İlhan Selçuk sessizliğini bozdu
Abone olHasan Cemal'in "Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim" kitabında topa tuttuğu İlhan Selçuk sessizliğini bozdu. Selçuk bugünkü köşesinden Aydın Doğan'dan nasıl ricacı oldu?
Hasan Cemal'in daha piyasaya çıkmadan fırtınalar koparan
"Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim" adlı kitabında adeta
topa tuttuğu İlhan Selçuk sessizliğini bozdu. Cumhuriyet başyazarı
Selçuk, 'sövgü harekatı' olarak nitelediği kitap
hakkında "Sayın Aydın Doğan'a Bir Soru" diyerek
ricada bulundu:
Yazı: İlhan Selçuk
Kaynak: www.cumhuriyet.com
- Geçen cumartesi sabahı Milliyet'i gördüğüm zaman şaşırdım...
Gazetenin sürmanşeti şöyleydi:
'' İlhan Selçuk bir takiye ustasıdır''
'Takıyye' sözcüğü AKP iktidarıyla siyasal yaşama oturmuş, Recep
Tayyip 'in sıfatına dönüşmüştü; gazete bana mı ihale
ediyordu?..
Hem ne siyasal parti başkanı, ne devlette makam sahibi, ne politika
lideriydim; Milliyet hangi amaçla beni sürmanşete
çıkarıyordu?..
Meğer bu suçlamayı Hasan Cemal yeni çıkan kitabında yapmış...
Ama, iş bu kadarla kalmadı...
**
Ertesi gün, pazar günü, basın tarihimizde görülmemiş bir olay
yaşandı...
Milliyet yayınını genişleterek sürdürürken, Doğan Medya Grubu'nun
bütün gazeteleri, birinci sayfalarından başlayarak Pazar eklerini
bu kitaba ayırdılar...
Bu gazetelerin sayfaları Cumhuriyet'e ve bana saldırı ve sövgülerle
donandı...
Kitap önemli değil...
'Doğan Medya' Türkiye'de gerek satış ve gerek reklam açısından en
büyük gruptur; medya dışındaki şirketleriyle bir 'dev' e
dönüşmüştür.
Cumhuriyet'i neden hedef olarak seçmiştir?..
**
Hasan Cemal bizim gazetede 19 yıl çalıştı, bunun 11 yılında Genel
Yayın Müdürlüğü'nü üstlendi, ayrılalı 13 yıl oldu...
Bu sürede Pencere köşesinde ne ondan, ne de ayrılan öteki
arkadaşlardan -olumlu ya da olumsuz- söz açılmadı.
Zorunluk olmasa yine bir şey yazmayacaktım...
Ama, artık bu iş bir kitap olayı değil; Cumhuriyet sorunu... Tüm
medyayı ve ülkenin yazgısını ilgilendiren bir dava...
Bu arada Hasan'la da ilişkili birkaç söz söyleyeyim; kitabı daha
görmedim, okumadım, okumaya gerek var mı bilmiyorum; ama Doğan
Medya'nın tüm gazetelerinde Cemal bana şu suçlamaları
yöneltiyor:
**Komünist..
**Faşist..
**Darbeci..
**Askerci..
**Stalinci..
**TKP (Türkiye Komünist Partisi) ile ilişkili..
**Takıyyeci..
Eh, bunların tümünü bir araya getirmek kolay değil...
Aferin bana!..
Ancak bu konuda suç yine bendedir.
* Çünkü Hasan'ı gazeteciliğe Yön dergisinde ben başlattım..
* Cumhuriyet gazetesine girmesini sağladım.
* Cumhuriyet Genel Yayın Müdürü olmasını da Nadir Nadi nezdinde ben
sağladım..
* Cumhuriyet gazetesinde yazmaya başlamasını da ne yazık ki ben
sağladım..
* Bu yoldaki rolümün ne olduğunu rahmetli Uğur Mumcu şöyle dile
getirmişti:
''Herkes yazmak için ilham bekler..
Hasan ise İlhan bekler.''
Evet, suç bende!..
Hasan Cemal'in ruhundaki bana karşı birikimin nereden
kaynaklandığını çok iyi anlıyorum..
Peki, ama, Hasan'ın Uğur Mumcu'ya, Nadir Nadi'ye, Berin Nadi 'ye
kin ve nefreti nereden kaynaklanıyor?..
**Berin Nadi şirret bir kadınmış..
**Nadir Nadi tüm gericileri asmak isteyen bir cellat
ruhluymuş..
**Uğur Mumcu bir ajanmış..
Sanırım ortada patolojik bir vaka var... Hasan bir ruh doktorunun
muayenehanesindeki divana uzanmış hasta gibi konuşuyor...
Seviyesizliği de cabası..
**
Ama, bu iş yukarıda vurguladığım gibi Hasan sorunu değil..
O yalnız konu mankeni..
Tek başına bir gazete olan Cumhuriyet'e Türkiye'nin satış ve
reklamda en büyük medya grubu olan Doğan Holding gazetelerinin
ortaklaşa saldırı ve sövgü harekâtı ortadadır...
Dost bildiğim ve sevdiğim Aydın Doğan 'ın bu harekâttan haberi var
mıydı?..
Yok muydu?..
Sorunun yanıtını dostum Aydın Doğan açıklarsa mutlu olurum; ama,
açıklamasa da kendimi yanıtını almış sayacağım.