Erdoğan CHP'yi rahibeyle vurdu
Abone olDiyarbakır meydanında toplanan hıncahınç kalabalığa seslenen Başbakan Erdoğan, CHP'yi rahibe afişleriyle vurdu.
İNTERNETHABER.COM - Diyarbakır'da yaptığı konuşmada
önce MHP Lideri'ne 'Diyarbakır'a gel' çağrısı yapan
Erdoğan, ardından CHP'ye yüklendi: Benim başörtülü bacımın
kıyafetini rahibe kıyafetiyle özdeşleştirdi. İşte CHP
bu...
SOSYALİST ŞAİR AHMET ARİF'LE SESLENDİ
Erdoğan Diyarbakırlılar'a seslenişinde sosyalist şair Ahmet Arif'in
dizelerine yer verdi:
"Bugün sizlere yüreğimi açmak sizlerle gönül diliyle sohbet
etmek istiyorum. Bizim Diyarbakır'a ayrı bir sevdamız, ayrı bir
muhabettimiz var. Şair Ahmet Arif 'Seni baharmışsın gibi
düşünüyorum, seni Diyarbakır gibi' diyordu. Biz de sizi Diyarbakır
kadar büyük Türkiye kadar engin bir muhabbetle
seviyoruz."
CHP'NİN AFİŞLERİNE GÖNDERME YAPTI
CHP tarafından asıldığı öne sürülen afişlere de gönderme yapan
Erdoğan konuşmasının bu bölümünde ana muhalefet partisini hedef
aldı:
Ne diyorlar biliyor musunuz? "Rahibe kıyafetine evet"...
Yani benim başörtülü bacımın kıyafetini rahibe kıyafetiyle
özdeşleştiren anlayış. Cumhuriyet Halk Partisi bu.
O ANNENİN FERYADINI BİZ BİLİRİZ!
"Üniversite kapılarında boynu bükük kalmanın, yoksulluğun,
yasakların, mahrumiyetin ne olduğunu çok iyi biliriz" diye
konuşan Erdoğan sözü Kürtçe'nin yasaklı olduğu yıllara ve faili
meçhul cinayetlere getirdi:
Gece yarısı sokak ortasında ensesine kurşun sıkılarak
katledilen faili meçhullerin acısını çok iyi biliriz. Evi basılıp
tarumar edilmek nedir biliriz. Kitapların derdest edilmesini biz
biliriz. Köy meydanında köylülere uygulanan eziyeti biliriz.
Köyleri yasaklanan, hapisteki oğluyla tek kelimeyle Kürtçe
konuşamayan annenin acısını, gözyaşlarını, feryadını, yüreğinde
kopan fırtınayı biz biliriz biz.
BAHÇELİ'YE DİYARBAKIR ÇAĞRISI
Konuşmasında MHP lideri Bahçeli'ye çatan Erdoğan, rakibine çağrıda
bulundu:
Birileri yazıp çiziyor. Ne diyorlar? Başbakan Diyarbakır'da
ne konuşacak ne diyorlar? Diyarbakır'da ne mesaj verecek diyorlar.
Burada BDP Erzurum'da da Bahçeli işi gücü bırakmışlar bize konuşma
metni yazmanın derdine düşmüşler. Sayın Bahçeli, sen bize konuşma
metni yazmayı bırak, söyleyecek sözün varsa buraya gel.
Diyarbakır'a gel. Söyleyeceğini şu Diyarbakır meydanında söyle.
Diyarbakır'ın bu güzel, yiğit, mert insanlarıyla gönül bağı
kurabiliyorsan gel buraya. Diyarbakır insanının huzurunda konuş.
Diyarbakır'ı kucaklamadan, Batmanlı'nın gönlünü almadan bu işler
olmuyor.
ŞİVANPERVER'İN HASRETİNİ GÖRMEZDEN GELEMEYİZ
İşte Erdoğan'ın o cümleleri:
Hakkari'de sabah ezanını okuduktan sonra saldırıya uğrayan ve oracıkta vefat eden Aziz Tan'ı, onun ailesinin kederini biz biliriz. Oğlunu şehit vermiş Çorumlu ailenin gözyaşı benim yüreğime akar. Oğlunu dağda çetelere, terör örgütüne kaptırmış göz göre göre oğlunu kaybetmiş babanın gözyaşı benim yüreğime akar. Ape Musa'nın yani Musa Anter'in acısını bizler unutamayız. Orhan Miroğlu'nun yarasını bizler unutamayız. Diyarbakır Cezaevi'nde işkence görenlerin çilesini bizler unutamayız. Şivanperver'in hasretini gözden gelemeyiz. Ahmet Kaya'nın gurbette vefatını akıldan çıkaramayız. Ahmed-i Hani'nin aşkını bizler aklımızdan çıkaramayız.
DİYARBAKIR CEZAEVİ TARİH OLACAK
12 Eylül döneminde insanlık dışı trajedilerin yaşandığı Diyarbakır
Cezaevi'nin tarih olacağını söyleyen Erdoğan konuşmasını şöyle
sürdürdü:
Şurada bir Diyarbakır Cezaevi var. Ahh şu Diyarbakır
cezaevinin bir dili olsa da konuşsa. Diyarbakır Cezaevi 12 Eylül
sonrasında yaşananları bir anlatsa. O insanlık dışı işkenceleri bir
söylese. 5 Koğuş olanları anlatsa. Diyarbakır Cezaevi'ni
kapatıyoruz. İlk işimiz yeni cezaevini süratle yapıyoruz
bitireceğiz ve hemen malum cezevini de yıkacağız. İstiyoruz ki
orası artık varlığıyla sürekli bize 12 Eylül'ü hatırlatmasın
istiyouz. İnşallah bu da bize nasip olur. 12 Eylül darbeciliği
yapanlar işkence yoktur diye bas bas bağırırken, 5. koğuştan
Diyarbakır semalarına feryatlar yükseliyordu...