Kaçmanın sonu yok.
Nereye kaçarsan kaç; sırtındaki kambur, alnındaki o senin
görmediğin ama âlemin bildiği kara leke seninle dolaşacaktır.
Adam gibi görüntünün ardında; aslında nasıl dönek olduğun, nasıl
zoru görünce boynunu kırarak şapkanın altına saklanıp ülkeyi terk
ettiğin hiç unutulmayacak.
Velhasıl kardeşim sen unutulmayacaksın.
Kaçışın yok yani…
İyisi mi kes o bıyıklarını ki yüzünün senden utancını aynaya
baktığında görme.
Görme aldığın ahların sana ettiklerini…
Söndürdüğün ocakların ahrette seni o geçmesi zor köprüde
beklediğini.
Çünkü illaki oraya gidecek ve hesabını vereceksin.
Allahtan ve vereceğin hesaplardan kaçışın yok yani…
Şimdi kim seni ihbar edecek, kim seni, ne zaman yakalayacak
korkularınla üç beş zaman kuyruğun bacaklarının arasında
kaçarsın.
Artık tanıdığın tanımadığın herkes senin için tehlikeli.
O yüzden de baktığın yüzlerde kendini arayacaksın.
Şapka yetmeyecek yani…
Zor be kardeşim!
Zor böyle kaçak göçek yaşamak.
Üstelik kaçmanın imkânsızlığını bile bile…