Erdoğan'dan dünyaya Gazze mesajı
Abone olErdoğan, Rize ve Trabzon'da dünyaya seslendi, "herkes sırtını dönse biz dönemeyiz" dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
''Allah'tan başka kimseye bizim can borcumuz yok. Sadece Allahımıza
var. Bu yola böyle devam edeceğiz'' dedi.
Erdoğan, partisinin Rize İsmail Kahraman Kültür Merkezi'nde
düzenlenen İl Danışma Meclisi toplantısına katıldı. Trabzon ve
Rize'deki temasları hakkında bilgi veren Erdoğan, hizmet yolunda
durmadan yola devam ettiklerini söyledi.
Aşk, heyecan ve coşkuyla, millet için bu yolda gece gündüz demeden
ilerleyeceklerini dile getiren Erdoğan, ''Bu yolda durmak
yok, yorulmak yok... Kim ne derse desin, asla ulusal ve
uluslararası bazda, tarihte dedelerimiz ne yaptıysa biz de o
anlayışla, onların yaptıklarını yaparak bu yola devam
edeceğiz'' diye konuştu. Erdoğan, şöyle devam etti:
''7,5 yılda Türkiye'ye her alanda büyük başarılar, büyük sevinçler
yaşattık. Dış politikada Türkiye'nin itibarını yükselttik.
Ekonomide Türkiye'yi 26. sıradan aldık, 17. sıraya yükselttik,
Avrupa'da 6. sıraya çıktık.
Demokratikleşmede attığımız adımlarla, ülkenin demokratik
standartlarını yükselttik, ileri standartlara ulaştık,
ulaşıyoruz.Ulaştığımız hiçbir seviyeyi ülkemiz için yeterli
görmedik, kendimize yeni hedefler belirledik. Kararlı adımlarla o
adımlara doğru ilerledik, ilerliyoruz. Önümüze sürekli engeller
çıktı ama biz aldırmadık. Çünkü onları aşmakta kararlıydık.
Çetelerle yolumuzu kesmek istediler, mafyayla yolumuzu kesmek
istediler, tahriklerle, provokasyonlarla önümüzü kesmek istediler.
Mücadele ettik. Çirkin oyunlarla, kirli senaryolarla, hukuku
zorlayarak bize engel olmak istediler. Hiçbirine eyvallah demedik.
Yurt içinde, yurt dışında kara propagandayla, asılsız ithamlarla
üzerimize geldiler. Hiçbirine boyun eğmedik, eğmeyeceğiz.
Allah'tan başka kimseye bizim can borcumuz yok. Sadece
Allahımıza var. Bu yola böyle devam edeceğiz.''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
''500 yıl önce nasıl İspanya'dan kovulan Musevilere sahip
çıktıysa bizim dedelerimiz, bugün de biz Filistin'de oradaki
kardeşlerimize sahip çıkıyoruz. Olay bu'' dedi.
''73 MİLYONUN İKTİDARIYIZ''
Ankara'ya mahkum bir siyaseti icra etmek için iktidar olmadıklarını
vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Biz 780 bin kilometrekarede icrada bulunacak bir iktidar olarak
geldik. Biz, 73 milyonu huzura, refaha ulaştırmak için iktidar
olduk. Biz, etnik milliyetçilik yapmak için gelmedik. Biz, bölgesel
milliyetçilik yapmak için gelmedik. Biz, dinsel milliyetçilik için
gelmedik. Biz, tüm 73 milyonun iktidarıyız. Biz 780 bin
kilometrekarelik vatan toprağının iktidarıyız. Biz her
inanç mensubunun bu ülkede eşit mesafede olan iktidarıyız. Biz
bunun için buradayız.
Zira biz, yaratılanı yaratandan ötürü sevdik. 500 yıl önce nasıl
İspanya'dan kovulan Musevilere sahip çıktıysa bizim dedelerimiz,
bugün de biz Filistin'de biz, oradaki kardeşlerimize sahip
çıkıyoruz. Olay bu. Onu yaparken niçin yapıyorsunuz?' demedi kimse.
Batılıların Musevileri kovduğu zaman da bizim ecdadımız Musevilere
sahip çıktı. Şimdi ne diyor o Musevilerin geride kalan varisleri
biliyor musunuz? 'İkide bir bize 'bunu çaktırmayın' diyorlar. Biz
size tarih dersi veriyoruz. Çaktırmıyoruz. Olay bu...''
Başbakan ERdoğan, dün Gürcistan, Irak, Darfur için nasıl seslerini
yükseltilerse, bugün de Filistin için aynısını yaptıklarını
belirterek, Türkiye'nin Haiti'deki depreme, Şili'deki felakete
nasıl seferber oldularsa, bugün de Gazze için seferber olduklarını,
''Gazze için yüreklerini ortaya koyduklarını'' dile getirdi.
''Bizim tarihimiz, bizim medeniyetimiz, muhtaçlara mazlumlara,
mağdurlara her türlü yardımın örnekleriyle doludur'' diyen Erdoğan,
şöyle devam etti:
''Sene 1576... İstanbul'a binlerce kilometre uzakta Ace'de, dönemin
padişahı Sultan 2. Selim'e mektup geliyor, Ace Sultanı Alaaddin,
Osmanlı Sultanı'na diyor ki; 'yardım etmezseniz mahvoluruz.'
Altındaki ifade çok anlamlı: Ace, sizin köylerinizden biri...
Köy diyor, köy. Ben de sizin hizmetkarınızım diyor. Sultan 2.
Selim, 22 kadırgadan oluşan bir filoyu Ace'ye gönderiyor. O gün
Ace'ye yapılan yardım, bizim orayla kardeşliğimizin, dayanışmamızın
temellerini oluşturuyor... Endülüs'ten, Hint Yarımadasına kadar,
Sumatra'dan Afrika'nın derinliklerine kadar, sesimizin, sözümüzün
ulaştığı her yere bir barış ulaştırmanın mücadelesi içinde olduk.
Bugün de o anlayışla hareket ediyor, yer yüzsünde sadece ve sadece
barış istiyoruz, başka bir şey değil...
Herkes Gazze'ye sırtını dönebilir. Ama Türkiye dönemez.
Herkes Filistin'i kendi kaderine terk edebilir ama Türkiye terk
edemez. Herkes Orta Doğu'daki yangına, katliamlara sessiz,
tepkisiz kalabilir ama biz kalamayız. Eğer kalırsak, eğer
yaşananlara göz yumarsak, eğer çocukların katledilmesine herkes
gibi seyirci kalırsak o zaman ben Rize'ye gelemem. Rize'li
kardeşlerimizin önüne anlımız ak çıkamayız, aziz hemşehrilerimize
hesap veremeyiz. Biz bu milletten çok kutsal bir emanet
devraldık.''
"ŞEHİTLER SLOGAN DEĞİL DUA BEKLER"
AYRINTILAR HABERİN DEVAMINDA...
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cenaze
namazlarının slogan atma yeri olmadığını, şehitlerin dua
beklediğini ifade ederek, ''Önce bunu onların liderlerine
hatırlatıyorum. Diyanet İşleri Başkanlığına bir müracaat edin de
size cenaze namazlarının edebini, adabını bir
öğretsinler'' dedi.
Erdoğan, partisinin Rize İsmail Kahraman Kültür Merkezi'nde
düzenlenen İl Danışma Meclisi Toplantısında yaptığı konuşmada,
milletten çok kutsal bir emanet devraldıklarını ifade ederek,
''Televizyonları izliyorum, zaman zaman insanın çıldırası geliyor.
Bakıyorsunuz bir tanesi çıkıyor diyor ki 'Sayın Başbakan
olay oldu, ardından Grup Toplantısında güzel bir konuşma yaptı ama
ondan sonra bu olaya değinmesine gerek yok.' Yahu insaf.
Dünyanın çenesi duruyor mu? Dünya bu olaylar karşında sessiz
kalacak, onlar susmayacak, biz haklı olduğumuz bir olayda
haksızlığa mahkum edilmeye doğru gidiyoruz. Yanınızda monşerlerle
çıkıyorsunuz, konuşuyorsunuz. Monşerler adeta bize diplomasi dersi
vermeye kalkıyor, siz onlara karşı bir şey diyemiyorsunuz, bize
'sus' diyorsunuz. Nasıl susarız?'' diye konuştu.
Haksızlık karşısında susmanın kendi şiarlarından olmadığını
söyleyen Başbakan Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un ''Zulmü
alkışlayamam, zalimi asla sevemem/Gelenin keyfi için geçmişe asla
sövemem/Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim/Onu dindirmek
için kamçı yerim, çifte yerim/ Adam aldırma da geç git diyemem
aldırırım/Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım/Zalimin
hasmıyım amma severim mazlumu'' dizelerini okudu.
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Biz onlar gibi rahat değiliz. Bizim yüreğimiz kan ağlıyor ama
onların böyle bir derdi yok. Onlar rahatlar. Onlar 'dünya kazan biz
kepçe' mantığıyla değil, onlar rahat koltuklarında otursunlar,
rahat malum yerlerinde otursunlar. Bir gece bir yerde, bir başka
gece bir başka yerde, farklı şekilde, o biçim hayatlarını
sürdürsünler ondan sonra gelsinler dünyayı konuşsunlar. Bizim öyle
bir yaşamımız yok. Biz bu konuda farklıyız. Biz dertliyiz dertli.
Mevlana'nın diliyle 'dertli olmayan deva olmaz', bunu böyle
biliniz.
Bu millet bize, hizmet üretmemiz, Türkiye'yi büyütmemiz,
Türkiye'nin refahını çoğaltmamız, Türkiye'nin istikrarını,
kardeşliğini pekiştirmemiz için ama emaneti yükledi. Ama bu millet
aynı zamanda bize bu ülkenin uluslararası çıkarlarını, itibarını,
şerefini muhafaza etmemiz, ona sahip çıkmamız, onu gözümüz gibi
korumamız için de emaneti teslim etti.
'Türkiye'nin ekseni kayıyor, Türkiye batıdan kopuyor, Türkiye yön
değiştiriyor'... Akıllarınca bizi tehdit ediyor, bizi hakkı
savunmaktan, doğruyu söylemekten vazgeçireceklerini zannediyorlar.
Buradan İsrail destekli uluslararası basına da yurt içindeki
taşeronlara da açık açık sesleniyorum; Türkiye başka ülkelere
benzemez. AK Parti iktidarı başka iktidarlara benzemez. Neyle
tehdit ederseniz edin dik duracağız, dikleşmeyeceğiz ama onurumuzla
kimseyi oynatmayacağız. Bunu böyle bilin.''
''DIŞ POLİTİKA TÜRKİYE'NİN EKONOMİSİYLE DOĞRUDAN
İLGİLİDİR''
Türkiye'nin, bu toprakların ve bu medeniyetin köksüz olmadığını
vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''O kara propagandalarınız Türkiye'ye sökmez. Bizim, nasıl samimi
bir şekilde barış için mücadele ettiğimizi herkes biliyor. Bizim
bölgesel istikrar, küresel refah için nasıl samimi şekilde ter
döktüğümüzü herkes biliyor. Benim aziz milletim Türkiye'nin
mazlumların sesi olmasından, Türkiye'nin hakkı, hukuku
savunmasından, barış çağrılarını dünyanın her köşesine
ulaştırmasından dolayı bugün artık ülkesiyle daha güçlü bir şekilde
gurur duyuyor.
Burada, baba ocağında bir kez daha altını çizerek ifade ediyorum;
bu milletin başını öne eğdirmedik, bundan sonra da asla ve asla
eğdirmeyeceğiz. Bu ülkeye, bu ülkenin tarihine, medeniyetine,
şehitlerimize, aziz milletimize mahcup olmadık, bundan sonra da
mahcup olmayacağız. Şunu lütfen unutmayınız; dış politika
Türkiye'nin ekonomisiyle doğrudan ilgilidir. Demokratikleşme,
Anayasa değişikliği Türkiye'nin ekonomisiyle soframızdaki ekmekle
doğrudan ilgilidir. Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi,
kardeşliğimiz için, birlik ve bütünlüğümüz için olduğu kadar
cebimizdeki parayla doğrudan ilgilidir.
Bu ilgiyi kuramayanlar, bu denklemi çözemeyenler, statükoyu devam
ettirip, sorunları çözümsüz bırakmak, Türkiye'yi yoksulluğa mahkum
etmek istiyorlar. Biz eğer aktif bir dış politika yürütmeseydik,
komşularla 'sıfır problem' anlayışını geliştirmeseydik, küresel
barış için mesajlarımızı gür bir sesle haykırmasaydık ihracat 36
milyar dolardan 132 milyar dolara çıkar mıydı? Eğer dünyanın her
ülkesine ulaşmasaydık turizm gelirlerimiz 8,5 milyar dolardan 22
milyar dolara çıkar mıydı?''
Erdoğan, iş adamları ve girişimciler için kapıları açtıklarını,
vizeleri kaldırdıklarını, her türlü sorunu ilgili makamlarla
çözdüklerini bunun sonucunda da Türkiye ekonomisinin 7 yılda 3 kat
büyüdüğünü kaydetti.