Erdoğan'ın dünüründen ilginç sözler
Abone olBaşbakan Tayyip Erdoğan’ın dünürü, gazeteci yazar Sadık Albayrak, Tempo'ya konuştu. Muhabirin "AKP başarılı mı?" sorusuna Aylbayrak işte böyle cevap verdi..
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dünürü, gazeteci yazar Sadık
Albayrak, muhafazakar kesim içinde de hep farklı bir profil çizdi.
1965 yılında verdiği vaazda, Hürriyet Gazetesi’ne manşet oldu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dünürü, gazeteci yazar Sadık
Albayrak, 1965 yılında verdiği vaazda, ‘Yalnızca namaz ve oruçla
olmaz. Hıristiyanlar çok çalıştıkları için başarılılar’ diyerek
Hürriyet Gazetesi’ne manşet oldu. Kendi ifadesiyle, Doğrucu Davut
tavrı ve yazıları yüzünden sayısız kez hakim karşısına çıktı.
Şimdilerde günlerini, bir süre önce geçirdiği kalp spazmı yüzünden
hiçbir şeye sinirlenmemeye çalışarak geçiriyor. Tempo’ya kendini
duygusal ve haklıdan yana olarak tanımlayan Albayrak, bu yüzden
‘dünürlük’ olayını da, ‘Meğer ne çok akrabam, arkadaşım varmış’
diyerek sıkıntıyla yorumluyor. Türkiye hakkında ‘kokuşmuş’ tabirini
kullanan Albayrak, yeni jenerasyonla bunun ortadan kalkacağını
düşünüyor. 9 Ocak 1965 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde resminiz var
baş sayfada (O sırada salona gelip bize çikolata sunan eşi lafa
karışıyor ve ‘Beni onunla kandırdı zaten. Onu gösterdi’ diyor.) -
(Resimdeki pantolonunu göstererek) Şu elbise var ya, Arca
kumaşıdır. Metresi 100 lira. İki seksen aldım. Maaşım 396 lira. 330
liraya diktirip kürsüye çıktım. Makamdan dolayı parayı kazanıyorum,
dedim soranlara. Orhan Kantoğlu, genç, yakışıklı, 22-23 yaşında bir
delikanlı görünce inanamadı. Haberimi yaptı. ‘Futbol günah mı?’
filan diye sorular sordu. ‘Ne günahı?’ dedim. Siz zaten
Galatasaraylıydınız galiba? - O zaman evet. Sonra Trabzonspor
çıktı. Güneş doğunca ay görünmez tabii. Ya çocuklar? - Totaliter
baba değildim. Sırtıma alıp maça götürdüm. Oğullarıma tek tavsiyem,
‘sizin gittiğiniz yere ben gidebileyim, benim gittiğim yere siz
gidebilin’ olmuştur. Çocuklarıma hep sahip çıktım; ama baskı
kurmadım. Bu toplum kokuşmuş bir toplumdur. Bozulmuş cemiyetlerde
bozulmamış fertler suçlu duruma düşer derler ya... Neden bozuldu
toplum? Kaldı ki 1965’teki vaazınızda oruç, namaz yeterli değil
diyorsunuz. Din zaten o değil. Din yaşam biçimidir. Budistler de
aynı. Abideleri var; kimse yıkamamış onları. Ama Afganistan’da
Taliban yıktı. Türkiye’de de var. Sümela Manastırı’na cumhuriyetten
sonra ayyaşlar dadanmıştı, içki içip karı oynatıyorlardı, ikona
kurşunluyorlardı. Şimdi tamir ediyorsun ama, iş işten geçti. Her
toplumda fanatikler var. Toplumu eğer kültürel ve içtimai bir
yapıda oturtamazsanız, herkes başkasında hata arar (...) AKP için
objektif olabiliyor musunuz? Tayyip Erdoğan sizin çok yakınınız...
- Eskiden de yakınımdır. Bu yakınlık nedeniyle, objektif
olabildiğinize inanıyor musunuz? - Niye olmayayım ki! Ama şu da
var: Kimse objektif olamaz. Yani, ben insanların hepsini seviyorum
ama, çocuklarımı daha çok seviyorum. Böyle bir ortamda tabii ki
insan seviniyor; fakat, horlanmış, aşağılanmış bir neslin,
‘Türkiye’de ben de varım!’ demesi gibi bir gelişme var. Bu beni
mutlu ediyor. Ayrım yapmadan, insan unsuru olarak o topraklarda
olan insanlar, beraberce yaşayarak bu memleketin havasından,
suyundan, toprağından, ürününden istifade edelim diye bir
paylaşımcı düşünce var. Hataları yok mu? Elbette olur. AKP başarılı
mı? - Tarih yargılayacak. Tayyip Erdoğan? - Nur Vergin’in dediği
gibi, külhani demeyeyim ama, tespih sallaması, ceketinin omzunda
olması gibi şeyler bu toplumu etkiledi. Karadeniz delikanlılığının,
Anadolu delikanlısının halka yansıması. Halk, kimliğini orada
bulduğu için bu oyları verdi. Benden biridir, dedi. Bağdaş kurarak
yemek yiyor, Karadeniz’e gidiyor hamsi yiyor, Güneydoğu’ya gidiyor
acı yiyor. Bu çok önemli bir şey. Sadık Hoca’nın 1965 vaazı Yüksek
İslam Enstitüsü mezunu olan Sadık Albayrak, 1965’te Sultanahmet
Camisi’nde verdiği ve ‘Hıristiyan alemi çalışarak ilerliyor. Sadece
ellerimizi açıp Allah’a dua etmekle karın doyuramayız’ dediği cuma
vaazıyla Hürriyet’in 1. sayfasında haber olmuştu. O yılların
gözdesi ‘Arca’ kumaştan şık takım elbise giyen Sadık Hoca, 22-23
yaşlarında yakışıklı bir delikanlıydı. Hurriyet