İnsanları etkilemek zor mudur? Nasıl başarılır?

Göktan AY goktanay57@gmail.com

İnsanları etkilemek ve dost kazanmak, ikisi de ayrı bir konu gözükse de sonuçta birleşiyorlar. Bu konularda yüzlerce kitap/yayın var…

İnsanları etkilemek nasıl olur?

İnsanların sizden hoşlanmaları nasıl sağlanır?

İnsanların, sizinle fikir birliğine varmaları nasıl sağlanabilir?

İnsanları kırıp incitmeden, yaşamak mümkün mü?

İnsanları kırmadan/incitmeden değiştirmenin yolları var mı?

İnsanlarla birlikte yaşamak, nasıl kolay hale getirilebilir?

“Düşmanını azalt, sevdiklerini çoğalt” ne demek?

Önce unutulmamalıdır ki; “Herşey seninle başlar.” Ve “Dinin amacı, insanları mutlu etmektir”

Peygamberler, “Yüce Allah’ın, kullarına haber iletmek ve dinini onlara bildirmek için bizzat seçip görevlendirdiği “Allah’ın Elçileri”dir. Allah Teâlâ, ilk insan Hz. Âdem’den beri, çeşitli dönemlerde, insanların nasıl hareket edeceklerini, kime karşı nasıl davranacaklarını, görev ve sorumluluklarını bildiren peygamberler göndermiştir. Hz. Muhammed (SAV), bu peygamberlerin sonuncusudur. O; bütün insanlığa, her zaman ve her çağda, uyulması gereken güzel bir örnek olarak gönderilmiştir. O’nun hayatı, Allah’tan gelen vahiylerin canlı bir uygulamasıdır. “Gerçekten Allah’ı ve Ahiret gününü arzulayanlar ve Allah’ı çok zikredenler için, size, Allah’ın Rasulü’nde, (takip edeceğiniz) pek güzel bir örnek vardır” (Ahzab:33/21) O’nun, çevresinde binlerce “Sahabe” denilen dostları, arkadaşları kazanması, O’nun; şahsında taşıdığı bazı özelliklerden kaynaklanmaktadır.

İnsanları etkilemenin yollarını şöyle derledik;

1/ “Beden dilini etkili kullanarak insanları etkilemek!” (Özellikle siyasetçiler, öğretmenler, akademisyenler, sanatçılar v.b. için çok önemli)

2/ "İyi bir diksiyona/telaffuza ve ses tonuna sahip olmak, gerektiğinde yerel dili kullanmak” (Anlaşılır olmak, samimi olmak için geçerlidir.)

2/ “Konuşurken/hitap ederken; “İsimleri ve unvanları doğru kullanmak” (Bu karşıdaki için; güven, hatırlanma, iz bıraktığını düşündürtür. Bu konuda rahmetli S.Demirel’in isim hafızası hep örnek verilir.)

3/ “Çalışanlar/altlar v.b. gibi davranarak, onları etkilemek…” (Aynalama yöntemi. Birlikte yemek yemek, oyun oynamak, bazı konuları paylaşmak, fikir sormak  v.b.)

4/ “İnsanlarla tanışırken, kendini doğru  tanıtmak” (Aşırı kendini beğenmiş pozu vermemek, “ben” dememek, kibirli gözükmemek, mütevazı olmak şarttır.)

5/ “Karşınızdaki konuşmacının sözünü  kesmemek, dinlemek” (Son yıllarda TV tartışma programlarında çok yapılan bir hata. Kendi doğrusunu, diğer konuşmacılara onaylatmak ve karşısındakini dinlememek  gafleti.)

‘Birçok insan dikkatle dinlemeyi bilmediğinden, iyi bir izlenim bırakmaz. Bunlar hep daha sonra söyleyeceklerini düşündükleri için, kulak açmazlar. Benim röportaj yaptığım büyük adamların hepsi de, konuşmaktan çok, iyi bir dinleyici olmayı tercih ettiklerini söylemişlerdir’ (Isaac Marcosson)

6/ “Her zaman bakımlı, traşlı ve şık (yeni değil) olmak.” (İnsanların; tanıştıkları kişilerle ilgili ilk izlenimleri genellikle dış görünüşle ilgilidir.)

7/ “İnsanları  yargılamadan önce, anlamaya çalışmak!” (Hz.Mevlana’nın “Sen ne söylersen söyle, bildiğin, karşındakinin anladığı kadardır.” Özlü sözünü, şöyle uyarlayalım; “Ne kadar anlatırsan anlat; kişinin anlayacağı, anlayabileceği kadardır.”)

8/ “Bir kişin derdi veya  istekleri ile ilgilenmek!” (Bir insanı etkilemek için, onun istekleriyle ilgilenmek, onun isteklerine değer vermek, onun isteklerinin önemini kabul etmek, çözüm yolları aramaktır.)

‘Davranışlarımızın kaynağı arzu ve isteklerimizdir. Hangi alanda çalışıyor olursanız olun, başkalarında kuvvetli bir istek meydana getirebilirseniz insanlar yanınızda olur. Bunu başaramayan yalnızlığa mahkumdur.’ (Prof. Harry A. Averstreet)

‘Başkaları ile ilgilenmeyen insanlar hayatta daima büyük güçlüklerle karşılaşmaya mahkumdurlar’ (Alfred Adler)

9/ “Kişilere, önemli birisi olduklarını hissettirmek” (Her insan; “saygı görmek, takdir edilmek, hakkında güzel sözler söylenilmesini” ister.)

10/ "İnsanlara; samimi bir takdir, iltifat, teşekkür etmek” (İş yaptırmanın yolu tehdit/korku/yapacaksın/mecbursun  v.b. değil; o işi yapma arzusunu uyandırabilmektir. Başaranı takdir etmekten, teşekkür etmekten kaçınmamak gerekir.”

‘Kimse, görmek istemeyenler kadar kör değildir.’ (Jonathan Swift)

 

Yazımızı bir Artvin’li hemşerim, aile dostum Kenan Çiftçi’nin  yazdığı bir şiirle bitirelim;

O,NEYLERSE GÜZEL EYLER

Mevsimleri dönüştürür...

Rızıkları bölüştürür...

Akıl verir,düşündürür...!

O,neylerse güzel eyler.

 

Tohumları çillendirir...

Bahçeleri güllendirir...

Bebekleri,dillendirir..!

O,neylerse güzel eyler.

 

Güneşi,faydalı eyler...

Yağmula yeşerir yerler...

Nasıl şükretmezki diller...!

O,neylerse güzel eyler.

 

İsterse,depremle sarsar..

Afatları ile sınar...

Dağ,volkan olupta yanar...!

O,neylerse güzel eyler.

 

Her kar tanesi farklıdır...

Şekiller,ayrı ayrıdır...

Her şeyinde hikmet vardır..!

O,neylerse güzel eyler.

 

Hayret...kalp nasıl çalışır. 

Kan damarlarda dolaşır...

Oksijen beyne ulaşır...!

O,neylerse güzel eyler.

 

Şu nizama akıl ermez..

Öyle bir sırki bilinmez..

Mutlak güç,tarif edilemez.!

O,neylerse güzel eyler.

 

Yarattıklarını sever...

Hepsini,imtihan eder...

Ondan gelen,ona gider..!

O,neylerse güzel eyler.

 

Kenan der,şanslı eylemiş...

Rasule ümmet eylemiş...

En güzeli kul eylemiş...!

O,neylerse güzel eyler. (Kenan Çiftçi/Konya/05/07/2019)