Gülen AB'yi neden istiyor?
Abone olFethullan Gülen Avrupa Birliği'ne (AB) karşı değil. Karşı olanların gerekçelerini sıralayan Gülen, neden AB'yi istiyor? İşte Gülen'in gündeme ve AB'ye ilişkin görüşleri.
Fethullah Gülen, Türkiye’de hak arama mücadelesi adına sokağa
dökülenler arasında kargaşa çıkartmak isteyenlerin bulunduğunu
söyledi. Gülen, devletin dışında bazı özel birliklerin bir yerden
düğmeye basılınca sokaklarda kargaşa çıkardığını dile getirdi. 6
yıldır sağlık sorunları sebebiyle gurbette yaşayan Fethullah Gülen,
Samanyolu Televizyonu’nda yayınlanan röportaj serisinin beşinci
bölümünde Avrupa Birliği süreci ve sokak hareketlerine ilişkin
görüşlerini açıkladı. Problemlerin çözüm yerinin sokak olmadığını
söyleyen Gülen, şöyle konuştu: “Sokak problemlere problem ilave
eder. Aslında sokağa dökülen insanların hepsi bir hak alma
mülahazasıyla sokağa dökülmüyorlar. Onlara karşı çıkanlar da yine
hak adına yapmıyorlar bunları. Bu ülkede kargaşa olsun diye
yapıyorlar. Bana öyle geliyor ki, Türkiye’de devletin dışında
hususi oluşturulmuş birlikler var. Bir yerden düğmeye basınca
harekete geçiyorlar gibi. Bunlar sokaklarda kargaşa çıkarıyorlar.
‘Cumhuriyet gidiyor’ adına da olsa kargaşayı çıkaran bunlar. Karşı
çıkanlar da yine o başıbozuk insanlar. Türkiye’de kargaşayı çıkaran
da aynı ekip, onlara karşı çıkanlar da aynı ekip.” Fethullah Gülen,
STV’de yayınlanan televizyon dizisi Şubat Soğuğu’na atıf yaparak
dizide resmedildiği gibi Türkiye’de istikrardan, Müslümanların
başarısından, huzurdan hoşlanmayanların bulunduğuna dikkat çekiyor.
Gülen şunları söyledi: “Türkiye’de istikrardan, Müslümanların
başarısından, huzurdan hoşlanmayan ve Türkiye’nin her zaman böyle
cankeş gibi yaşamasını arzu eden, ‘istedikleri gibi kullansınlar ve
kullanmadıkları zaman da partal bir eşya gibi bir yana atsınlar’
mülahazasını taşıyan insanlar her iki tarafı da idare ediyor.
Topyekûn millet olarak bu düşüncelere karşı çıkmalı. Buna devletin
içinden derin devlet diye de bir şey derler. Birileri yapsa bile
buna karşı çıkmak lazım. Tavırlarınızla, medyayla buna karşı çıkmak
lazım. Karşı çıkmak şöyle olmalı: Halk uyarılmalı bu mevzuda, oyuna
gelmesinler, bu kavgaya katılmasınlar, bu kavga Türkiye’nin
aleyhinde olur. Türkiye’nin kredisine dokunur. Türkiye dünyada
itibarını yükseltiyor. Devletler muvazenesinde yerine doğru
yürüyor. Bu güzelim yürüyüşün önünü almamak lazım. Türkiye
varabileceği yere gitsin. İşte bu mülahazayla ona böyle karşı
çıkmak lazım. Halkı aydınlatmak lazım. Sakın karışmayın devletin
ordusu var, devletin polis teşkilatı var, emniyet teşkilatı var.
İstihbarat ne güne var? Hadiseler olmadan onları tespit etsinler,
haber versinler ve nasıl uyuşturucuda, bombada haberdar oluyor,
anında başkalarının arzularını kursaklarında bırakıyorlar. Bu
mevzuda da yaparlar vazifelerini ve suiniyetli insanların arzuları
kursaklarında kalır. Bu işi doğrudan doğruya hukuk devletinin
gereği olarak yapacak insanlar varsa sağdan soldan o işe karışmak,
problemi derinleştirir, çözülmez hale getirir.” AB konusunda da
görüşlerini açıklayan Fethullah Gülen, kendi değerlerimizden şüphe
duymadığı için eskiden beri Avrupa Birliği’ne girmede mahzur
görmediğini söylediğini hatırlattı. Gülen, “Kendi değerlerinin
gücünden şüphe eden ve Avrupa Birliği’ne girdiği zaman kendi
değerlerini koruyamayacağından endişe taşıyan insanlar AB’ye
girmeye karşı olabilirler.” diyor. Karşı olanların bir kısmının
yıllarca Müslümanlıklarından dolayı, ‘Hıristiyan kulübü’ dedikleri
için inatlarından, bir kısmının ise bu işin Müslümanlara mal
olmasını hazmedemediği için onlarla aynı çizgide olmamak için
muhalefet ettiklerini kaydeden Fethullah Gülen sözlerini şöyle
sürdürüyor: “Parlamento’nun dışında birileri bir muhalefet
oluşturarak, dikkatleri üzerlerinde toplamak istiyor ve ileriye
matuf belli yatırımlar arkasında koşuyorlar. Samimi bulmadığımdan
dolayı bu meselelerin üzerinde durmayı da düşünmüyorum. Samimi
bulmuyorum ben AB karşısında olmayı. Kaldı ki Avrupa Birliği’ne
hemen alacaklar mı, almayacaklar mı? O da belli değil. Yani
alacağız deseler bile 10-15 sene sürer. Evet, meselenin mantığı
yok, muhalefetin mantığı yok.”