Kaşıyın beyler kaşıyın, az kaldı...

Olası bir deprem ya da bir İbrahim heykellerinizi yıkabilir…

Mustafa Sabri Beşer msbeser@internethaber.com

Sanırım toplumun ayarlarıyla son yıllarda oynandığı kadar hiçbir zaman oynanmadı. Ülkeyi sömürge toplumu haline getirip yönetmek isteyen mihraklar toplumun hassas noktalarını kaşıdıkça kaşıyorlar.

Atatürk’ü İslamın ve biz Müslümanların kutsal mabedi Kâbe üzerine otururken kolajlamak hangi tür bir kafanın ürünüdür bilemem ama bunu yapan kişinin niyeti o kadar belli ki...

Yapılmak istenen en hassas noktalara atış yaparak birilerinin bam teline basmak. Yoksa böylesine acaibül garaib bir işe imza atmanın başka türlü bir izahı olamaz. Aklı başında olan hiç kimse böyle bir densizliğe cüret edemez. Bunu yapan kişi ne yaptığını çok iyi biliyor.

Amaç belli: Toplumun iki kesimini karşı karşıya getirmek...

Son zamanlarda bu tür provakatif olaylar o kadar çok arttı ki...

Birilerinin hoşlanmadığını bile bile memleketin her köşesine, hatta hiç alakası olmayan yerlere Atatürk heykelleri yapmanın ne âlemi var. 

Yetmezmiş gibi mum dikerek bir de heykel yarışması düzenliyorlar!

Çünkü biliyorlar ki bazıları bundan rahatsız olacak, karşı eylem yapacak, toplumun iki kesimi karşı karşıya gelecek. İstiyorlar ki karşı taraftan birileri heykellere saldırsın, heykel yarışmasını taşlasın.

İşte bu olduğunda ellerini ovuşturarak çıkan hengâmenin tadını çıkaracaklar.

Sanırım tarihin hiçbir döneminde bir milletin kodları ile bu kadar çok oynanmaya çalışılmamıştır.

Ne kutsalı kaldı oynanmadık ne de dünyaya ait değerleri. Ne varsa, ne buldularsa kaşıyorlar.

Yeter ki bu milleti birbirine düşürsünler, yeter ki kardeş kavgası çıkarsınlar. Yeter ki bu millet bölünsün, birbirine düşsün...

Tek istedikleri, tek arzuladıkları bu...

Lakin bu aziz millet her zaman için onların heveslerini kursaklarında bırakmasını bilmiştir. Ferasetiyle, öngörüsüyle, sağduyusuyla oynanan bütün oyunları boşa çıkarmıştır. İnşallah şimdi oynanan, oynanmak istenen oyunları da boşa çıkaracaktır.

Yeter ki biz birazcık basiretimizi açalım, oynanan oyunları görmeye çalışalım. Büyük resmi görebilelim. Basit provokasyonlar karşısında tabiri caizse gaza gelmeyelim.

Devlet yetkilileri de bu tarz densizliklere karşı yapılması gerekeni vakit kaybetmeden yerine getirmelidir. Milletin hassas noktalarını kaşıyıp galeyana getirmek isteyenlere fırsat vermemelidir. Kanunlar çerçevesinde kutsala yapılan hakaretler cezalandırılmalıdır. Yoksa durumdan vazife çıkaran birileri hiç yok yere güya adaleti kendisi sağlamaya çalışır.

Ondan sonra ayıkla pirincin taşını...

Gün uyanık olma vaktidir, devletiyle, milletiyle, bütün kurum ve kuruluşlarıyla meydan provokatörlere bırakılmamalıdır.      

Birkaç sözüm de CHP’li belediyelere...

Yahu sizin heykel açmaktan başka yapacak işiniz yok mu?

Gün geçmiyor ki bir heykel açılışı görmeyelim.

Belediyecilik demek hizmet demek, vatandaşın sorunlarını çözmek demek. Belediyenin birinci önceliği şehrin sorunlarını çözüme kavuşturmaktır.

Siz önce vatandaşın dertlerine çözüm bulun ondan sonra heykel açın.

Tamam, sanat da bir hizmettir ama ondan önce yerine getirilmesi gereken onlarca hizmet sahası var. Biraz da onlarla ilgilenin...

Şehrin girişine ya da tam ortasına istediğiniz kadar heykel dikin. Her an deprem ile teyakkuzdayız. Yani demem o ki olası bir deprem ya da bir İbrahim heykellerinizi yıkabilir…

facebook.com/msbeser

twitter.com/msbeser

instagram.com/msbeser