Emine Bulut'un eski eşi tarafından boğazı kesilerek
öldürülmesinin ardından günlerdir "kadına şiddet" ve "kadın
cinayetleri" üzerine konuşuyoruz.
Konuşuyoruz da ne oluyor? Ya da ne olacak?
Muhtemelen yine hiçbir şey değişmeyecek.
Çünkü bu durum bir anda değiştirebileceğimiz bir durum değil
ama değişmeyecek bir durum da değil.
Hele sağı, solu, dini, dindarı, seküleri falan suçlamakla
olacak iş hiç değil.
Bu sorun çok daha temelden, bizim toplumsal kodlarımızdan
geliyor. Dolayısıyla çözümü de topyekün bir
zihniyet değişiminden geçiyor.
Zihniyet dediğimiz şeyin ilk yansıması dildir ve zihniyet
değişimi dilde başlar.
Düşünün ki biz;
-"Kızını dövmeyen dizini döver" diye
atasözü olan,
-"Eksik etek" diyerek kadını
tanımlayan
-"Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik
etmeyeceksin" diye nasihatler veren
-Sinirlendiğinde öfkesini karşıdakinin
önce anasına, bacısına, karısına,
kızına söverek gösteren (falan falan, liste
uzar gider) bir milletiz.
Bunlar geleneksel kodlarımız. Şimdi alın bunları bir
kenara koyun.
Gelelim "modern" söylemlerimize...
Kadının istismarı, şiddete uğraması, öldürülmesi gibi
durumlar gündeme geldiğinde biz bunları
topyekün "kadın
meselesi" olarak tanımlıyoruz.
Diyoruz ki "kadına
şiddeti" konuşacağız...
Konu başlığı hep "Kadına
şiddet" kalıbı üzerinden
çeşitleniyor.
Farkında mısınız ortada fail hiç yok! Yani
"erkek".
Hep söylüyorum bir kez daha
söyleyeyim; Bu ülkenin bir "kadın"
meselesi yoktur, bu ülkenin bir "erkek şiddeti" meselesi
vardır.
Dolayısıyla geleneksel ya da modern farketmez dil
kalıplarımızı, söylemlerimizi değiştirmeye başladığımız zaman
zihniyet değişimini de başlatmış olacağız.
Ve bu dili "fail" üzerinden kurmak
zorundayız.
Zorundayız çünkü şiddeti gerçekleştiren, cinayeti işleyen,
istismarı, tecavüzü yapanı işaret edeceğiz
ki dikkati sonuca değil sebebe
çekebilelim.
Bunu başarabilirsek o zaman "erkek
şiddeti"nin nedenlerini, "erkek
meselesinin" kökenlerini ve yol açtığı
sorunları gerçek anlamıyla konuşmaya başlarız.
O GÖRÜNTÜLERİ ÇEKEN SUÇLU
MU?
Emine Bulut cinayetinin görüntüleriyle toplumsal bir infial
yaşadık.
Bu ülkede neredeyse hergün kadınlar benzer nedenlerle
cinayete kurban gidiyor.
Peki Emine Bulut olayının bir 3. sayfa haberi olarak
gündemimizden akıp gitmesini engelleyen ne oldu?
Tabi ki o görüntüler.
Daha önce de bizi bu denli etkileyen olaylar olmuştu. Ama ilk
kez bir kadının kanlar
içerisinde "Ölmek
istemiyorum" çığlığına ve bir
çocuğun "Anne lütfen
ölme" feryadına şahitlik ettik. Belki günlerce
bu görüntülerin etkisi altında kalacağız.
Bir cinayet yaşanırken, kanlar içinde bir kadın feryad
ederken onu kameraya alan bir insan vardı ortada.
Oysa bir insanın böyle bir durumla karşı karşıya
kaldığında ilk refleksinin koşup çocuğa ya da kadına yardım
etmek olması gerekmez miydi?
Öyle olmadı ama...
Kayda alan kişinin ilk refleksi cep telefonunun kamerasını
açarak yaşananları görüntüye almak oldu.
Bütün gerçekliğini cep telefonu ekranı üzerinden kuran
insanlara dönüşmemizin neticesidir bu
aslında.
"İzle, kaydet ve paylaş" çağının bir
çıktısıdır...
Bizi gerçekliğe biraz daha yaklaştırırken aynı zamanda
gerçeklikten koparan hastalıklı halimizin geldiği son noktalardan
biridir bu durum.
Fakat bir yönüyle de o görüntüler olmasaydı bugün bunları
konuşuyor olmayacaktık değil mi?
Bu açıdan bakınca da "iyiki de
çekmiş" demekten alıkoyamıyoruz
kendimizi.
Netice de içine düştüğümüz bu sarmal için salt iyi ya da kötü
diyemiyoruz.
Fakat şunu söyleyebiliriz; Haber alma gücümüz artarken
gerçekliğe yabancılaşıyoruz farkında mıyız? Bu vahşet içeren kanlı
bir cinayet olsa bile...
Son olarak şunu da ekleyerek bitireyim, yorumu size kalsın;
Emine Bulut'un annesi kendisiyle konuşan gazetecilere şunları
söylüyor "Kızım orada çocuğu ile çırpınırken o sırada
eli tutuyor da çekim yapıyor, çocuk orada çırpınırken nasıl oluyor
da onlar seyrediyor. Orası dönerci ise illaki imkan vardı. Hiç mi
biri bir şey fırlatmadı? Onların da annesi, babası, ailesi var.
Yazıklar olsun onlara. 10 yaşındaki torunum, 'anneanne ben ambulans
çağırın diyorum, onlar çekim yapıyor' diyor."
twitter.com/Htckubra
Facebook Hatice
Kübra