Gazze’de kadın olmak, sadece bir kimlik değil; bir yangının
ortasında serin kalmaya çalışmaktır. Orada kadın olmak hem ev hem
yurt hem kardeş hem doktor hem anne hem mezar kazıcısı
olmaktır.
Gazze’de her kadın, bir halkın omzunda taşıdığı acının
simgesidir. Çünkü en önce kadınlar görür ölümü. Kendi bedenlerinde,
çocuklarının gözlerinde, yaşlanmış eşlerinin ellerinde… Onlar bilir
ki, bu coğrafyada kadın olmak sadece var olmaya çalışmak değil, her
gün biraz daha yok olmamaktır.
Ama en çok da anne olmak yakar canı.
Gazze’de anne olmak, çocuğunun adını dua gibi ezberlemek ama her
bombada o adı sessizce içinden fısıldamaktır. Çünkü sesli söylese
duyulur, duyulursa hedef olur.
Bir annenin gözünden akan yaş değil sadece, bazen su yerine bir
kaşık süt, bazen de ölümün önünde duracak kadar ağır bir
sevgi….
Bir kadın düşünün…
Kucağında yarısı toprak olmuş bir oyuncak ayıyla, evladının elini
tutmaya çalışan...
Yalınayak, yorgun ama asla vazgeçmemiş.
Çünkü o el, onun son bağıdır yaşama.
Ve o bağ, kopmasın diye kendini açlığa, savaşa, suskunluğa
zincirlemiştir.
Gazze’de her gece bir annenin gözünde yıldızlar değil, yangınlar
yanar.
Her sabah bir kadının yüreğinde doğan güneş değil, bir başka
yıkımın gölgesi vardır.
Ve her yeni gün, yeniden kurulan bir mezarın başında "Anne
buradayım" diye fısıldayan hayalet çocuklarla başlar.
Dünya izler sadece.
O kadınların gözyaşlarını değil, kaç kilo yardım gittiğini
sayar.
O annelerin haykırışını değil, kaç tweet atıldığını konuşur.
Ama o anneler...
Susar. Çünkü konuşmak lükstür.
Çığlık atmazlar, çünkü artık sesleri yoktur.
Ama gözleriyle sorarlar:
“Evladımı toprağa verirken, siz neredeydiniz?”
Bu soruya cevap yok.
Ve belki de asıl suç, bu cevapsızlığın sessizliğinde saklıdır.
Bende Gazze’de Kadın Olmak, Anne Kalabilmek: Bir Yüreğin En
Sessiz Direnişidir diyerek sessiz kalmadım…
TÜBAF Genel Başkanı Gazeteci Sinan Burhan, canlı yayın öncesi
basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "Filistin İçin
Sessiz Kalma" eylemine Türkiye ve yurt dışından
gazetecilerin katılacağını söyledi. "Filistin'e ses olmak
adına 24 saat süren eylem gerçekleştiriyoruz" diyen Burhan geçen
senede aynı duyarlılıkla hareket etmişti. Sinan Burhan ve
çalışma arkadaşlarının bir gazetecinin ötesinde insani bir
duyarlılıkla hareket etmesi, kamuoyunda dikkat çekmesi, ses olması
hatta vicdanlara dokunması çok kıymetli.
Burhan; abluka altındaki Filistin'de açlık, susuzluk,
mağduriyet, katliam ve gözyaşı olduğunu, "TÜBAF olarak, Filistin'e
ses olmak, mazlum ve mağdurları duyurmak adına 24 saat süren bir
eylem gerçekleştiriyoruz." dedi.
Sinan Burhan, programa yaklaşık 100 gazetecinin katılacağını
amaçlarının Filistin'de yaşanan katliamları bir nebze de olsa
duyurmak olduğunu söyledi.