Gir Kandil’e, kazı PKK’nın kökünü!
Abone olGenelkurmay Başkanı Necdet Özel, Kandil'e girmek için neden üç şart sıraladı? Asker aslında ne demek istedi?
Radikal Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can'a göre Özel,
Kandil’e girmenin zorluğu ve anlamsızlığını anlatmak için 3 şartı
sıraladı.
Asker gerçekten Kandil'e girmek istiyor mu? Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in basına yansıyan sözleri gündeme bomba gibi düştü. Kandil'e girmek için üç şart sıralayan Özel, aslında ne demek istedi?
Radikal'in tepe ismi Eyüp Can, bugünkü Kandil'in şifresini araladı. Can, o açıklamaların arka planını yazdı:
DESTİCİ'NİN TEMENNİSİNE CEVAP
"İşte bu ortamda BBP Genel Başkanı helikopterin düşmesiyle
ilgili soruların ardından Genelkurmay Başkanı’na “Kandile
niye girmiyoruz?” diye sordu.
Sorudan çok, milliyetçi bir partinin genel başkanının temenni
cümlesiydi bu.
“Daha ne bekliyorsunuz, girin Kandil’e ve altını üstüne
getirin” anlamında hayli yaygın bir temenni.
Bunun üzerine Genelkurmay Başkanı 3 başlıkta Kandil’e girmenin
askeri, siyasi ve insani açıdan zorluklarını anlattı.
“Devlet kararı gerekir” dedi, “Amerika ve
Irak’ın ikna edilmesi gerekir” dedi ve en önemlisi
“Muhtemel ağır kayıplara kamuoyunun hazır olması
gerekir” dedi.
Askerin Kandil’e karadan girmek istediğini ne ima etti ne de bu
anlama gelebilecek bir cümle kurdu.
Aksine, bu üç şartı Kandil’e girmenin zorluğu ve anlamsızlığını
anlatmak için saydı.
Fakat BBP Genel Başkanı Destici, Özel’in saydığı şartları askerin
Kandil’e girme şartları olarak anladı. Ya da öyle anlamak
istedi.
Nitekim Ömer Şahin’e o görüşmede geçen konuşmaları kendi anladığı
ya da anlamak istediği şekliyle aktardı.
ASKER ÜZÜLMEKTE HAKLI
Konunun hassasiyetini ve tek yanlı aktarımın sakıncalarını
bildiğimiz için biz bu haberi Radikal’de ‘Asker Kandil’e girmek
istiyor’ tonunda vermedik.
Fakat buna rağmen Ömer’in kulis haberi ertesi gün birçok gazete ve
internet sitesinde sanki asker Kandil’e girmek istiyor, hükümet ya
da ABD engel oluyormuş gibi sunuldu.
Bunun üzerine Genelkurmay, “O görüşmeye farklı anlamlar
yüklenmesine üzüldük” açıklaması yaptı. Genelkurmay
üzülmekte haklı.
Asker her fırsatta bu sorunun sadece güvenlik sorunu olmadığını,
asimetrik bir savaşta düzenli ordu mantığıyla hareket
edilemeyeceğini, Kandil’e kara kuvvetleriyle girmenin zorluklarını,
girilse bile bu sorunun Kandil’e girerek çözülemeyeceğini anlatıyor
ama hâlâ bazı siviller askere “Kandil’e gir” gazı
veriyor.
“Daha önce girildi de ne oldu?” diyen yok.
“Sonuç alınır, alınmaz?” soran yok.
“Kaç cana mal olur?” önemi yok.
“Gir Kandil’e, kazı PKK’nın kökünü!”
“30 yıldır kan akıyor, kök nerede, Kandil nasıl bir
yer?” düşünen yok."
ÖZEL'İN KANDİL TESPİTLERİ DOĞRU MU? DENİZ ZEYREK YAZDI... SONRAKİ SAYFADA
[PAGE]
Genelkurmay'ın, Kandil'e kara harekâtının zorlukları ve
olası sonuçlarına dair çalışmaları mevcut. Tespitler objektif
şartlara dayanıyor.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ’in Kandil ’e yönelik bir
kara harekâtıyla ilgili BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’ye
yaptığı değerlendirmeler, bazı yorumcular tarafından “Genelkurmay
operasyon yapmak istiyor ama koşullar uygun değil” şeklinde
algılandı. Oysa Destici tarafından Radikal aracılığıyla kamuoyuna
yansıtılan bu değerlendirmeler, Türk Silahlı Kuvvetleri ’nin
herhangi bir kara harekâtının olası unsurlarıyla ilgili
tespitlerinden ibaretti. Genelkurmay, BBP’nin de aralarında
bulunduğu bir kesimin ısrarla talep ettiği bir kara harekâtının
yapılması durumunda ortaya çıkacak sonuçları ve sorunları
değerlendirmek zorunda. Genelkurmay’ın arşivlerinde de böyle bir
operasyonun nasıl yapılabileceğine ve nasıl sonuçlanabileceğine
dair somut çalışmalar bulmak mümkün. Radikal'den Deniz Zeyrek yer
haberde sözü edilen üç unsuru böyle değerlendirdi:
1- Devlet kararı olmalı: Kara harekâtı TBMM’nin hükümeti
yetkilendirmesiyle ancak mümkün oluyor. Ancak böylesine bir
operasyonun devletin bütün kurumlarıyla birlikte halk tarafından da
desteklenmesi şart. Devlet kararından kastedilen şey, bu ulusal
mutabakatı yansıtıyor.
2- Uluslararası kamuoyunun tepkisi dikkate alınmalı: Türkiye ,
1990’dan beri Kandil’e olmasa da Türkiye ’ye daha yakın
bölgelerdeki PKK kamplarına irili ufaklı 27 sınırötesi kara
operasyonu düzenledi. 1997’de 7. Kolordu Komutanı Korgeneral Yaşar
Büyükanıt ’ın koordinasyonunda düzenlenen Çekiç operasyonunda
birçok PKK kampı ele geçirilse de birlikler geri çekildikten sonra
PKK yeniden bölgeye yerleşmişti. Son sınırötesi operasyon Güneş
Harekâtı adıyla bu kez Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanı olduğu
dönemde 21 Şubat 2007’de kış koşullarında gerçekleşti. AB “ Türkiye
’nin kaygılarını anlıyoruz, ancak Irak’ın toprak bütünlüğüne önem
veriyoruz ve harekâtın en iyi yanıt olmadığını düşünüyoruz”
açıklaması yaptı. BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon da ‘sınırlara
saygı’ uyarısında bulunmuştu. ABD ise operasyonun en kısa sürede
bitirilmesini istemiş ve bölgenin istirarsızlaştırılmaması
gerektiğini dile getirmişti. Aynı şekilde, Mesud Barzani, Celal
Talabani memnuniyetsizliklerini dile getirirken, İngilizler,
Ruslar, Almanlar ve Avustralyalılar Türkiye ’yi Irak’ın
egemenliğine saygı duymaya çağırmıştı. Kandil ’e bir kara harekâtı
Güneş Harekâtı’ndan en az beş kat daha büyük ve daha uzun süreli
olmak zorunda ve öyle bir operasyonda Türkiye BM Güvenlik
Konseyi’nin gündemine gelebilecek sorunlarla karşılaşabilir. ABD
’nin desteği alınsa bile, Rusya ve Çin Türkiye aleyhine kararlar
çıkarmak için BM Güvenlik Konseyi’nde bastırabilir. Uluslararası
kamuoyundaki ‘işgalci ülke’ yaftası da cabası...
3- Kayıplara hazırlıklı olunmalı: PKK 1998’den beri Türkiye
sınırından kuş uçuşu 150 kilometre güneyde olan Kandil ’i komuta
karargâhı olarak kullanıyor. Kandil , Erbil, Süleymaniye gibi Kürt
kentlerine yakınlığı nedeniyle de stratejik bir bölge olarak
görülüyor. Erbil’e yaklaşık 100 kilometre uzakta bulunan Kandil
bölgesinde Kuzey Iraklı Kürtlerin de yaşadığı ikisi büyük onlarca
yerleşim yeri ve köy mevcut. PKK yönetici kadroları, bugüne dek
hava operasyonlarında bu yerleşim yerlerinde saklanmıştı. Hava
operasyonlarından sonra PKK , Avrupa’da “siviller vuruldu”
propagandası yapmıştı.
Kamuoyunda zaman zaman “İran yapıyor, biz neden Kandil ’e operasyon
yapamıyoruz” sorusu gündeme geliyor. Bunun çok basit bir coğrafi
sebebi var: Kandil Dağı’nın bir kısmı İran topraklarında yer alıyor
ve İran ordusunun operasyon yapmak için 200 kilometre kat etmesi
gerekmiyor. Kandil ’e kuzeyden karayolu ile gitmek pek mümkün
değil. Güneyindeki Erbil’den, Kandil civarındaki yerleşim yerlerine
dek çıkan karayolu bittikten sonra kontrol PKK ’ya geçiyor. TSK’nın
Kandil ’e kapsamlı bir kara harekâtı düzenleyebilmesi için önce
Türkiye ’nin hemen güneyindeki Metina ve Gare bölgelerini,
Zagroslar’ı, Hakurk’u, Zap’ı ve Haftanin’i ele geçirip tutmak
gerekiyor. Ardından Kandil ’e uzanan bölgedeki Sidekan, Diana,
Revanduz ve Ranya gibi PKK kampları var. Son aşamada da Kandil ’e
en yakın bölgedeki yerleşim yerleriyle iç içe geçmiş PKK
kamplarının ele geçirilmesi gerekiyor. Bu nedenle çok uzun sürmesi
gerekecek bir harekâta çok sayıda askerin katılması şart ve bu da
kayıp olasılığını arttırıyor. Küçük çaplı bir savaş tatbikatına
dönüşecek harekâtın olumsuz sonuçları minimum tutulsa bile çok
şehit verilebilir. Bütün bu bedellere rağmen PKK ’nın tamamen
temizlenememesi ve TSK çekildikten sonra yeniden bölgeye yerleşmesi
ihtimali de var.