Hz. Muhammed (sav) ve Adalet...

Peygamber efendimiz, vefatının yaklaştığını hissettiği günlerden birinde, ashabıyla helalleşmek isteğiyle mescide gelir...

Coşkun Karaca coskunk@internethaber.com

Peygamber efendimiz, vefatının yaklaştığını hissettiği günlerden birinde, ashabıyla helalleşmek isteğiyle mescide gelir. Hasta ve yorgun olması sebebiyle ayakta dahi bir sahabenin yardımıyla durmaktadır.

Kendisini dinlemekte olanlara seslenir: "Ey ashabım, bende hakkı olan varsa söylesin." kimseden ses çıkmayınca tekrar seslenir: "Bende hakkı olan varsa istesin." yine kimseden ses çıkmaz. Üçüncü ve son bir kez daha sorar. Arka sıralardan birinde bulunan bir sahabe ayağa kalkar. Bu sahabenin adı Ukkaşe'dir. Hz. Ukkaşe: "Ya resulallah, Hudeybiye antlaşmasında siz devenize binmek istemiştiniz. Ben ise size yardımcı olmak için elimi uzatmıştım. Siz, devenize bindikten sonra kırbaçla deveye vurmak isterken benim sırtıma vurmuştunuz. Şimdi bu kul hakkı değil midir?" der. Peygamber efendimiz: "Evet. Bu kul hakkıdır." der. Bu sırada Hz. Ukkaşe'ye sinirlenen Hz. Ömer, bir hışımla ayağa kalkar. Bunu gören Hz. Muhammed (sav), Hz. Ömer'e yerine oturmasını ve bu meselenin kendi meselesi olduğunu söyler. Hemen ardından Hz. Ebubekir kalkar ayağa: "Ey Ukkaşe, ne kadar mal mülk istersen vereyim. Vazgeç bu işten." der. Peygamber efendimiz, Hz. Ebubekir'e de yerine oturması gerektiğini çünkü bu işin kendi meselesi olduğunu söyler.

Peygamber efendimiz, Hz. Ali'ye dönerek: "O kırbaç kızım Fatıma'da." der. Hz. Ali ise derhal kırbacı almak üzere yola koyulur. Hz. Ali durumu Fatıma annemize anlatınca, Fatıma annemiz duruma çok üzülür. Ve Peygamber efendimizin yerine Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin'i yollar. Peygamber efendimizin kıymetlileri Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin mescide girerler. Her ikiside bir ağızdan: "Dedemize vurma. Hakkını gel bizden al." derler. Efendimiz torunlarına nasıl kıyabilir. Onları da bu benim hesabım diyerek durdurur.

Kırbaç gelmiştir. Efendimiz: "Kırbacı Ukkaşe'ye verin" diye buyurur. Sahabeler iyice sinirlenmeye başlamıştır. Ancak Peygamber efendimiz sahabelerin rahatsızlığını anlayıp onları yatıştırır. Bu sırada Ukkaşe: "Ya resulallah, siz kırbacı vururken benim sırtım çıplaktı" der. Bunun üzerine Peygamber efendimiz: "Ukkaşe haklıdır" der ve gömleğini açar. Hz. Ukkaşe kırbacı havaya kaldırır. Ve Peygamber efendimizin iki kürek kemiğinin arasındaki mührü öper. Gözyaşları içerisinde: "Hakkım sana helal olsun Ya resulallah." der.

İşte dostlar, alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber efendimizin adaleti böyleydi. Dinimize göre, adaletin sağlanması söz konusuyken, kimin ne makamda olduğunun önemi yoktur. Çünkü adaletin olmadığı yerde ahlak da yoktur. Çünkü adaletin olmadığı yerde düzen baştan bozuktur...

Sağlıcakla kalın. İyi bayramlar...