Filistin'i tanımamakta inat eden ülke! İngiltere bile tanıdı anket sonuçları da olay
Abone olFİLİSTİN'i son olarak İngiltere, Kanada, Avustralya ve Portekiz ülkeleri tanıdı. BM'ye üye 193 ülkenin yaklaşık 150'si Filistin devletini tanımış durumda. Avrupa ülkeleri arasında Filistin'i tanımamakta ayak direyen ülke ise Almanya oldu. Almanya, İsrail'in kankası olan İngiltere ve Kanada'nın aldığı tanıma kararı sonrasında iyice yalnızlaştı. Alman kamuoyu da Filistin için bastırıyor. Yapılan son ankette halkın yüzde 54'ü Filistin'in tanınmasını istedi.
FİLİSTİN konusunda Avrupa ülkelerinin arka arkaya aldığı
kararlar gündeme otururken, gözler inat eden Almanya'ya çevrilmiş
durumda. İngiltere, Kanada, Avustralya ve Portekiz dün Filistin’i
tanımıştı. Bugün ise Fransa'nın BM Genel Kurulu'nun 80. oturumunda
Filistin’i tanıması bekleniyor. Bu kararlar, Avrupalı devletlerin
artık bu hususta ABD’den farklılaştığını ve İsrail’in eskiden
olduğu gibi Batı ittifakından sınırsız destek alamayacağını
gösteriyor.
Almanya neden inat
ediyor?
BM'ye üye 193 ülkenin yaklaşık 150'si Filistin devletini tanımış
durumda. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ise İsrail ile birlikte
Filistin devletinin tanınmasını en güçlü muhalefeti gösteren ülke.
ABD'nin tutumu şaşırtmasa da Almanya'nın ayak diremesi iç kamuoyunu
da rahatsız ediyor. Bu inadın sebebi olarak Hitler utancı
gösteriliyor. Yahudi soykırımı utancından kurtulamayan Almanya,
İsrail'in katliamına ses etmiyor.
Almanya'nın ön koşulu gerçekçi
mi?
Alman hükümetinin Filistin devletinin tanınması konusundaki resmi
tavrı, böyle bir adımın kısa vadede atılmasının gündemde olmadığı
yönünde. Başbakan Friedrich Merz Ağustos ayında yaptığı açıklamada,
"Bu girişime dahil olmayacağız" demiş, "devlet olarak tanıma için
gerekli ön koşulların hiçbir şekilde mevcut olmadığını"
belirtmişti. Merz, tanımanın, iki devletli çözüm hedefli bir barış
sürecinin ardından gelmesi gerektiğine vurgu yapmıştı. 7 Ekim
2023'te Hamas'ın İsrail topraklarına saldırmasıyla başlayan Gazze
savaşı sürerken iki devletli çözüm için masaya oturma ve çözüme
ulaşma şansı yok denecek kadar az. Alman hükümetini eleştirenler,
Berlin'i gerçekçi olmayan bir ön koşul öne sürerek karar alma
baskısından sıyrılmaya çalışmakla suçluyor.
Gazze'ye değil İsrail'e
ağladı
Hitler sendromundan kurtulamayan Almanya Başbakan
Merz, geçen hafta Münih kentinde nasyonalsosyalizm döneminde tahrip
edilmiş bir sinagogun açılış töreninde yaptığı konuşmada
ağlamasıyla dikkat çekmişti. 7 Ekim 2023'ten bu yana yeni bir
antisemitizm dalgasıyla karşı karşıya olunduğunu, bunun kendisine
utanç verdiğini ifade eden Merz, Gazze söz konusu olduğunda ise
samimiyetsiz bulunuyor.
İç ve dış baskıya inatla direniyor
İsrail'e karşı daha güçlü bir tutum sergilenmesi yönünde Alman
hükümeti üzerindeki baskı artıyor. Koalisyon ortağı
Sosyal Demokratlar yaptırımlara sıcak bakarken muhalefetteki
Yeşillerin eş başkanı Franziska Brantner, Başbakan ve Dışişleri
Bakanı'na seslenerek "İsrail ve Filistin'deki tüm insanlar için
barıştan yana olan güçlerin yanında mı yer alacaksınız? Yoksa
içinde aşırı sağcı güçlerin bulunduğu İsrail hükümetinin Gazze'de
yol açtığı yıkıma, barış perspektifinin ve rehinelerin serbest
bırakılması umudunun giderek uzaklaşmasına seyirci mi
kalacaksınız?" sorusunu yöneltti. Onlarca sivil toplum
kuruluşu da Alman hükümetine, İsrail'e yönelik eleştirileri somut
adımların izlemesi çağrısında bulundu.
ALMAN HALKI NE DÜŞÜNÜYOR? ANKET SONUÇLARI
Ağustos ayı başlarında yapılan bir anket, Almanların yüzde 54'ünün Filistin devletinin tanınmasını desteklediğini ortaya koyuyor. Bu adıma karşı olanların oranı ise yüzde 31. BM'de Filistin devletinin tanınmasına karşı olanların sayısı ise giderek azalıyor. Fransa gibi Almanya'nın yakın müttefiklerinin taraf değiştirmesi Berlin'i zora sokacak ve Almanya bu konuda ABD ile aynı saflarda yer alan sayılı ülkeler arasına girecek. ABD Başkanı Donald Trump ile ilgili yaşanan tartışmalar nedeniyle bu durum diplomatik açıdan Alman hükümetinin işini kolaylaştırmayacak.