FETÖ'nün İbrahim'i dinler macerası

İstanbul Harbiye'de bir kilisenin bahçesinde heykeli olan tek Papa.

İsmail GÜZEL iguzel@nestech.net

İstanbul Harbiye'de bir kilisenin bahçesinde heykeli olan tek Papa.

Osmanlı devletini Hristiyanlaştırma projesi, 1914 ve 1915 yılları itibari ile Onbeşinci Papa Benedictus tarafından başlatıldı. Osmanlı yenilince de misyonerlik faaliyetleri yoğunluk kazandı. Hükümranlığı sadece 8 sene süren, 1914 yılında 15.Benedictus ünvanı alan Papa Giacomo Paolo Giovanni, 1922 yılında öldü.

Manevi cihazlanma, Protestan kilisesinin içinden bir gurubun kurucusu olduğu bu dernek o kadar güçlüydü ki, ikinci dünya savaşı sonrası Almanya ve Fransa'yı bir araya getirerek barıştırdı.

1957 senesinde İstanbul'da İsviçre merkezli, Türkçe karşılığı "manevi cihazlanma" adı altında bir dernek kuruldu. O yıllarda İsviçre dışında sadece İstanbul'da bir şube açmışlardı.

Bu dernek ilk defa üç dinin birlikteliği  üzerinden yayınlar yapmaya başladı. Derneğin o zaman ki Türkiye başkanı Demokrat Parti milletvekili Ekrem Tok idi.

Kurulan bu derneğin misyonları arasında; komünizm ile mücadele ki o yıllarda en büyük tehdit olarak algınlanmaktaydı. Diğer bir amaç da "Türkiye'ye yeni bir ahlak getirmekti".

1959 yılında rahmetli Adnan Menderes'e bir manifesto vererek asıl maksatlarını ortaya koymuş, "İstanbul'u üç büyük dinin merkezi haline getireceklerini" deklare etmişlerdi. Ayasofya'yı Hristiyanlara, Süleymaniye'yi hilafet merkezi ve Tophane'de ki sinagog'u açarak İstanbul'da üç dini birleştireceğiz" dediler.

İşte bu faaliyetlerin temeli 1959 senesinde atılmış oldu.

O dönemlerden itibaren "ılımlı İslam" adı altında yayınlar başladı. Ilımlı İslam tezi 1960'lı yılların başından itibaren "masonlar" tarafından lanse edilerek tanıtıldı. Masonlar ilk defa Saidi Nursi'nin kitaplarından yola çıkarak bir tez ortaya koydular. Teze göre bilim, Allah'ın varlığını ispat eder. İşte FETÖ'nün yıllarca operasyonel algı maksadıyla çıkardığı "Sızıntı" dergisinde işlediği konular, masonların ortaya koyduğu bu tezlerde yatar.

Allah bilimi insanlara vermiş, bahşetmiştir. Bilimin Allah'ın varlığını ispat etmek gibi bir yükümlülüğü yada görevi yoktur. Bilim insanlar için bir araçtır.

Masonların bu tezi 1963'den sonra yaygınlaştırıldı. Saidi Nursi'nin bazı talebeleri bugün bu tezden yola çıkarak ılımlı İslam ve diyalog denilen olaya geldiler. Diğer dinlerle olan ilişkilere dair tartışmaların yer aldığı 1964 yılında gerçekleşen ikinci Vatikan Konsilinin tamamlanmasından sonra diyalog devreye sokuldu.

Diyalog Latincede, İki mantığın birbiri ile görüş alışverişinde bulunması anlamına gelir. İslam dini mantık dini değil "Vahiy" dinidir.

Tarihe, kültüre, medeniyetlere, ticarete, matematiğe, fiziğe mantıkla bakar yorum yapabilir lakin vahiy dinine diyalogla yani mantık çerçevesinde bakıp yorum yapılamaz.

Din insan mantığı ile yorumlanamaz, burası mantığa uydu burda mantığa uymadı yorumları yapılamaz. Dinler akaidinde insana verilmiş böyle bir hak yok. İnsanoğlunun dini mantık ile çözme gibi bir yükümlülüğü yok. Allah'ın varlığını kabul etmek onun ne olduğunu bilmek hakkını insana vermez. Şöyle diyebilir miyiz; "Allah'ın ne olduğunu ben bilirsem kabul ederim"!!

FETÖ, İslam dininin ana kavramlarının altını oymaya çalıştı.

Diyalog olayında ki en büyük sakatlık, diyaloğu mantık çerçevesinde İslam dini ile Hristiyanlık dinini karşı karşıya bir diyaloğa sokma çabasıdır.

Mantık ile İslam dinini yargılamak mümkün değildir.

Müslümanlara göre tek din ve son din İslam'dır. Gelmiş geçmiş bütün peygamberler Müslümandır. İslam dinini tebliğ etmişlerdir, dolayısı ile ortada tek din vardır. İnananlara ve İslama göre ortada tek bir dinin kabul gördüğü  yerde hangi din ile ne ile diyalog yapacaksınız? islama göre ortada tek din varsa olmayan dinlerle nasıl diyalog kuracaksınız?

Sonuç,

Hristiyanlar ile diyaloğa başlandığında "İsa Aleyhisselam" denildiğinde bi dakka diyor. Peygamber değil o diyorlar. Sen bunu kabul ederek yola çıkıyorsan zaten baştan kaybettin.

Peygamber efendimiz insanlığı İslama, dinine davet etti. Peygamberimiz, "beyler gelin sizinle bir diyalog yapalım ben size dinimi anlatayım, sizin aklınız yatarsa gelin bana katılın veya bu dine katılın" demiyor. Olması da zaten mümkün değil. Ortada vahiy var. Müslümanlara göre Allah'ın kelamı olan Kuran-ı Kerim kabul edilmiş.

Diyalog, İslam alemine  Emperyalizm tarafından kurulan, tezgahlanan bir tuzaktır ve bu tuzağa çekmek için kullanılan bir araçtır.

Eğer FETÖ 15 Temmuz'da ülkeyi işgal edebilseydi, amaçları doğrultusunda Türkiye üzerinden tüm İslam alemine darbeyi ılımlı İslam adı altında vuracaklardı. Sözde İslam adı altında yeni dinlerini bize ve tüm İslam alemine dayatacaklardı.

Tüm İslam aleminin yeni Hicri Yılını tebrik eder, başta ülke topraklarımız ve tüm İslam ülkelerine hayırlara vesile olmasını dilerim.