Erdoğan, popilist politika peşinde
Abone olEkşi, emekli ve işçilere yapılan zamların ve İmam Hatiplerin Başbakan tarafından nasıl kullanıldığına dikkat çekiyor.
Başbakan Erdoğan'ın, "Popülizm felakettir" sözlerine atıfta
bulunan Hürriyet Gazetesi yazarı Oktay Ekşi, bugünkü yazısında
Başbakan'ın nasıl popilizm yaptığını yazıyor.
Ekşi, emekli ve işçilere yapılan zamların ve İmam Hatiplerin
Başbakan tarafından nasıl kullanıldığına dikkat çekiyor.
İşte Oktay Ekşi'nin yazısı:
Hani popülizm kötüydü?
BİZ mi yanlış anımsıyoruz yoksa Başbakan Tayyip Erdoğan mı yanlış
yapıyor. Doğrusu karar veremedik.
Veremedik ama hakemliği size bırakmak koşuluyla konuyu
açabileceğimizi düşündük:
Sayın Tayyip Erdoğan her fırsatta ‘‘Popülizm felakettir’’ demiyor
muydu?
Türkiye'nin popülist politikalar yüzünden (ki bizce doğrudur) çok
büyük kayıplara uğradığını, örneğin enflasyonun belini uzun yıllar
popülist politikalar yüzünden kıramadığımızı savunmuyor muydu?
Şöyle bir geriye bakınca gördük ki, ilamaşallah Tayyip Erdoğan'dan
daha popülist siyasetçi bulmak hemen hemen imkansız denebilir.
Önce popülist politika nedir onu birlikte belirlemeye
çalışalım:
Popülizm, kısa vadede halkın hoşuna gidecek ama uzun vadede sisteme
(örneğin devletin maliyesine) gereksiz yük getirecek veya zarar
verecek tutum ve tavırlara denir. Bir nevi halk dalkavukluğudur.
Asıl amaç halkın yakın çıkarı değil, popülistlerin yakın
çıkarlarıdır. Örneğin sırf seçim kazanmak için verilen ödünler
böyledir. Bu politikaların çok görülen bir özelliği de, partinin
siyaset belgelerinde pek yer almamalarıdır.
Şimdi gelelim Sayın Erdoğan'ın uygulamalarına:
Sayın Erdoğan daha Abdullah Gül'ün başbakan olduğu 58'inci hükümet
döneminde dışarıdan baskıyla (aslında mali kaynak yokken)
emeklilerin maaşlarına zam yaptırdı. Sonra IMF'nin ‘‘Kaynak
oluşturmadan nasıl zam yaparsınız?’’ zılgıtından çekinerek çareyi
‘‘vergi barışı’’ projesiyle, içki ve sigaraya zam yapmakta ve kamu
yatırımlarından vazgeçmekte buldu.
Erdoğan başbakan olunca asgari ücrete yüzde 36, emekliye yüzde 21
daha zam yaptı. Yine karşılıksız... Yine içki, sigara, akaryakıt
fiyatlarını artırarak ve taşıt vergilerini yükseltip yatırımları
keserek karşılık bulmaya çalışılan bir zam.
Yanlış anlaşılmamak için belirtelim... Biz bu zamlar olmasın
demiyoruz. Daha fazlası da olmalı ama kaynağı önceden bulunarak
olmalı.
Sadece mali konularda değil, Erdoğan'ın popülizmi örneğin bedelli
askerlik isteyenleri tahrik edip ‘‘Şubelere başvurun, bizi bu yönde
karar almaya mecbur edin’’ mesajlarında da net olarak ortaya
çıkıyor. Belli ki onlardan oy almak için bunu yapıyor.
Ya İmam Hatip Liseleri meselesi?
Baktık Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ne programında, ne seçim
beyannamesinde, ne de hükümet programlarında ‘‘Meslek (aslında İmam
Hatip) Liseleri mezunlarının üniversiteye girmeleri engelleniyor’’
anlamında tek kelime var. Ama şimdi Sayın Erdoğan konuyu diline
doladı. Her yerde ‘‘Size haksızlık yapılıyor, düzelteceğiz’’ diye
(aslında haksızlık yokken) popülizm yapıyor.
Popülizm illa Süleyman Demirel'in, ‘‘Onların beş verdiğine ben 10
vereceğim’’ söylemiyle yahut ‘‘Emekli yaşını indireceğim’’ vaadiyle
olmaz, böyle İmam Hatip Lisesi'yle de, ‘‘Siz seçin, gerisini bize
bırakın’’ söylemiyle de olur.