Doğalgaz rezervi sinyal veriyor!
Abone olTürkiye'nin 2010-2014 yıllarını kapsayan "Stratejik Planını" hazırladı. Petrol ve doğalgaz sinyal veriyor.
Enerjide ithalat bağımlısı Türkiye'de 2009 sonu
itibariyla yaklaşık 1 yıllık petrol rezervi ve yaklaşık 2 aylık da
doğal gaz rezervi bulunuyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Türkiye'nin enerji ve tabii
kaynaklar politikaları perspektifinde, 2010-2014 yıllarını kapsayan
"Stratejik Planını" hazırladı.
Önümüzdeki 5 yıllık döneme ilişkin plan ve politikaların
paylaşıldığı planda, enerji talebinin karşılanmasına ilişkin uzun
vadeli plan çalışmalarında, cumhuriyetin 100. yılı olan 2023
yılında yerli kaynakların tamamının, yenilenebilir enerji
kaynaklarının azami ölçüde, nükleer enerjinin de elektrik enerjisi
üretim kompozisyonunu dahil edilmesinin hedeflendiği
vurgulandı.
Planda, Türkiye'de 2009 sonu itibariyle toplam 133,1 milyon ton ham
petrol, 11,3 milyar metreküp doğal gaz üretimi gerçekleştirildiği,
kalan üretilebilir ham petrol rezervinin 39,4 milyon ton
(Türkiye'nin petrol tüketimi yıllık yaklaşık 31,1 milyon ton),
doğal gaz rezervinin ise 6,1 milyar metreküp (Türkiye'nin doğal gaz
tüketimi yıllık yaklaşık 36 milyar metreküp) olduğ una dikkati
çekildi.
Planda, Türkiye'nin enerji arzında kaynak, teknoloji ve altyapı
çeşitlendirilmesinin artırılmasına büyük önem verildiği
kaydedildi.
Planda, söz konusu dönem içerisinde, yerli petrol, doğal gaz ve
kömür arama faaliyetlerinin artırılmasının sağlanacağı belirtildi
ve elektrik üretimi için şu hedeflere yer verildi;
"-Yapımına başlanan 3 bin 500 MW'lık yerli kömür yakıtlı termik
santralların 2013 yılı sonuna kadar tamamlanması sağlanacak.
-Yapımına başlanan 5 bin MW'lık HES'lerin 2013 yılı sonuna kadar
tamamlanması sağlanacak.
-2014 yılına kadar nükleer santral inşasına başlanması sa
ğlanacak.
-Enerjide arz güvenliğinin artırılması amacıyla, kaynak, güzergah
ve teknoloji çeşitlendirilmesine gidilecek.
-Yerli kömür, petrol ve doğal gaz arama ve üretim faaliyetlerine
öncelik verilecek ve bu alanlarda yatırımların sürdürülebilirliğini
sağlayacak tedbirler alınacak.
-Küçük rezervli kömür yataklarının bölgesel enerji üretim
tesislerinde değerlendirilmesi için gerekli çalışmalar
yapılacak.
-Yerli linyitlerin kalitesine uygun teknolojilerin
yaygınlaştırılmasına çalışılacak.
Plana göre, yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik enerjisi
üretimi içerisindeki payı 2023 yılına kadar en az yüzde 30
düzeyinde olması sağlanacak.
Bu çerçevede 2009 yılı itibariyle 802,8 MW olan rüzgar enerjisi
kurulu gücünün, 2015 yılına kadar 10 bin MW'ye, 2009 yılı
itibariyle 77,2 MW olan jeotermal enerjisi kurulu gücünün ise 2015
yılına kadar 300 MW'ye çıkarılması hedeflendi.
Planda, yürütülen ve planlanan çalışmalar kapsamında birincil
enerji yoğunluğunun 2023 yılına kadar, 2008 yılına göre yüzde 20,
2015 yılına kadar da yüzde 10 azaltılmasının hedeflendiği
bildirildi.
Bu çerçevede AB Enerji Verimliliği Müktesebatı ve özellikle
kojenerasyon düzenlemeleri ile tam uyum sağlanacağı, aydınlatma
öncelikli olmak üzere, kamuda enerji verimliliği çalışmalarının
yoğunlaştırılacak, enerji verimliliği projeksiyonları yapılacağı,
ulaşımda, binalarda, sanayi kuruluşlarında verimlilik artıcı
projelere yer verileceği, toplumda enerji kültürü ve verimlilik
bilincinin geliştirilmesi için çalışmalar yapılacağı
kaydedildi.
Plana göre, elektrik enerjisi piyasasında tüketim tarafında piyasa
açıklık oranının artırılabilmesi amacıyla, serbest tüketici limiti
dü zenli olarak indirilmeye devam edilecek ve 2011 yılı sonuna
kadar meskenler hariç tüm tüketicilerin, 2015 yılına kadar ise tüm
tüketicilerin serbest tüketici olmaları sağlanacak.
2014 yılına kadar, elektrik sektöründe hedeflenen
özelleştirmelerinin tamamlanması, 2015 yılına kadar sektörde
rekabete dayalı olarak işleyen piyasa yapısının oluşturulması da
hedefler arasında yer aldı.
Planda, 2008 yılında Türkiye'nin doğal gaz üretiminin yaklaşık 1
milyar metre küp, tüketiminin ise 36 milyar metre küp olarak
gerçekleştiğine, tüketim dikkate alındığında doğal gazda dışa
bağımlılık oranın yüzde 97,3 seviyesinde bulunduğuna dikkati
çekildi.
Türkiye'nin doğal gaz ihtiyacının 5 kaynak ülkeden karşılandığı,
fakat ithalatın 3'te ikisinin bir ülkeden (Rusya Federasyonu)
yapıldığına işaret edilirken, doğal gaz ithalatında 2015 yılına
kadar, en fazla ithalat gerçekleştirilen ülke payını yüzde 50'nin
altına indirecek kaynak ülke çeşitliliğinin sağlanacağına vurgu
yapıldı.
Türkiye'nin 2008 yılı petrol üretiminin (yurt içi ve yurt dışı
üretim toplamı) yaklaşık 19,3 milyon metre küp olduğu belirtilen
planda, tüketim dikkate alındığında petroldeki dışa bağımlılık
oranının ise yüzde 93 seviyesinde bulunduğu kaydedildi.
Planda, 2015 yılına kadar, yurtdışı ham petrol ve doğal gaz
üretiminin 2008 yılı üretim miktarına göre iki katına (2014 hedefi
20 bin varil) çıkartılmasının hedeflendiği bildirildi.
2009 yılı itibariyle 2,1 milyar metre küp olan mevcut doğal gaz
depolama kapasitesinin, 2015 yılına kadar 2 katına çıkartılması da
hedefler arasında yer aldı.
Derin deniz petrol ve doğal gaz arama-üretim faaliyetlerinin
artırılması, Ulusal Petrol Stok Ajansı oluşturulması konuları da
diğer hedefler arasında yer aldı.
Planda, Türkiye'nin jeostratejik konumunun etkin olarak
kullanılması amacıyla gündemde olan projelerin gerçekleştirileceği
de kaydedildi.
Bu çerçevede, Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattıyla ilgili anlaşma
süresinin bu yıl uzatılması, Nabucco Doğalgaz Boru Hattı
Projesinde, bu yıl Destek Anlaşması müzakerelerinin
sonuçlandırılması, 2011'de inşaatının başlaması, 2014 yılında da
ilk işletme dönemine geçilmesi, 2011 yılında Suriye ile Türkiye
Doğal Gaz Şebekelerinin Bağlanmasının Sağlanması Projesinin hayata
geçirilmesinin hedeflendiği, ayrıca kaynak, tüketici ve transit
konumundaki ülkelerle ikili ve çok taraflı işbirliği ilişkilerinin
geliştirilerek devam edileceği ifade edildi.
Planda, Ceyhan'ın entegre bir enerji merkezi haline getirilmesinin
sağlanacağı, 2015 yılına kadar, Ceyhan'a gelen petrol miktarının
500 milyon varile çıkarılmasının hedeflendiğini de vurgulandı.
Söz konusu dönemde çevreye uyum çalışmalarının da yapılacağı
belirtilen planda, 2015 yılına kadar madencilik piyasasında
faaliyet gösteren 10 bin maden işletmesinin çevreye uyum
planlarının denetimi yapılacağı bildirildi.
Ayrıca, Türkiye'nin sera gazıazaltım potansiyelinin belirlenmesi,
iklim değişikliğinin enerji sektörüne etkisinin araştırılması,
Kyoto Protokol ünün uygulanması, sürdürülebilir madencilik
konusunda çalışmalar da diğer hedefler arasında yer aldı.
Stratejik planda, 2009 yılında 1,3 milyon ton olan bor kimyasalları
ve eşdeğeri ürün üretim kapasitesinin 2015 yılına kadar 2,8 milyon
tona çı karmasının hedeflendiği kaydedildi.
Bunun yanı sıra yine 2015 yılına kadar mermer ve doğal gaz iş
lenmiş ürün ihracatının 5 milyar dolara çıkarılması için çaba
gösterileceği, bor madeninin AB tarafından toksit madde olarak
sınıflandırılmasına karşı gerekli girişimlerin sü rdürüleceği de
hedeflendi.
Plana göre, enerji alanında stratejik araştırmak yapmak amacıyla
2015 yılına kadar "Enerji Akademisi" oluşturulacak.
2012 yılına kadar madencilik sektöründe ruhsat ve denetim
işlemlerinde etkinliği artıracak kurumsal düzenlemeler yapılacak,
gerekli yasal altyapı çalışmaları tamamlanacak.
Yine 2012 yılına kadar nükleer düzenlemeye ilişkin kurumsal
yapılanma sağlanacak.
Bu yıl içinde EN-AR (Enerji Araştırmaları) Programı uygulamaya
konulacak ve 2014 yılına kadar 50 milyon liralık destek
sağlanacak.
Bakanlığın bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarınca yür ütülen
ar-ge yatırımlarına 2014 yılında 250 milyon liralık destek
sağlanacak.