İngiliz basının ilk haberi Türkiye
Abone olTürkiye'nin AB ile tüm üyelik müzakerelerine başlayıp başlamamasına dair kararın verilmesinden önce İngiliz basını, konuya haber ve yorumlarda geniş yer verdi.
The Independent gazetesi, bugün ilk sayfasını tümüyle
Türkiye'nin AB üyeliği konusuna ayırdı. ''Türkler bizim için neler
yaptı'' sorusunu soran ve bunun yanıtını okurları için uzun ve
ayrıntılı biçimde veren gazete, Avrupa'nın büyük Müslüman komşusunu
neden kucaklaması gerektiğine, öncelikle Türkiye'nin tarihten gelen
çok kültürlü toplum yapısına işaret ederek yanıt verdi.
Independent'in analizinde Osmanlı İmparatorluğu'nun Müslüman
yönetim yapısına rağmen, topraklarının Hıristiyanlar, Yahudiler ve
Budistler için vatan olduğuna dikkat çekildi ve bütün bu dinlerin
mensuplarının bu topraklarda bir arada barış ve refah içinde
yaşadığı hatırlatıldı. Bu durumun dünyanın çok kültürlülüğü
öğrenmesinden çok önce olduğuna işaret edilen analizde, ''Hiçbir
başka yeni ortak, Batı'ya İslam dünyasıyla daha iyi bir köprü
oluşturamaz ve medeniyetler çatışmasından çıkış sağlayamaz''
denildi. Ticari alanda da Asya'nın en önemli kesişme noktasında yer
alan Osmanlı İmparatorluğu'nun ulaşım araçlarıyla İpek Yolu'nun
üstünlüğünü elinde tutuğunu hatırlatan Independent yazarları,
''Okyanusu aşan gemilerle ticarete başlanmasından önce, Batı'ya
ticari alanda bildiği her şeyi öğreten bu kültür oldu. Bugün de
Türkiye, büyük bir pazar ve Kafkas ve Ortadoğu pazarlarıyla da
önemli bir bağlantı imkanı sunuyor'' ifadesini kullandı. Analizde,
politika alanında da Türklerin atalarının birer dahi olduğu
belirtilerek, bu dehanın Türk boylarını, Orta Asya steplerinden
Viyana kapılarına kadar getirdiği kaydedildi. Yazıda, tarih boyunca
Türklerin disiplinli bürokrasisi ve güçlü ordusuyla düşmanlarını
korkutarak, Osmanlı yönetiminde çok daha iyi bir yaşam bulacağına
inanan pek çok Hıristiyanı ikna etmeyi başardığı belirtildi.
Türkiye'nin sanat alanında kaligrafi, metalin ve camın işlenmesi
konusunda en iyi olduğunu ifade eden Independent yazarları, Çin
porseleni, Fars tekstili ve Venedik tabloları gibi eşsiz sanat
eserlerinin de Osmanlı saraylarında geliştiğini kaydetti. Osmanlı
kültürünün açıklığı ve sentez gücünün onu Avrupa'nın çok öncesinde
bir aydınlanma çağı yaşamasını sağladığına da dikkat çekilen
analizde, askeri dehanın da Cengiz Han'ın torunları tarafından
Anadolu, Balkanlar ve ötesine taşındığı vurgulandı. Tarih boyunca
Türklerin düşmanlarının onlarla sadece denizde başa çıkabildiğini,
bunu da onların tekniklerini kopyalayarak sağladığını belirten
Independent yazarları, bugün de Türkiye'nin NATO'nun en önemli
güçlerinden biri olduğunu ve Avrupa'nın savunma gücüne büyük bir
kredibilite kazandırdığını hatırlattı. Türk kültürünün tarzını da
öven yazarlar, ''Türklerin şaheser halıların üzerindeki harika
divanlarda oturan atalarının nargile içip nefis lokumlar yediğini,
yorgun bedenlerini hamamlarda dinlendirdiğini, oryantal
rahatlıkların bugün de Avrupa kültürünün bir parçası olduğunu''
belirtti. -''SON DAKİKADA ENGELLENMEYİ HAK ETMİYOR''- The Daily
Telegraph gazetesi de başyazısında, Ankara'yı yeni kuşku verici
sorumlulukların ortasına atmakla bölünmüş Avrupa'nın, ciddi bir
taahhüdünden geri dönmüş olacağı uyarısında bulunarak, tam üyeliğe
ve gerçek bir entegrasyona hazırlanmış olan Türkiye'nin son
dakikada engellenmeyi hak etmediğini vurguladı. Avrupa Birliği'nin
önünde stratejik bir seçim olduğunu da belirten Telegraph
başyazarı, ''AB, ya önümüzdeki 10-20 yıl sabırla büyük bir Müslüman
ülkeyi içine sindirmeye çalışacak ve Batı'yla Müslüman dünyası
arasında benzersiz bir köprü kuracak ya da bu fırsatı geri çevirip
iyi niyetli bir ülkeyi radikal bir hasım haline getirecek''
uyarısında bulundu. -''HEDEF SULANDIRILMAMALI''- Financial Times
gazetesi de konuya başyazısında yer ayırdı. ''Türkiye ile
konuşmanın zamanının geldiğine'' dikkat çeken başyazar, ''Ancak
görüşmeler ve Ankara'nın AB'ye giden yolu boyunca gerçek reformlar
sürmeli'' dedi. Türkiye'nin tam üyelik müzakerelerine başlaması
noktasında ''bıçak sırtı'' bir durumun ortaya çıktığını, buna da
Avusturya'nın bazı konulardaki ısrarının yol açtığını belirten
başyazar, bu ülkenin tutumunun bir ölçüde taktik gereği ve
Hırvatistan'la da benzer görüşmelerin başlatılmasını sağlama
amacına yönelik olduğunu kaydetti. Türkiye'nin hedefinin
sulandırılmasının ciddi bir hata olacağı bulunan FT başyazarı, tam
üyelik hedefinin Türkiye'nin reformlara devam etmesinin tek yolu
olduğunu savundu. Türkiye konusunda AB'nin üç alanda sıkı durması
gerektiğini, bunlardan ilkinin Türkiye'nin demokrasinin işlediğini
göstermesi şartı olduğunu belirten başyazar, işleyen bir pazar
ekonomisinin sağlanmasının da ikinci şartı oluşturduğunu bildirdi.
Üçüncü şartın da Türkiye'nin azınlık konuları ve tarihten gelen
anlaşmazlıkları çözmesi olacağını öne süren yazar, şu görüşü
savundu: ''Şimdilik kimse Türkiye'nin AB hedefini başarıp
başaramayacağını bilmiyor. Ancak AB'nin, diğer adaylara göre
Türkiye'ye karşı çok daha katı bir tutum izlediği kesin. Güçlükler
de daha belirgin. Türkiye, Brüksel'in kolayca kucaklaması için çok
büyük. En azından Fransa'nın, Türkiye'nin tam üyeliğinin onayı
aşamasında referanduma gideceği kesin. Eğer Türkiye'nin başvurusu
müzakereciler tarafından iyi değerlendirilmezse, bu başvurunun
böyle bir referandumu geçmesi zor olacaktır.''