İstanbul'da seçim ne olur?

İstanbul'da seçimler yenilenirse AK Parti'nin oyları düşer mi? Prof. Dr. Zakir Avşar, İstanbul seçimlerini yazdı...

Prof. Dr. Zakir Avşar zakiravsar@internethaber.com

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Maltepe Belediye Başkanlığı seçimlerine AK Parti ve MHP tarafından YSK nezdinde yapılan itirazların neticeleri ne olur, seçimlerin tekrarlanması kararı çıkar mı, çıkarsa tekrar ile birlikte ne olur, tekrar kararı çıkmaz ise ne olur?

Bu günlerde herkesin en fazla merak ettiği konular arasında kuşkusuz ki bunlar var…

İtirazlar AK Parti tarafından 9 ana başlık halinde YSK’ya sunulmuş idi. YSK, Kanun Hükmünde Kararname ile devlet memurluğundan çıkarılmışların seçimlerde oy kullanabileceğine hükmederek bu yöndeki itirazı karara bağlamış oldu. Ancak diğer sekiz madde ile ilgili ara karar aldı ve İlçe Seçim Kurullarına beş günlük süre vererek araştırılmasını istedi.

Ara karara konu olan sekiz madde önemli. Daha önceki yıllarda ve bu seçimde gerçekleşen seçimlerin iptali ve tekrarı kararları hep bu yöndeki itirazlar dikkate alınarak gerçekleşmiş.

Maltepe Belediye Başkanlığı için de MHP’nin bu sekiz maddenin dışında sandık kurullarının teşekkülü ile ilgili itirazı vardı ki, YSK bu konunun da beş günlük süre içinde araştırılmasını istedi.

Yani, YSK’nın seçimler üzerinde en ufak bir şaibe oluşmasına imkan vermeyecek şekilde titizlik içinde olduğu, siyasi partilerin neticeler üzerine itirazlarını usulüne uygun yapmaları durumunda değerlendirmeye aldığı bu ara kararlarla birlikte bir kez daha ortaya çıkmış oldu.

“Seçimlerin tekrarı yolunda bir karar çıkma ihtimali nedir?” sorusunun cevabını kuşkusuz ki veremeyiz, ancak böyle bir netice çıkarsa şayet nasıl bir yeni durum çıkar onun üzerine düşünceler üretebiliriz.

Yaygın ve yerleştirilmek istenen kanaat seçimlerin tekrarı halinde AK Parti’nin bu kez açık ara kaybedeceği biçiminde.

Yine seçimlerin tekrarına karar verilmesi durumunda ekonominin bundan olumsuz etkileneceği yönünde de bir düşünce sıklıkla vurgulanıyor…

Bunların hepsi birer görüştür. Katılırız veya katılmayız, ama hukukun üstünlüğünün tecellisi daha önemlidir.

Eğer seçimlerin tekrarına karar verilirse bunun anlamı çok açıktır: Seçimlerde hukuka aykırılık olmuştur…

Seçimlerde hukuka aykırılık varsa bu durum ne ekonomiye kurban edilebilir, ne de bir partinin alacağı oyun artacağı veya azalacağı ihtimaline…

Kaldı ki, AK Parti’nin seçimlerin tekrarı durumunda oylarının azalacağı düşüncesini paylaşmıyorum.

Şu kısacık mazbata bekleme ve mazbata verilmesi sonrası süreç bile gösterdi ki, Sayın İmamoğlu’nun yönetsel tarzı ile birlikte İstanbul’da ciddi bir kamplaşma, kutuplaştırma eğilimi gelişmiştir.

Şimdi AK Parti’li olup seçimde bir şekilde partisine oy vermekten uzak duran, kendince “ders vermek” isteyenler de o kanaatteyim ki, verdikleri dersten yeterince “ders” almışlardır…

Seçmenin kararına saygı esastır. Sandıktan çıkana elbette diyecek sözümüz yoktur. Herkes hukuk çerçevesi içinde, yetkilerini aşmadan, görevini hakkıyla yerine getirdiği sürece muteberdir.

Mamafih en son ihtiyaç duyacağız şeyin kamplaşma ve ötekileştirme olduğu da bellidir.

Kimsenin “devri sabık yaratma”, “rövanşist duygularını” tatmin etme veya geldiği yerden partisinin liderliğine veya daha ötesi partisinin Cumhurbaşkanı adaylığına terfi mekanizması olarak gördüğü bu yerleri koruyabilmek için sürekli çatışma iklimini muhafaza etmek gibi düşüncelerini makul göremeyiz…

Kazanmış ise haksızlık yapılmasını ister miyiz? Kesinlikle bunu da kabul edemeyiz.

İşte tam da bunun için diyoruz ki, YSK’nın süreci sonlandırmasına kadar sakin ve saygılı bir şekilde bekleyelim. Amacını aşan söz, düşünce, yorumların yararı yok, olmaz.

Hukukun tesisi ekonomiye zarar vermez, hukuk içinde alınan karar bünyemizi güçlendirir, birbirimize bağlılığımızı pekiştirir.