“Futbol asla sadece futbol
değildir”…
Bu söz yazar Simon Kuper’in kitabının ismi. Lakin bu
tabir sadece bir kitap ismi olarak kalmıyor ve bazen fiiliyata da
geçiyor.
Bunun en güzel örneğini Franco İspanya’sında
görüyoruz. İspanya’yı otuz yıl boyunca diktatörlükle
yöneten Franco bu başarısının sebeplerinden birisini
futbol olarak göstermiş ve “Onları (halkı) yüz binlik
beşiklerde uyutuyorum” demiştir.
Futbol, bugün dünyanın en büyük gerçeklerinden
birisi. Futbolsuz bir ülke düşünmek neredeyse
imkânsız!
Tarihi süreç içerisinde bakıldığında futbol gerçekten de
bir oyun olmaktan öte amaçlar için de kullanılmış.
Yeri gelmiş ülkeler kozlarını futbol sahasında paylaşmış, yeri
gelmiş futbol üzerinden büyük servetler kazanılmış.
Futbol, ülkemizde de oldukça revaçta.
Hatta öyle ki dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasına
giremeyen ülkemiz futbolla meşguliyet sıralamasında ilk
sıralarda. Nielsen Sport tarafından yapılan bir
araştırmaya göre futbolla meşguliyet sırasında yüzde 75 oranı ile
dünya dördüncüsüyüz.
İlk sırada yüzde 80 ile Birleşik Arap Emirlikleri
geliyor. İkinci sırada yüzde 78 ile Tayland, üçüncü sırada
yüzde 75 ile Portekiz var.
Dördüncü sırada Türkiye’nin olduğu listede
diğer ülkeler ve yüzdeleri şöyle: Meksika yüzde 73,
İspanya yüzde 70, İtalya yüzde 67,
Brezilya yüzde 60, Almanya yüzde 60,
Rusya yüzde 52, İngiltere yüzde 51,
Fransa yüzde 50, Hindistan yüzde 45, ABD
yüzde 32, Çin yüzde 32…
Futbolun doğduğu İngiltere ve bugün futbolun beşiği
sayılan Brezilya’da bile yüzde oranlarının düşük olması
dikkate değer bir rakam.
Bugünlerde ise futbol Fenerbahçe özelinde çok
daha fazla gündemimizi meşgul ediyor.
Ülkemizin en büyük sayılan kulüplerinden biri olan
Fenerbahçe’nin üzerinde karabulutlar dolaşıyor
bugünlerde. Aziz Yıldırım’dan sonra Fenerbahçe
başkanlığına seçilen Ali Koç’un yaptığı icraatlar
futbol sahasında meyvesini vermiyor. Fenerbahçe
aldığı başarısız skorlar sonucu küme düşme hattına geriledi geçen
hafta.
Hal böyle olunca aziz ülkemin aziz insanlarına (!) gün
doğdu.
Başta sosyal medya olmak üzere tüm yazılı ve görsel medyamız
Fenerbahçe ile yatıp Fenerbahçe ile kalkıyor. Bu
durum bir süre daha devam edeceğe benziyor.
İşin beni ilgilendiren boyutu “Futbol Asla Sadece Futbol
Değildir” tabirinin devreye sokulmak istenmesi.
Malumunuz olduğu üzere ülkemizi karıştırmak
isteyen dış ve iç düşmanlar hiçbir fırsatı heba
etmiyorlar. En ufak bir ayrışma noktası yakaladıklarında
hemen kaşımaya başlıyorlar.
Bu tecrübeyi daha önce “Andımız” konusunda ve
“başörtüsü” konusunda yaşadık. Yıllardır ülke
gündeminden düşmüş olan bu iki mesele yeniden hortlatılmaya
çalışarak “toplum mühendisliği” yapıldı.
Endişem o ki toplum mühendisleri Fenerbahçe’nin geldiği
noktayı istismar ederek yeni bir çatışma ve tartışma alanı hatta
kavga ortamı oluşturmaları.
Zaten son günlerde “sarı yelek” üzerinden halka
çağrılar yapanlar için bulunmaz Hint kumaşı olur
bu ortam.
Malumunuzdur ki hiç alakasız bir yeşillik bahane gösterilerek bu
meseleden büyük kıvılcımlar çıkartılarak "gezi
olayları" başlatılmıştı!
Ya da bugünler de bir Haber
sunucusunun "sarı yelek" vakıasından
nemalanmaya çalışarak tam da yapmak istediği örnek gibi!
Unutmayalım ki bir dönem fitne ateşini yakmak
isteyenler stadyumlarda yaşanılan atmosferin büyüsüne
kendini kaptırmış bir çok taraftara olmadık tezahüratlar
yaptırdılar!
“Yok canım, abartıyorsun” diyenlerin haklı
çıkmasını temenni ederek yine de bu konuda hassas olunmasını ve
başta Fenerbahçe taraftarları olmak üzere diğer takım
taraftarlarının sağduyu ile hareket etmeleri gerektiğini
hatırlatırım…
SOSYAL MEDYA
TAKİP
twitter.com/msbeser
facebook.com/msbeser