Genç kızın hayatı karardı
Abone olBebeğe mi annesine mi ailesi mi üzülürsün? Nereden baksan büyük dram.
14 yaşında bir kızdı kaçırıldığında.. Aradan geçen iki yıl A.
K.'dan ve ailesinden çok şey götürdü. Bir hayata sığabilecek
çileleri bu sürede yaşadı. İzmir Ödemiş'te genç bir kızın hayatı
karartıldı.
Komşuları M.G.'nin A.K.'da gözü varmış meğer.. Bir gün ansızın yok
oldu. M.G., H.G.'nin de yardımıyla kızı kaçırdı. Ailesi pes etmedi
tabii Jandarma da. İzler sürüldü ve iki yıllık arayış Karabağlar
semtinde son buldu.
Talihsiz kıza ulaşıldı. Kapılar üstüne kapatılmış tam iki yıl
kilitli kalmıştı. Hayatının en deli dolu zamanını işkence altında
geçirmişti. Bir kere öleceğine belki her gün kapatıldığı evde
ölmüştü..
Baba B.K., kızına sahip çıktı. Feci günler geride kalmıştı. Mutlu
ailesi tablosu geri geldi derken, ortaya bebek çıktı. Kız hamileydi
çünkü.. Karnında kaçıran şahsın bebeğini taşıyordu..
Ödemiş Devlet Hastanesi'nde doğum yapan erkek beğeğini reddetti.
Bebeğini hiç kucağa almadı. Yaşadığı korkunç günlerin hatırasıydı
onun gözünde.
Talihsiz bebek bir annenin şefkatli kollarını hissedemedi.. Sarıp
sarmalanamadı. Sanki hayata 1-0 yenik başlmıştı. Masumdu ama
büyüklerin günah tablosunun meyvesiydi.. Hemşireler onu mamayla
beslemek zorunda kaldı.
Savcılık M.G. ve H.G.'nin ifadesini alarak serbest bıraktı.
Talihsiz bebek ise M.G.'ye verildi. M.G. ise A.K.'nin hastane
masraflarını karşılayarak bebeği evine götürdü.
Geriye annesiz bir yavru ve onun ne yapacağı belli olmayan bir
baba, tecavüz edilen bir genç kız ve perişan olan aile kaldı..
Talihsiz bebeği böyesi bir adama teslim edilmesi ne kadar doğru? Bu
cümle Adalet mekanizmasının kendisine sorması gereken soru olarak
hanesine yazıldı..