İtibar kazandık
Abone olKültür Bakanı Hüseyin Çelik, hükümet tezkeresinin kabul edilmemesinin TBMM'ye itibar kazandırdığını söyledi.
Kültür Bakan Hüseyin Çelik, hükümet tezkeresinin kabul
edilmemesinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) itibar
kazandırdığını, demokrasinin işlediğinin ortaya çıktığını söyledi.
ABD'nin Türkiye'nin müttefiki olduğunu belirten Bakan Çelik,
"Müttefikimiz olan bir devletin bizden böyle bir talebi var, biz
bunu nasıl reddederiz' diye soruluyor. Şimdi bir ülke ile müttefik
olmak başka bir şeydir, ülkenin her talebini, arzusunu yerine
getirmek başka bir şeydir. ABD, bizim her talebimizi, her
isteğimizi yerine getiriyor mu? Yıllardan beri ABD'ye tekstil
kotalarını kaldırın diyoruz kaldırmıyorlar" dedi. Siirt'teki seçim
çalışmalarının ardından karayoluyla memleketi Van'a gelen ve Van
Valisi Hikmet Tan'ı makamında ziyaret eden Kültür Bakarı Hüseyin
Çelik, 9 Mart tarihinde Siirt'te milletvekili seçimlerinin
yenileneceğini, bu vesile ile Siirt'e geldiğini belirtti. Bu
gezisini bitirdikten sonra Van'a gelip Vali Hikmet Tan'a hayırlı
olsun ziyaretinde bulunduğunu belirten Bakan Çelik, Siirt seçimleri
ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Siirt seçimlerinde AK
Parti'nin rakibi olmadığını söyleyen Kültür Bakanı Çelik, "Bu
ilimizdeki 3 milletvekilliğini de alacağız. Arkadaşlarımızın
gayreti oradaki oy oranının biraz daha yüksek olmasını temin
etmektir. Çünkü Siirt'teki seçimleri sadece Türkiye kamuoyu değil,
bütün dünya ilgileniyor. Türkiye'nin 59. hükümetinin Başbakanı
buradan çıkacak. Siirt'in her tarafında 'Yiğit düştüğü yerden
kalkar' diye pankartlar asılmış. Ben bu seçimlerinde hayırlı
olacağını düşünüyorum" diye konuştu. Basın mensuplarının kabul
edilmeyen tezkere ve kendisinin 'Hayır' oyu vermesi ile ilgili
sorularını yanıtlayan Bakan Çelik, tezkere için 'Evet' diyenlerin
de, 'Hayır' diyenlerin de Türkiye'nin selametini, insanların
huzurunu ve barışı düşündüklerini belirtti. Bu durumun parti içi
ayrılığı getirmediğini de sözlerine ekleyen Bakan Çelik, şöyle
konuştu: "Benim tezkere için ret oyu kullandığım doğrudur. Bakanlar
Kurulu'nda bu teskerenin aleyhinde olduğumu yüksek sesle ifade
ettim. Sayın başbakanıma da diğer bakan arkadaşlarıma da bunun
mahsurlarını anlatmaya çalıştım. Fakat sayın Başbakan 'Yetki
TBMM'ye aittir. Yurt dışından Türkiye'ye asker gelmesi, bizim
askerlerimizin sınır ötesine gitmesi buna karar verme TBMM'nin
yetkisindedir. Bu yetkinin sahibine biz bu işi götürmeliyiz' dedi.
Bakanlar Kurulu'nda kararlar oybirliği ile alınır. Bir bakan bile
bir kararı imzalamazsa o karar alınmamış sayılır. Dolayısıyla biz
süreci tıkamamak için, tıkayan olmamak için iradenin, yetkinin
sahibi TBMM'ye götürmek üzere ben kararnameyi imzaladım. Bakanlar
Kurulu'nda Başbakan'a Meclis'e gelmesi halinde milletin vekili
olarak, milletin sesine kulak vererek bu teskereye ret oyu
vereceğimi söyledim." Kültür Bakanı Çelik, ortaya çıkan durumun
partide bölünmeye sebep olacağına inanmadığını, aksine bu oylamadan
sonra AK Parti'nin bu işten güçlenerek çıktığını söyledi.
Tezkerenin kabul edilmemesi ile Türkiye'de TBMM'nin itibarı
yükseldiğini, demokrasinin işlediğinin ortaya çıkmıştır ve dünya
basınında bu mesele böyle değerlendirdiğini anlatan Bakan Çelik,
şöyle devam etti: "ABD bizim müttefikimizdir. 'Müttefikimiz olan
bir devletin bizden böyle bir talebi var, biz bunu nasıl ret
ederiz' diye soruluyor. Şimdi bir ülke ile müttefik olmak başka bir
şeydir, ülkenin her talebini, arzusunu yerine getirmek başka bir
şeydir. ABD bizim her talebimizi, her isteğimizi yerine getiriyor
mu? Biz diyelim ki ABD'den 10 şey istiyoruz, ABD 1'ini yapıyor.
Yıllardan beri ABD'ye tekstil kotalarını kaldırın diyoruz
kaldırmıyorlar. Şimdi onlar her talibimizi kongrelerinden
geçiriyorlar mı? TBMM'de evet oyunu kullanan arkadaşlar, Türkiye'de
ve çevrede, bölgede huzurun barışın, sükunetin, evet denerek
sağlanabileceğine inandıkları için evet demişledir. Hayır
diyenlerde, yine aynı amaçla hayır denmesi halinde bunun
sağlanacağını düşünmüşlerdir. Dolayısıyla bizim partimizin
içerisinde başta Genel Başkanımız ve Başbakanımız olmak üzere hiç
bir arkadaşımız savaş taraftarı değildir. Savaşın olmasını
istemiyor. Herkes savaşın kan, gözyaşı, barut kokusu, kopmuş kol ve
bacaklar, babasız kalmış yetim çocuklar, açlık, sefalet, göç,
ızdırap olduğunu bilir. Bunları bilen hiç bir insanın savaşa
taraftar olması mümkün değildir. Hiç bir arkadaşımızda savaşa
taraftar değildir. Ama burada bir yorum ve içtihat farkı vardır.
Tekrar söylüyorum evet diyen insanlarda, hayır diyenler de
Türkiye'nin selametini, insanımızın selametini, huzuru ve barışı
amaçlıyorlardır. Farklı konularda, farklı düşünmek, bölünmek
anlamına gelmez. Demokrasilerde, parti içi demokrasi diye bir şey
var. Eğer parti içindeki bu demokrasiyi işletmezseniz o zaman bir
Genel Başkan tek başına oturur, kararı verir, o kararı da ilgili
gruba iletir ve o grupta, o istikamette hareket eder. Bunun adı o
zaman parlamenter demokrasi ve parti içi demokrasi olmaz. Biz
yıllardır partilerimizde lider suntasından söz ediyoruz.
Milletvekillerimiz kendi hür iradelerini kullanmışlardır.
Türkiye'de demokrasinin gereği olmuştur. Parlamentomuz itibar
kazanmıştır ve dünyada da Türkiye'nin bağımsız bir ülke olduğu,
kendisine her teklif edileni, her istenilen şeyi böyle çok
kolaylıkla yapacağı, yapmayacağı şeklindeki kanaat pekişmiştir.
Bizim elbette karar mekanizmalarımız vardır. Burada fevkalade bir
durum olmadığını düşünüyorum. Partimiz bu süreçten daha güçlenerek
çıkmıştır. Bundan sonrada böyle olacaktır." Valilik ziyaretinden
sonra Bakan Çelik, İstasyon Mahallesi'nde bulunan babasına ait eve
geçerek istirahata çekildi. Bakan Çelik'in yarın partililerle bir
toplantı düzenlemesi ve esnafı gezmesi bekleniyor. Bakan Çelik,
yarın saat 15.00 uçağı ile Van'dan ayrılacak.