Kızıltepe raporu polisi sarsacak
Abone olTBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu'nun Kızıltepe'de Ahmet Kaçmaz ve 12 yaşındaki oğluyla ilgili raporu tamamladı. Raporda zehir-zemberek ifadelere yer verildi
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun, Kızıltepe'de Ahmet
Kaymaz ile 12 yaşındaki oğlu Uğur Kaymaz'ın ölümüyle ilgili açılan
dava ile ilgili hazırladığı raporda polise 'Avrupa Birliği' uyarısı
yer aldı. Polisin yersiz ve gereksiz bir şekilde aşırı güç
kullandığı belirtilen raporda, "Emniyet güçleri ülkemizi gerek
kendi insanımıza ve gerekse Avrupa Birliği üyeleri ile Batılı
ülkelere karşı zor durumda bırakmıştır" denildi. TBMM İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili ve AK Parti Adıyaman
Milletvekili Ahmet Faruk Ünsal, komisyon üyeleri AK Parti
Diyarbakır Milletvekili Cavit Torun, CHP Diyarbakır Milletvekili
Mesut Değer ve CHP Mersin Milletvekili Hüseyin Güler'in hazırladığı
Kızıltepe raporu imzalanarak komisyona sunuldu. Mardin Kızıltepe'de
Ahmet Kaymaz ile 12 yaşındaki oğlu Uğur Kaymaz'ın ölümüyle ile
ilgili açılan dava hakkında rapor hazırlayan komisyon üyeleri,
çarpıcı tespitler ortaya koydu. Ahmet ve Uğur Kaymaz'ın öldürülmesi
olayında duruşma aşamasında aydınlatılmayı bekleyen birçok yön
olduğuna işaret edilen raporda, "Şu ana kadar edindiğimiz bilgiler
ışığında olaya bakıldığında Emniyet güçleri yersiz ve gereksiz bir
şekilde aşırı güç kullanmış, ülkemizi gerek kendi insanımıza ve
gerekse Avrupa Birliği üyeleri ile diğer Batılı ülkelere karşı zor
durumda bırakmıştır. Ayrıca idarenin sanık polisleri, mahkemenin
belirli aşamasına kadar bile beklemeden göreve iade etmesi ve
polislerin şehir dışına tayin edilmeleri, mahkeme üzerinde idarenin
etki etmesi imajını doğurmaktadır. Bu ve buna benzer olaylar
Türkiye'nin insan haklarının sıkça ve anlamsız bir şekilde ihlal
edildiği bir ülke olarak görünmesine sebebiyet vermiştir"
değerlendirmesi yapıldı. 'CİDDİ ŞÜPHELER VAR' Mardin Cumhuriyet
Başsavcılığı tarafından Mardin Ağır Ceza Mahkemesi'nde sanık polis
memurları Mehmet Karaca, Yaşaettin Açıksöz, Seydi Ahmet Töngel ve
Salih Ayaz'ın Ahmet ve Uğur Kaymaz'ı faili belirli olmayacak
şekilde öldürdükleri iddiasıyla TCK'nın 448, 50, 463, 31 ve 33.
maddeleri uyarınca 12'şer yıla kadar hapis cezası istemiyle
yargılandıkları davanın ilk duruşmasını izleyen milletvekillerinin
hazırladığı raporda, iddiaların dayanaksız olduğu vurgulandı.
Raporda yer alan tespitler şöyle sıralandı: - Mardin Kızıltepe
emniyet birimleri Ahmet Kaymaz'ın evinde Kabat Kod Nusret Bali'yi
yakalamak üzere operasyon yaptığını belirtmiş ancak böyle birisine
canlı veya ölü olarak ulaşılamamıştır. Dosya içerisindeki bilgilere
göre Nusret Bali'nin kaçtığını gösteren herhangi bir belge deliller
arasında bulunmamaktadır. Olay yerinin açık bir alan olması ve ev
çevresinde Emniyet güçleri tarafından her türlü tertibatın alınmış
olduğunun belirtilmiş bulunması karşısında Kabat Kod Nusret
Bali'nin kaçtığı veya kaçırıldığı iddiası dayanaksız kalmıştır. -
Ahmet Kaymaz'ın 12 yaşındaki oğlunun eline silah vererek örgüt
mensubunun kaçması için tertibat almasını düşünmek gerçekçi
olmaktan uzak bir anlayış olarak algılanmıştır. Normalde insanlar
herhangi bir tehlike yoksa ellerinde silah ile dışarı çıkmazlar.
Ahmet Kaymaz, oğlu Uğur ile birlikte ellerinde silah olduğu halde
dışarı çıkmış iseler, gelecek bir tehlikeyi de görmüş veya
hissetmişlerdir. Her iki halde de çocuğun hayatı tehlikededir.
Dışarıda hasım bildiği kişilerin beklemekte olduğu ihtimal
içerisindedir. Bu durumda da bir babanın 12 yaşındaki oğlunu bile
bile ölüme sürüklemesi heyetimizce garip karşılanmıştır. - Olay
yerinde tutulan zabıtta, Ahmet Kaymaz'ın eli altında bulunan
silahtan 8, Uğur Kaymaz'ın elinde bulunan silahtan ise 5 kurşunun
sıkıldığı belirtildi. Silahlar üzerinde balistik inceleme ve Adli
Tıp Kurumu'nca yapılan araştırmada, bu silahların namlu kısmında
barut izleri olduğu ancak hangi tarihte ateş edildiği
belirlenememiştir. Namlu kısmındaki barut izleri, bu silahlarla
hangi tarihte ateş edildiğini fennen ortaya koyar. Ancak Kaymazlara
ait silahlarda barut izi bulanmasına rağmen tarihin belirtilmemesi
bir çelişki oluşturmaktadır. - Diyarbakır Kriminal Polis
Laboratuarı'nın 'Toplam 6 adet mukayese kovanının üzerinde
atıldıkları silaha ait yeterli karakteristik iz bulunamadığından
gerekli inceleme yapılamamıştır' şeklindeki raporu, Ahmet ve Uğur
Kaymaz'a ait olduğu ileri sürülen silahların olayda kullanıldığına
dair ciddi şüpheleri beraberinde getirmektedir. İşin bu yönü çok
önemlidir. - Maktullerin hemen yakınında 34 adet boş kovan bulundu.
Bu durum maktullere bazı yerlerde 2-3 metreden ve bazı yerlerde
daha yakın mesafeden ateş edildiğini göstermektedir. Bu durum bir
çatışma ihtimalini zayıflatıyor. Onların da polislere ateş ettiği
ve 13 el silah sıktıkları iddiası değerlendirmeye alınacak olursa,
muhtemelen polis memurlarının da en azından bir veya iki yara
almaları işin tabiatı gereğidir. Oysa polislerde en küçük bir
sıyrık bile yok. - Olay sonrasında maktullerin parmak ve avuç için
izleri alınmış ve mühürlü torbalar içindeki belgeler Adli Tıp'ta
incelemeye tabi tutulmuş, ancak verilen raporlarda bu izlerin
maktullere ait olduğuna dair bir bilgi dosyaya intikal etmemiştir.
Olay yerinde ele geçen iki adet el bombası üzerinde parmak izi
araştırması yapılmış ve bu yönde herhangi bir ize rastlanmamıştır -
Olay yerinde yapılan inceleme sonucunda baba Ahmet Kaymaz'ın
ayağında kirli yeşil renkli erkek terliği, oğul Uğur Kaymaz'ın
ayağında ise kahve renkli erkek terliğinin bulunduğu zabıtlara
geçmiştir. Çatışma niyetiyle ellerine silah alarak evin dışına
çıkan kişilerin ayaklarına hareket kabiliyetini azaltan terlik
değil daha rahat ayakkabı giyeceği dikkatten kaçmamalıdır.