Hangi aday ne anlattı?

Hacdan dönen adama, "Nasıl geçti Hac ziyareti?" diye sormuşlar, "Şeytan taşlamaktan Kâbe’yi tavaf etmeye zaman kalmadı" diye cevap vermiş.

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Hacdan dönen adama, "Nasıl geçti Hac ziyareti?" diye sormuşlar, "Şeytan taşlamaktan Kâbe’yi tavaf etmeye zaman kalmadı" diye cevap vermiş. Biz de Ekrem İmamoğlu'nun 3 aydır söylediği yalanları düzeltmekten İstanbul seçimlerini konuşmaya zaman bulamadık.

Meydanı boş bulunca aklına gelen yalanı sallıyor, istediğine istediği iftirayı atabiliyordu. Ama önceki gece gerçekleştirilen ortak yayında bunu pek yapamadı çünkü karşısında Binali Yıldırım vardı.

Huylu huyundan vazgeçmiyor, herkes fıtratının gereğini yerine getiriyor olacak ki aynı yalanları, aynı iftiraları Binali Yıldırım'ın ve kendisini izleyen milyonların gözü önünde tekrarlamaya çalıştı, ama hayatının en zor anlarını yaşadı!

Sırasıyla gidecek olursak...

"Sayıştay raporlarına göre İstanbul Belediyesi'nin borcu 753 milyon liradır" dedi, Binali Yıldırım Sayıştay raporuna göre belediyenin borcunun sadece 103 bin TL olduğunu söyleyince, yalanında ısrar etmeye devam etti.

İşine gelen belgeleri satır satır göstermesine rağmen, Sayıştay raporu olduğunu iddia ettiği boş bir dosyayı havada sallayıp "Rapor burada" dedi ama rapordaki ayrıntıyı göstermekten kaçtı.

Neyse ki Sayıştay dün açıklama yaparak, "İstanbul Belediyesi ile ilgili ortaya atılmış rakamlar raporlarımızda yoktur ve ortaya atılan iddialar yalandır" dedi. 

Ekranda söylediği bir başka yalan ise İBB verilerinin kopyalanmasıyla ilgiliydi. "Ben o verileri alıp belediyede tutacaktım" dedi. Binali Yıldırım, "Belediyedeki bütün veriler bir değil iki defa yedekleniyor. Siz üçüncü bir veriye neden ihtiyaç duydunuz?" diye sordu, cevap veremedi. 

Binali Yıldırım, "AK Partili aday İsmail Küçükkaya'dan soruları istedi" yalanını yüzüne vurdu. İsmail Küçükkaya bu iddiayı ikinci kez yalanladı. İmamoğlu lafı döndürüp dolaştırıp, yeni bir yalana başvurdu.

"Ben İsmail Küçükkaya demedim. Çünkü ben bunu söylerken İsmail Küçükkaya'nın moderatör olacağı henüz belli değildi" dedi iyi mi?

Oysa, NTV'deki canlı yayına katıldığında ve bu iftirayı attığında İsmail Küçükkaya ismi çoktan belirlenmişti. Buna rağmen yalanını bile bile, isteye isteye sürdürmeye devam etti. 

Günlerdir ekranlarda yalın haliyle izlememize rağmen bir kez daha gözlerimizin içine baka baka "Ben valiye it demedim, Basitlik yaptı" dedim yalanını devam ettirdi.

Bakın şu ana kadar saydığım bütün bu yalanlar, birkaç dakika içinde ve Türkiye'nin gözü önünde söylendi dikkatinizi çekerim.

Ama durun, daha bitmedi...

"İstanbul'da göreve gelir gelmez 150 kreş yapacağım. Ama hemen yapacağım" dedi. Binali Yıldırım, "Başkanlık yaptığın Beylikdüzü'nde 11 mahalleye 11 kreş sözü verdin ama 5 yılda sadece bir tane yapabildin. Siyasetçinin kalitesi vaatlerini gerçekleştirmesinden ortaya çıkar" diyerek lafı yapıştırdı. 

Bizimki "Bu hoş bir yorum değil. İnciniyorum, kırılıyorum, üzülüyorum" diye cevap verdi. 

"Göreve geldiğimizde 75 bin öğrenciye hemen burs vermeye başlayacağım" dedi, Yıldırım bu büyük yalanı anında çürüttü:

Dedi ki:

"Beyefendi yalanı alışkanlık haline getirdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi kendi kararıyla burs veremez. Biz İstanbul'da 40 bin öğrenciye burs veriyorduk ve CHP Anayasa Mahkemesi'ne giderek bu bursların verilmesi işini iptal ettirdi. Bugün öğrencilere burs verilebilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yasa çıkarması gerekiyor. Bu yasa çıkmadan hiç kimse öğrencilere burs veremez" dedi.

Yine tek kelime edemedi.

"Biz İstanbul'da oyların tamamının yeniden sayılmasına itiraz etmedik" dedi. 

Binali Yıldırım, CHP'nin hem itiraz dilekçesini gösterdi hem de gece yarısı İstanbul Çağlayan Adliyesi'ni basarak oy sayımını hukuksuzca ve 5 dakika içinde aldıran CHP'li isimleri tek tek hatırlattı. 

Bizimki sadece yutkunmakla ve bir bardak su içmekle yetindi.

Tekrar hatırlatmakta yarar var. Bütün bu yalanlar iki saat süren bir televizyon programında söylendi.

Sıkıldığınızı biliyorum ama bitmedi. 

"İstanbul'da su indirimi emrini ben verdim. Genelgeye O an imzayı attım ve arkadaşlara hemen devreye sokmaları yönünde talimat verdim" dedi. 

Binali Yıldırım, "Genelgeyi imzalarken neredeydin?" diye sordu. Yalanını perdelemek için, "Ama Binali Bey bana müdahale etmeyin. Bakın 15 saniyem gitti" dedi.

Bu soruya cevap verecek hali yoktu. Çünkü o gün, genelgenin yayınlandığı esnada, yani saat 16.40'ta kendisi Ankara'daydı ve yerine kimin imza attığı merak konusu olmuştu.

"Canan Kaftancıoğlu benim yerime imza attı" diyecek hali yoktu zira...

"AK Parti'nin partizanlığına binlerce örnek verebilirim" dedi. Binali Yıldırım, "Bin tane değil, bir tane örnek ver" dedi, kem küm etmeye başladı. Cevap gelmeyince Binali Yıldırım bir kez daha yüklendi, "Git İzmir'e benim oraya verdiğim hizmetleri gör. İzmir Çevreyolu'nu ve İzban isimli Metro'yu ben yaptım" dedi.

Bu kez acı acı gülümsemekle yetindi.

Sıkıldınız, biliyorum ama bitmek üzere, kurban olayım az daha sabredin.

"Siyasette yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır demek vatandaşı ikna eder" dedi. Binali yıldırım yaptıklarını anlatmasını rica etti. 5 yıl belediye başkanlığı yaptığı Beylikdüzü'nde gerçekleştirdiği bir tek projeden dahi bahsedemedi. 

Hele bir metro komedisi vardı ki anlatamam!

Binali Yıldırım'ın yaptığı metroya bindiğini kabul etti ve devamında, "Evet ben Marmaray'dan geçtim. 70'lerde fizibiletisi başlayan bir projedir" dedi. Neredeyse, "Metro'yu ben yaptım" diye yeni bir yalana imza atacaktı ama zamanı yetmedi!

Sorulan her soruya verdiği cevabın sonunda, "Biz birleşeceğiz, kucaklaşacağız" dedi durdu.

Ulaşım sorununu nasıl çözeceksiniz sorusuna da aynı cevabı verdi. Projemsi bir iki şey anlattıktan sonra, "Bakın biz barışacağız, kucaklaşacağız" diye lafı bitirdi.

Ama metroda, metrobüste ve otobüste niye birleşeceğimizi veya birbirimizi  nasıl kucaklayacağımızı anlatmadı!

"Ben su indirimini yaptım diye rakibim de indirim yapacağını söyleyerek benim projemi kopyaladı. Bu zamana kadar neredeydiniz?" diye sordu.

Binali Yıldırım aslında bu soruya program boyunca yaptıklarını anlatarak çok güzel cevap vermişti ama anlamamış.

Özetleyerek ben cevap vereyim:

Marmaray'ı, Avrasya'yı yapıyordu! Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi Köprülerini, İstanbul Havaalanı'nı, duble yolları, ucu bucağı görünmez tünelleri yapmakla meşguldü.

Kıytırık su indirimine zaman bulamadı!

Hasıl-ı kelam...

Ekrana çıkan adaylardan biri yüz yalan söyledi, diğeri yüz hizmet anlattı. Tablo buyken İstanbul'un kimi seçeceğini ben de sizin gibi merak ediyorum. 

Yani eğer kararsız seçmen belediye başkanı olarak tek başarısı olmayan ama belediye başkanı olarak yüz yalan söyleyen birine güvenip, “Bu adam sözünü tutar ve bize hizmet eder” diyecekse…

Burayı siz tamamlayın artık!

Dipnot: Yarın imkan bulur da bana uğrarsanız, İsmail Küçükkaya'nın yaptığı "Sıradışı!" yayınla ilgili görüşlerimi ve Küçükkaya'nın Ekrem İmamoğlu ile programdan iki gün önce bir otelde yaptığı görüşmenin detaylarını paylayacağım.