılar,
MGSB'nin dış ve iç tehdit algılamalarını yeniden kurgulamayı
zorunlu kıldı. Geçtiğimiz Nisan ayındaki NATO Zirvesi sonrasında
MGSB'de yapılacak değişiklikler için düğmeye basıldı. Başta Milli
Güvenlik Kurulu'nun (MGK) asker kanadı, Genelkurmay Başkanlığı
olmak üzere devletin yerleşik kurumları, hükümetle birlikte
MGSB'nin değiştirilmesi konusunda genel bir mutabakata vardılar.
Üzerinde çalışılan değişiklikler, Türkiye Cumhuriyeti'nin dış
politikasının temel ilkesini oluşturan ''Yurtta Sulh Cihan'da
Sulh'' anlayışının muhafaza edilmesine dayanıyor. Küresel terörizm
Refah-Yol Hükümeti'nin hemen sonrasında yapılan değişiklik ile
irticai ve bölücü terör, tehdit sıralamasında birinci sıraya
oturtulmuştu. Mevcut belgedeki, ''Siyasal İslam'ın Türkiye için
tehdit unsuru olduğu'' ifadesi, yeni koşullara göre yeniden
tanımlandırılabilecek ancak, yeni belgede, ''Bu tehlikenin varlığı
gelişen yeni konjonktürde artarak devam ediyor'' ifadesinin
kullanılıp kullanılmaması konusunda devletin temel kurumları
arasında mutabakat aranacak. Tercüman'ın edindiği bilgilere göre,
irticanın Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni tehdit eden bir güç olduğu
MGSB'de kuvvetli ifadelerle vurgulanacak. MGSB, radikal dinci
unsurların yarattığı tehlikenin ''Küresel boyut'' kazandığını
belirterek, Türkiye'nin bu konuda uluslararası işbirliği sürecini
devam ettireceğini kayda geçirecek. Son NATO Zirvesi'nde alınan
küresel terörle işbirliği kararı bir anlamda yeni MGSB'nin temel
dayanağını oluşturuyor. MGSB'de terörizmin küresel saldırıları
nedeniyle küresel mücadeleyi gerekli kıldığı vurgulanırken,
Türkiye'nin çevresindeki dış tehdit algılamasında Kuzey Irak
birinci unsur olarak algılanacak. Kuzey Irak'taki bölücü örgütün
varlığının yanı sıra bölgedeki aşiret reisleriyle gerçekleşen etnik
dayanışmanın Türkiye için tehdit ve tehlike olduğu da, yeni
MGSB'nin ruhunu oluşturan değişikliklerden biri olarak
gösteriliyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir anlamda güvenlik
perspektifini oluşturan MGSB'nin yanı sıra Genelkurmay
Karargâhı'nın güvenlik politikasını oluşturan Milli Askeri
Stratejik Konsept'te de (MASK) değişiklik yapılması konusunu
gündeme getirdi. Son olarak Refah-Yol Hükümeti döneminde
değiştirilen MASK ile Genelkurmay'ın tehdit algılaması değişmiş,
''İç tehdit, dış tehditten daha öncelikli'' hale gelmişti.
MASK'taki değişiklik Refah-Yol sürecinde Genelkurmay Karargahı'nda
gerçekleştirilen bir brifingte açıklanmış ve bu değişiklik şu
sözlerle ifade edilmişti: ''Bölücü ve irtica odakları, eylem
birliği ve dayanışma içinde Türkiye Cumhuriyeti'ni bölmek
istiyorlar. Bu devletin parçalanması demektir. Bu durumda iç tehdit
dış tehditten önce gelmekte ve birinci tehdit durumuna
girmektedir...'' MASK'taki olası değişikliğin tıpkı MGSB'de olduğu
gibi günümüz konjonktürüne ve beklentilerine uygun olarak
şekillendirilmesi hedefleniyor. Ancak, MASK'taki değişikliğin
MGSB'ye oranla daha az kapsamlı olması öngörülüyor. MASK'ın
değişimi konusunda asker kendi iç dinamikleri ile hareket ediyor ve
konsepti direkt olarak Genelkurmay Karargâhı belirliyor. Milli
Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği'nin koordinasyonluğunda
sürdürülen belge üzerindeki çalışmaların 2005 yılının ilk yarısında
tamamlanması planlanıyor. Yunanistan hâlâ tehdit YUNANİSTAN ilgili
tehdit algılaması da, inişli-çıkışlı ilişki seyri yüzünden
belgedeki yerini koruyacak. Özellikle son dönemlerde Ege'de yaşanan
hava sahası ihlalleri nedeniyle Türkiye'nin Yunanistan üzerindeki
çekincelerini sürdürdüğü belgeye yansıtılacak. İddia edildiği gibi
Suriye Türkiye'nin tehdit algılamasının dışında kalmayacak. Uzun
yıllar, teröristbaşı Abdullah Öcalan'a ev sahipliği yapan
geçmişteki Şam Hükümeti'nin hasmane tavırları nedeniyle dış tehdit
algılaması içine yer alan Suriye'ye dönük çekinceler sürecek. Ancak
Suriye yine bölgedeki algılamada daha az kuvvetli kaygıyla da olsa
belgedeki yerini koruyacak. (H.O. TERCÜMAN)