Tarihi darbelerle dolu bir ülkede ilk kez bir darbe girişiminin
böylesine püskürtüldüğüne şahit olduk.Darbe teşebbüsünün
başarısız olmasının birçok nedeni olabilir fakat halkın gösterdiği
irade galiba başı çekiyor.
Tankların önüne kendilerini siper eden, gözünü kırpmadan
kendisine silah doğrultan darbecilerin elinden silahı zorla çekip
almaya çalışan bu halk tam bir kahramanlık ve demokrasi destanı
yazdı.
İki gündür hem darbeye tepkisini göstermek hem de ikinci bir
darbe girişimine karşı meydanları, sokakları, havaalanlarını boş
bırakmadı.
Peki bütün bunlar olurken toplumumuzun "duyarlı"
sanatçıları neredeydi?
Hergün ekranlarda gördüğümüz ünlülerden neden çıt
çıkmadı?
Neden Gezi eylemleri sırasında kol kola girmiş, TOMA'ların önüne
kendini siper etmiş, Gezi Parkı'nda sabahlayan ve
"demokratik mücadele" veren bir tane bile
oyuncuyu, sanatçıyı, şarkıcıyı falan göremedik?
Terör saldırıları sonrası sosyal medya hesaplarından verdikleri
tepkiyi neden darbeye karşı veremediler? 160 kişinin şehit
olduğu bu kalkışmanın terörden ne farkı vardı?
Ya da hak ihlali olduğunu düşündükleri her olayda hemen bildiri
yayınlayan bazı sanatçılar neden henüz "darbeye karşı" bildiri
yayınlama gereği duymadı?
Maşallah, çoğu bir anda dut yemiş bülbüle döndü. Tam da
konuşulması gereken zamanda...
Çevreye gösterdikleri duyarlılığı darbeye karşı neden
gösteremediler?
Hak ihlaliyse mesele, bundan ala hak ihlali olur mu?
Demokrasi mücadelesiyse eğer darbeye karşı durmak, tepki
göstermek en büyük demokrasi mücadelesi değil midir?
Yoksa mesele ne hak ihlali ne de demokrasi değil de biz
hala anlamadık mı?
Elbette bu darbe girişimine karşı ses veren duyarlı sanatçılar
da oldu. Fakat sayıları o kadar az ki.
Oysa bu toplumun gözü önünde bulunan sinema, televizyon
ve müzik dünyasının önde gelen isimlerinden gür bir ses duymayı
beklerdik.
Ama olmadı.
Çoğu bir tweet bile atmadı.
Belki de Cumhurbaşkanı'nın iftarında boy göstermek
"milli iradeden" yana olduğunu göstermek için yeter diye
düşünüyorlar, bilemiyorum.
Ya da bazıları için demokrasi adına ülkenin geleceğinden
endişeli olmak kapsamına darbeler girmiyordur, onu da
bilemiyorum.
Bildiğim bir şey varsa bugün sessiz kalanların, yarın demokrasi
adına eskisi gibi ahkam kesemeyecekler. Bu suskunluk kara bir
leke olarak üzerlerine yapıştı.
15 Temmuz bu anlamda da bir milat
oldu.
Askerle sivilin karşı karşıya geldiği, halkın tanklarla
ezildiği, helikopterlerle vurulduğu, Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nin bombalandığı bu korkunç kalkışmanın üzerine en azından
milyonların takip ettiği sosyal medya hesapları üzerinden
söyleyecek bir cümlesi bile olmayanlara bu halkın söyleyecek bir
çift sözü vardır herhalde.
Şimdi düşünüyorum da galiba Erol Evgin "okumamış halkla
okumuş aydınların oyu bir olmamalı" derken haklıymış!
Evet,
Ülkesine darbe yapmaya kalkışanlara söylecek bir lafı bile
olmayan "okumuş, aydın"larla;demokrasiye darbe
vurup, milli iradesini gasp etmeye kalkanlara canını siper eden
"sokaktaki vatandaşın" oyu bir olmamalı!