Hakan Şükürden özür diledi
Abone olHakan Şükür'e Kutlu Doğum sorusunu soran oydu. Futbolcudan özür diledi ama saldıranlara da tepkisi var.
Hakan Şükür'ün gündeme oturan sözleri söyleten Zaman gazetesi
spor yazarı Halil İbrahim Ekiz, Ali Sami Yen'e kırmızı gülle
gidecek. Şükür'ün centilmenlik çağrısını hatırlatan yazar,
kendisinin de yakasına kırmızı gül takıp maçı izleyeceğini
duyurdu
Sivil toplum kuruluşlarını maç günü stad önünde kırmızı gül
dağıtmaya davet etti. Zamam yazarı Ekiz,
köşesinden futbolcunun başına gelenlerden ötürü dedi.
"Kutlu Doğum Haftası'nda oynanacak derbi için çirkinlikler
yaşanmaması adına neler söylersiniz?" sorusunu sorduğu için
neredeyse pişman oldu.
Tepkinin bu denli yoğun olamayacağını tahmin edememiş.. Yazar bir
kısım medyanın manevi iklimlere bu denli uzak olmasını bir türlü
anlayamıyor:
(...)Nereden bilebilirdim ki sokaktaki milyonların yaşadığı Kutlu
Doğum coşkusunu medyanın bir kesiminin farklı yönlere çekeceğini.
Boğaz'da viski yudumlayıp Doğu'da belediye başkanlığı yapan ve
kendi toplumundan, okurunun değer yargılarından uzak, okumadan
yazan takımının bu kadar saldıracağını.
Bakın, inanmak gerekmiyor. İnançlı bir Müslüman olmak gerekmiyor.
Fakat esas olan manevi iklim meselesi değil mi? Benim gibilere
soruyorum: Biz hangi iklimin "çocukları"yız? Da Vinci Şifresi'nin
ıcığını cıcığını çıkartacağız ama İslam'la ilgili çoğu şeyi es
geçeceğiz! Olur mu hiç? İslam'la ilişkili her konuyu, her bilgiyi
ve ilgiyi sürekli "laik devlet-tekil inanç" çerçevesine sıkıştırıp
sırtımızı dönecek kadar şapşallaşacağız!.. Olur mu, hiç olur
mu?
Sevgili Haşmet Babaoğlu, bir kısım medyanın ne olduğunu açıkça
ifade etmiş. Aslında söylenecek fazla bir söz yok. TV kanallarının
sözün bittiği yer dediği replik gibi halkını tanımayan medyanın
bittiği andır bu. Fütursuzca saldıranların birçoğuna sorsanız 'biz
de Müslümanız, bilmem kaçıncı kuşaktan babaannemin başı örtülü'
deyiverirler, ama kin ve nefret kusmaktan da vazgeçmezler. Bu
millet sosyal yapısı ve kültürel zenginliği ile medyasına rağmen 70
milyon. Haşmet Babaoğlu'nun da dediği gibi medya kimin medyası
acaba?