Siyer Araştırmalar Merkezi tarafından ''81 il, 81 sahabe'' projesi kapsamında Türkiye ve Lefkoşa'da düzenlenecek çeşitli etkinliklerle ''iz bırakan 81 sahabe'' anılacak. Sahabelerin Hz. Muhammed'in elinde yetişmiş ilk nesil olduğunu belirten Yıldırım, Kur'an-ı Kerim'in dinle ilgili teorik bilgileri verdiğini, sahabelerin hayatının, var olan o bilgilerin hayata nasıl aktarıldığının örnekleri olduğunu bildirdi. İslam dinini en kamil halini yaşayan kişilerin sahabeler olduğunu ifade eden Yıldırım, şunları söyledi: 'Onlar bunu yaşarken Kur'an-ı Kerim hala inmeye devam ediyordu. Doğruları Kur'an-ı Kerim tarafından tasdiklendi, yanlışları da hemen düzeltildi. Sahabelerin yaşadığı hayat Allah'ın razı ve memnun olduğu hayattır. Onun için biz hangi sahabe efendimizin adını ansak, arkasından 'Allah onlardan razı olsun, Allah onlardan razı olmuştur' deriz. Bizlerde 1500 yıl sonrasında gelen Müslümanlar olarak, hedefimiz sahabenin yaşadığı şekliyle İslamı o güzellikte, o sadelikte yeniden yaşamak ve kulluk yolunda yürümektir. Biz ne kadar onların hayatlarını öğrenirsek, ne kadar onların hayata bıraktıkları izleri anlayabilirsek o kadar onlardan istifade edebiliriz, o kadar da Rabbimizin bizden istediği kulluğu yerine getirebiliriz.'' İslam tarihine ait kaynaklarına göre, isimleri bilinen 10 bine yakın sahabenin bulunduğunu kaydeden Yıldırım, şunları bildirdi: ''Bunlarda 5 binin hayatlarına dair bilgileri biliyoruz. Bu konuda İslam tarihinde ilk dönemden itibaren çok güzel kitaplar kaleme alınmış. Bizim sahabe ile tanışıklığımız Hz. Ömer dönemiyle başladı ve bu dönem erken bir başlangıçtır. Peygamber efendimiz o günkü adı Konstantiniyye olan İstanbul'u sahabeye hedef olarak gösteriyor. Projenin hazırlık sürecinde sahabelerin var olan kabirlerin gerçek olup olmadığını da araştırdıklarını bildiren Yıldırım, şöyle konuştu: ''Mesela; Siirt'te Abdurrahman Bin Avf'ın kabrinin olduğu söyleniyor. Tarihi kaynaklarımız ise bunun tam aksini söylüyor. Orada böyle bir kabir yok. Medine'de yaşamış, Medine'de vefat etmiştir. Oradaki yerin, makam olarak bilinmesi gerekiyor. İstanbul'da 27 tane 'sahabe kabri' diye isimlendirilen yer bulunuyor. Tarihi kaynaklarımıza göre, bunlardan sadece 2 tanesi doğrudur. 25 tanesi makamdır. İstanbul'da da kabri olan Ebu Eyyüb-el Ensari'yi anlatacağız.' Mekke, Medine ve Şam dışında en fazla sahabenin olduğu yerlerden bir tanesi, Diyarbakır'dır. Diyarbakır'da 541 sahabe bulunmuştur. Bu kadar çok sahabenin varlığından habersiziz. Adıyaman'da Safvan Bin Muattal'ın kabrinin bulunduğunu ifade eden Yıldırım, ''Sahabenin gerçek kabridir. Muattal da, İslam tarihinde çok önemli bir isimdir. Kendi iffeti Peygamber Efendimiz tarafından tescillenmiş biridir, büyük bir İslam askeridir. Onun orada olmasının da çok farklı bir anlamı var. O yıllarda Adıyaman seferlerine geliyor. O seferler sırasında vefat ettiği için, orada defnediliyor'' dedi. Trabzon'da anlatacakları Esma Bint-i Yezid'in Medine'de kadınların sözcüsü olarak seçilmiş bir sahabe olduğunu aktaran Yıldırım, şunları kaydetti: Peygamber Efendimiz o kadın sahabeyi bazen erkeklere de örnek gösterir. 'Şimdi Esma gelecek öyle bir soru soracak ki; siz 40 yıl erkek halinizle düşünceniz o soru aklınıza gelmez' diyerek, onun soru sorma kabiliyetini ortaya koymuştur. Gerçekten Esma sahabe, bize Peygamber Efendimiz'den 81 tane hadis rivayet ediyor. Her rivayet ettiği hadiste, dinin ve hayatın farklı bir boyutunda örneklik teşkil ediyor. Yıldırım, kadın sahabe Ümmü Haram'ın Kıbrıs'ın manevi fatihi olduğunu, 86 yaşında Kıbrıs seferine katıldığını ve şehit düştüğünü belirterek, şöyle konuştu: 'İstanbul'da Ebu Eyyüp-el Ensari neyse, Ümmü Haram odur aslında. Ancak çoğumuz bu bilgiden habersiziz. 86 yaşında bir kadının verdiği mücadeleyi, biz onun üzerinden ancak anlayabiliriz. Samsun'da anacağımız Esma binti Ebi Bekir, Hz. Ebu Bekir'ın kızıdır. Esma validemizin hayatında inanılmaz bir mücadele var. Gerçekten mücadele adına en önemli isimlerden biridir. Hicret yolculuğunda Sevr Dağı'na çıkıp babası ve Peygamber Efendimiz'e yiyecek taşımıştır. Günümüz hacıları bile o dağı zor çıkarlar. Ancak Esma Validemiz, o dönemde 7 aylık hamile iken oraya 3 kez gidiyor. Bu tamamen mücadele onun durduğu yeri gösteriyor. Yaklaşık 100 yıllık bir ömrü var ve ömrünün tamamında İslam adına müthiş bir gayreti var. Kadın, erkek herkese örneklik edebilecek bir isimdir.''