Dünya devini Türkler koruyor!
Abone olBu da emniyetteki beyin göcünün bir örneği. Türk emniyet teşkilatında çalışan 3 Türk polisi şimdi dünya devinin güvenliğinden sorumlu.
Dünyanın en büyük yazılım şirketi Microsoft'un güvenliği
üç Türk polis müdürüne emanet. Ortadoğu ve Afrika'dan sorumlu olan
eski Emniyetçiler isyana, karışıklığa karşı 72 ülkede strateji
geliştiriyor.
Bu da Emniyet'ten beyin göçü... Dünyanın sayılı şirketlerinden
Microsoft, Ortadoğu ve Afrika'daki güvenliğini Emniyet'ten ayrılan
üç Türk polis müdürüne emanet etti. Bölgedeki riske karşı planlar
hazırlayan ekip, sahada uygulamaya geçiyor.
Akşam gazetesinde Bülent Şanlıkan imzasıyla yer alan yazıya göre Osman Ulukuz 2002'de Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü'ndeki 'müdür yardımcılığı' görevinden ayrıldı. Özel bankada çalışırken Microsoft'un teklifini kabul etti. 'Özel sektöre geçen ilk emniyet müdürü' unvanına sahip olan Ulukuz'un ardından, 2008'de Büyükçekmece Eski Emniyet Müdürü Enver Tozun, 4 ay önce de İstanbul Emniyet Müdürlüğü Basın ve Protokol Şube Müdürü Hüseyin Bayraktar Microsoft'ta göreve başladı. Üç isim şirkette kritik görevlere getirildi. Ulukuz 'Microsoft Ortadoğu ve Afrika Bölge Güvenlik Direktörü' oldu. Enver Tozun, 'Ortadoğu ve Afrika Bölgesel Güvenlik Danışmanı', Hüseyin Bayraktar 'Ortadoğu ve Afrika Güvenlik Araştırma Uzmanı' görevlerine getirildi.
Her biri çok iyi İngilizce biliyor. Bayraktar Almanca da
konuşabiliyor. Üçü de Arapça dersi almaya başladı. Emniyet Kökenli
Yönetici ve İşadamları Derneği'ne de üyeler. Ulukuz,
'Emniyete olan vefa borcumuzu dernek çatısı altında şehit
çocuklarımıza burs vererek ödemeye çalışıyoruz' diye
konuştu.
TUNUS'A GİTTİLER
Ulukuz ve ekibi 72 ülkeden sorumlu. Microsoft adına ofisi olan
ülkelere giderek güvenlik raporları hazırlıyorlar. Microsoft da
yatırımlarını güvence altına alıyor. Ekip, Tunus'taki iç
karışıklık, Mısır'daki isyan, Fildişi Sahilleri'ndeki seçim
kargaşası gibi olaylarda bölgeye giderek incelemelerde bulundu.
Ulukuz, 'Devletle özel sektörün imkanları bir değil.
Ayrılık sebebi sıkışmışlıktı. Teşkilatın terfi yapısına
baktığınızda en tepe noktası 4 yıldızdır. 81 il var. O rütbede şu
an binlerce insan bulunuyor ama yedek noktalarda bekliyorlar.
Beklemek istemedim' dedi. Ulukuz, yaptıkları işi şöyle
anlatıyor:
Şirketler yatırım yaparken güvenlik kaygısı taşıyor. Burada
iki konu var. Bir fiziki güvenlik diğeri araştırma. Microsoft'un
her türlü stratejik kararında varız. Tunus ya da Dubai'deki ofisin
güvenlik elemanlarının yönetimini yapmıyoruz. Üst noktada, şirketin
güvenliği ve büyük ölçekli planlarında rol
oynuyoruz.'
Emniyetin yurtdışı eğitime gönderdiği müdürlerin özel sektöre
geçişini değerlendiren Ulukuz şöyle devam etti:
'Bu anlamda bir ilktim. Kolej Akademi mezunu müdür
düzeyinde, dil bilen eski emniyetçiler, Nestle'den, Cola'ya önemli
şirketlerde. İlk 500'deki Amerikan kökenli kuruluşların, Türkiye
ayağındaki ofislerinin güvenlik direktörleri emniyetten ayrılan
müdürlerden oluşuyor. Emniyet'in çok fazla istifade edebileceği
insanlardı.'
"AİLEME ZAMAN AYIRMAK İSTEDİM"
Son olarak Tunus'taki isyanı inceleyen Tozun, 'Aileme zaman
ayırabilmek istedim. Özel sektöre geçtiğimde ilk kez çocuklarıma
ders çalıştırabildim' dedi. Emniyetten ayrılışının çok zor
bir karar olduğunu belirten Tozun, '1989 yılında devlet
beni İngiltere'ye dil kursuna gönderdi. O gün bugündür kimse
aramadı, 'seni kursa göndermiştik' demedi' diyor.
Hüseyin Bayraktar ise ayrılık sebebini şöyle anlattı:
Teşkilatta verimli olabileceğimiz yerde değildim.
Özel sektöre geçmemde maddiyat önde değildi. Sebep gelecekle ilgili
endişeler diyebilirim. Tayin konusunun düzgün bir sisteme oturmamış
olması bir sebep. 3 yıl orada 5 yıl burada çalışmak durumunda olan
bir insan nasıl verimli olabilir.'
Eski Emniyet'çi Ulukuz, çalışmalarına ilişkin de şu bilgileri
verdi:
'Örneğin Irak'ta şu anda durum iyileşmeye gidiyor. Irak'ta
Microsoft'un ofis açması, daha fazla iş yapması ile ilgili alınan
her türlü stratejik kararda devredeyiz. Geçen hafta Tunus'taydık.
Bölgemizde Fildişi Sahilleri de var. Orada bir seçim oldu, ülke
karıştı. Acil bir durum olduğunda ofisin tahliyesinden, ekstra
güvenlik önlemi alınmasına kadar üst yönetimle görüşüp ne yapmaları
gerektiğini anlatan bir ofis burası. Aynı şekilde şu anda Lübnan da
karışık. Sorumlu olduğumuz bölgede 10 saat zaman dilimi var.
Yaklaşık 300 dil kullanıyor. Üçümüz de Arapça öğrenmeye
çalışıyoruz.'