Gül'den Ortadoğu açıklamaları
Abone olDışişleri Bakanı Abdullah Gül, çıktığı Ortadoğu gezisinde, İsrail ve Filistin’deki temaslarını deneyimli, gazeteci Mithat Bereket’e değerlenirdi.. Soru-cevaplar i
Türkiye’nin her iki tarafla da ilişkisi olan, her iki tarafın da
anlaştığı nadir ülkelerden biri olduğunu belirten Gül, “3 ülke
sayamazsınız böyle. Bu gezimiz çok faydalı oldu çok açık görüşmeler
yapıldı” dedi... Mithat Bereket’e verdiği özel demeçte “Türkiye
önümüzdeki dönemde bu bölgede çok görünür işler yapacak” diyen
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcı Abdullah Gül, temaslar
sırasında bazı şeylerin ilk kez konuşulduğu ve ilk kez duyulduğuna
dikkat çekti... Mithat Bereket: Sayın Bakan, bir değerlendirme
alabilir miyiz geziniz hakkında? Bitirdiniz sonuna geldiniz nasıl
bir gezi oldu? Abdullah Gül: Şimdi, bu gezi başarılı bir gezi
oluyor. Bu geziyi herkes çok bekliyordu. Gerek İsrail gerek
Filistin, her ikisi de bekliyorlardı. Zamanlama açısından da iyi
bir döneme rast geldi. Barış konularının da konuşulabileceği bir
takvime rastgeldi. Bu açıdan ortam daha müsaitti. Ciddi konuşmalar
yaptık. Her iki tarafta bu geziye çok önem verdi. Gerek İsrail,
gerek Filistin iki liderle de görüşmeler yaptık. Bu görüşmeler uzun
görüşmeler oldu. Başbaşa oldu. Şunu söyleyebilirim ki çok içerikli
konular konuştuk burada. Şimdi tabi neler konuşuldu, nasıl oldu,
işte arabulucu mu oluyorsunuz Suriye ile ne yapıyorsunuz.. bunlar
haklı sorular. Biz iş peşindeyiz, bir şeyi yapma peşindeyiz; bunlar
iğneyle kuyu kazmak gibidir. Bir anda bir vuruşluk bir görüşmelik
değil. Ama şunu söyleyebilirim ki, bu görüşmeler çok esasa dönük
oldu. Bazı şeyler belki de ilk defa konuşuldu. Türkiye’ye olan
güven her iki taraf liderleri tarafından da tekrarlandı.
Türkiye’den beklentilerin çok büyük olduğunu bunla ilgili birçok
somut konularda konuşuldu ama bunları şu an söylemek çok erken ve
doğru değil. Çünkü bunlar çalışılacak konuşulacak. Şunu
söyleyebilirim ki Türkiye, önümüzdeki dönem içerisinde çok görülür
görevler yapacak bölgede. M.B : Yani aslında diyorsunuz ki bir
process, bir süreç başladı ve bunun devamı gelecek ve göreceksiniz
somut olarak.. En azından süreç nasıl devam edecek.. yani bundan
sonra mesela Vehbi Dinçerler tekrar devreye girecek mi biraz o
konuyu anlatır mısınız? A.G: Şimdi şu var. Filistin’de özellikle
ikiye ayırmak lazım işleri.. Barış süreci ne olursa olsun Filistin
halkının ihtiyaçları vardır. Filistin halkı ne yazık ki
bağımsızlığına kavuşamamıştır. Filistin Devleti var ama kendi
toprakları üzerinde henüz sınırları belli ve kalıcı kalıcı bir
devlet haline henüz çıkmamış. Dolayısıyla Filistin halkı sıkıntılar
çekmiş ve tabii işgal altında filistin halkı. Dolayısıyla bunun
getirdiği ekonomik ve sosyal sorunlar var. Gazze dünyanın en yoğun
nüfusunun olduğu yer. İnsanlar çocuklar toprağın üzerinde karınca
gibi adeta. Ramallah civarı batı yakasında aynı şekilde. İşsizlik
büyük fakirlik büyük.. Dolayısıyla Türkiye bu topraklarla bağı olan
bir ülke, tarihi bağı olan bir ülke. Yüzyıllardır bu toprakları
yönetmiş olan bir ülke olarak büyük bir saygınlığı var. Ve
dolayısıyla Türkiye’den de büyük bir beklenti var. Vehbi Dinçerler
Bey’i biz özel koordinatör olarak güvenlik koordinatörü olarak
tayin ettik. Tika burada özel görevler yapacak. Bir çok projeler
halka fayda sağlayan halkın direkt problemini çözen sudan, gıdadan,
okul meselelerine hastane meselelerine kadar bu tip projelerle
ilgilenecekler. Bunlar her halükarda devam edecek. Bir de siyasi
konular var. Siyasi konular ise, barışın sağlanması, kalıcı barışın
sağlanması ile ilgili konular. Bu konular da eminim ki Türkiye çok
daha fazla rol alacak. M.B : Peki İsrail’le yaptığınız görüşmelerde
nelerin altını çizdiler ve şaşırttı mı sizi hani bu kadar üst
düzeyde yani gelen mesajlar nelerdi? Tabii burada seçimler var
şimdi çok önemli. Arap dünyasında ilk defa böyle bir seçim
yapılıyor. Seçimlerden sonra hükümet kurulacak. Henüz şu an hükümet
kurulmadı. Ve bu seçimlerden sonra eminim ki Filistin halkı
yönetimi hükümeti çok daha reformist bir hükümet olacak ve bundan
da çok büyük bir güç elde edecek ve mücadelesini çok güçlü bir
şekilde devam ettirecek. Ayrıca yeni seçilecek liderleri bütün
politikaları gözden geçirecek. O açıdan yeni bir dönem burada
başlıyor. O açıdan bugün Türkiye Filistin meclisinde yaptığım
konuşma da çok önemliydi ve çok büyük bir ilgi gördü. İsrail
tarafında evet dediğiniz gibi çok büyük bir alaka yok. Başbakan
Şalom’la bir buçuk saat görüştük ve heyetler arası bir görüşme oldu
bu. Diğer bakanlarla aynı şekilde ana muhalefet parti başkanı ki
bugünlerde hükümete katılacak Simon Perez ile yine uzun bir görüşme
yaptık. İsrail’de tabii Türkiye’nin gücünü önemini onlar da çok iyi
kavrıyor ve biliyor. Dolayısıyla Türkiye’yle ciddi konular
görüşüyorlar. Bu görüşmeler de çok faydalı oldu. Eminim ki bu
görüşmelerimizin olumlu neticesi önümüzdeki dönem içinde ortaya
çıkacak. M.B : Son olarak siz çok tecrübelendiniz. Yani İslam
Konferansı olsun, Irak’a komşu ülkelerin bir araya getirilmesi
olsun başı çeken liderlerden biri oldunuz. Dolayısıyla Ortadoğu’yu
tanıyorsunuz her iki tarafı da dinlediniz ve bir yerde iki tarafı
da tartıyorsunuz. Bu tecrübeler ışığında düşündüğünüzde iyimser
misiniz kötümser misiniz bu yeni dönem adına ve Türkiye’nin burada
rol oynamasında? A.G : Şimdi başında bir şey söyledim. Magazin ve
Diplomasi yolu farklı farklı. Bazen söylenenler çok farklı hemen
yansıtılıyor. Bunları dikkate alarak şunu söylüyorum. İyimserim
iyimser bir ortam var. Bu aşırı bir iyimserlik gibi algılanmaması
gerekir. Çok çabalar oldu tabii.. şu bir gerçek ki bugünkü dünya
farklı bugünkü Ortadoğu farklı bugünkü Filistin farklı.. İsrail
farklılaşıyor. Simon Perez iktidara ortak oluyor. Ve aldığı
görevler dikkat edersen çok önemli görevler geri çekilmeyle ilgili
görevler, Filistin topraklarından geri çekilmeyle ilgili görevler..
Dolayısıyla çok gerçekten yeni bir durum var. ABD’de seçimden sonra
çok daha güçlü bir başkan var. Sabır gerekli bu sabrın
gerekliliğini herkes de biliyor, her iki taraf da biliyor. Biz de
bunu çok iyi tanıyoruz. Ama bütün bunlara rağmen olumlu bir
gelişmenin olacağını tahmin ediyorum. M.B : yani bir tohum ekiyoruz
kocaman bir ağaç olabilir diyorsunuz.. A.G : Herkes buna çok
uğraşıyor tabii. Türkiye’nin tabi şöyle bir avantajı var. Türkiye
her iki tarafla ilişkisi olan ve her iki tarafın anlaşabildiği
nadir ülkelerden birisi. Üç tane ülke sayamazsınız böyle.
Dolayısıyla görüşmelerimizde bunlar bir kez daha teyid edildi.
Güzel bir şekilde ifade ettiniz bir tohum atılıyor diye o tohum
tutacak ve büyüyecek. Bu işler hep böyle olmuştur. Bakarsanız
geçmişe büyük gelişmelerin çok backround çalışmaları yapılmıştır.
Çok sabırla. Bir de şunu söylemek isterim. Türkiye bu işlerden bir
prestij çıkarmak için süreç iş çıkarmak için değil bunun peşinde
falan değiliz. Böyle olsaydık çok farklı yansıtırdık bu
görüşmelerimizi. Kamuoyuna ve basına açıkçası. Ama biz işin
esasındayız. Onun için dikkatli, olmak gerekir, sabırlı olmak
gerekir, çok çalışmak gerekir. Ben bir kez daha şunu söyleyeyim,
gerçekten çok faydalı oldu çok esasa dönük ve çok açık görüşmeler
yapıldı. bazı şeyler ilk defa söylendi ilk defa duyuldu.