Devlet eliyle soygun

Trfikte çekici rezaleti

Abdullah YILMAZ krmistanbul@gmail.com

Devlet eliyle soygun

Bir çekici üstünde tüneyen bir araba genelde otomobil,

Hışımla geçiyor dar yollardan yolcu toplamaya çalışan dolmuş telaşında, çekicide bir şöför. Genelde göbekli pis sakallı arabayı kaldırdım mı bir daha bırakmam suratlı, yanında bir trafik polisi ama inince anlarsın polis olduğunu genelde şapkasızdır. Trafiğin en çalışkanları:

Şehirlerine karşı olağan üstü sorumluluk duygusuyla caddeleri sokakları sözüm ona park yasağı olan alanların hizmetkârları.

Günde atacakları turnike apar topar koparıp götürdükleri her araba, evlerine götürecekleri çifte kavrulmuş leblebi, ballı kaymak

Öyle rezalet görüntüler var ki, ne kanun dinleniyor nede nizam, bu yaşıma kadar birçok aracın çekici tarafından maruz bırakıldığı maddi hasarlara şahit olmuşumdur. Doğrusu işin sonu nasıl bitiyor. Zarar ödeniyor mu yoksa bir şekilde sigortalara mı masraflar yaslanıyor bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var artık bu rezalete bir dur denmeli, park yasağının öyle her caddeye sokağa uygulayacaksanız önce devlet olarak otopark yapımı, işletilmesi hatta imar gereği binaların planlarında mecbur olan otopark bölümlerinin yapımında dirayetli olacaksınız.

Trafik polisinin işi araç toplamak mı kurtarıcı sırtında araba toplayıp birde maaş mı vereceksin, ya da toplanan araç başın pirimi.

Aracın götürülmesi bir tarafa, çekici parası, oto park parası, birde trafik cezası, bu adil midir? Madem ceza kestin aracı şahıs otoparkına neden çekiyorsun. Ortak mı çalışıyorsunuz demezler mi?

Bu nasıl bir anlayıştır vatandaşın işi gereği farkında olmadan yanlış yerlere park edebileceği gibi bazen buna mecburda kalabilir. Kısa süreli park alanlarından çekilen araçların açıklaması nasıl olacak.

Gördüğüm manzara

Bayan aracını bankanın önüne bırakmış aracı çekiliyor, aracının çekildiğini gören bayanın bankamatikle kavga halinde, siyah rugan çanta bir sağ kolunda bir sol kolunda kadının telaşına ortak sanki.  İşlemini iptal ediyor kartı bir türlü çıkmıyor. Aklı bir türlü çıkmayan kartında gözleri gül kırmızı arabasında.

Bir tarafta kartı hapis, diğer tarafta arabası paket yapılıyor birazdan kaldırılacak. Ben buradayım geliyorum diye bağırsa da çekicinin gürültüsünden hamarat kirli sakallı çekici sürücüsünün duyacağı yok. Nihayet kartını bankamatikten kurtaran sarışın ince topuklu bayan seke seke çekiciyi yakalıyor ve ben buradayım bankamatik derken şoför hiç muhatap olmadan tır şoförünün direksiyona zıplama çevikliğinde arabanın direksiyonunda artık, sadece kadına el işaretinden otoparkı tarif ettiği sessiz sinema bilgime dayanarak anlıyorum. Kadının arabası havadar bir şekilde yol alırken kadının nevri dönmüş nezaketten dirhem kalmamış, arkalarından saydırıyor bizim kahraman ikiliye.

Bu sahneyi birçoğunuz yaşamışsınızdır: önce size ait olan, hatta hayaliniz olup uğruna nice sıkıntılara katlanarak sahip olduğunuz. İşiniz bittiğinde kilitleyip kendinize bile güvenmeyip kapıyı açıkmı bıraktım diye baktığınız, biraz uzaklaşınca tekrar dönüp son bir veda bakışı attığınız arabanızın böylesi hoyratlıkla çekici sırtına konmasını yediremezsiniz. ve çıkışırsınız, bu kadar araç içinde benim kinimi gördün bir önceki değil bir sonraki araba değil tamda sizinki çekiliyor. Siz dikleşirsiniz polis kafayı uzatır camdan ve anlarsınız ki dikelmek yerine polise halimi anlatayım anlar dersiniz. Tiyatrocuyu kıskandıran vücut ve dil hareketleri peş peşe otomatiğe bağlanmıştır. Memur sonuçta beni anlar hatta memur değilsindir ama sende birden memur olursun yalanın imdadına koşulur.

Ya memur bey bende memurum, biliyorsun koşullar zor hadi bir iyilik yap ta indir dersin.

Ama kendi kendine konuştuğunu hissedersin.

Çünkü muhatap olmuyordur, memurun esnaftan daha iyi halde olduğunu o daha iyi biliyordur. Yasağı hatırlatır yapabileceği bir şey yok kıvamında senide çoktan paket yapmıştır. Sonra şoföre yönelirsin. Tamam, kardeşim biraz para verip kurtulurum dersin, Kurtulmalısında çünkü daha önceden tecrübelisindir. Araban otoparka düşerse yandın bir kere otoparka giderken bile taksi parası vereceksin, çünkü hiçbir otopark dolmuş güzergâhında olmuyor ücra sokak aralarında bir yerleredir.

Neyse bir taksi parasına arabayı indirme hayalin uzun sürmez çünkü artık polis park cezası, çekici parası, ödemişsin bile çünkü bu iş sektör dür artık ve bu ücretlerden geçinen bir sürü aile var.

Aslında banka önünde atm mağduru bayanın arabasını geri alma hakkı var sonuçta araba çekilmemiş, çekici hareket etmemiştir. Ancak park cezası belki ödemelidir. Belki diyorum banka önleri geçici park yapma imkânı verilmelidir. Kadına uygulanan tam anlamıyla zulümdü. Çünkü çekicinin amacı otoparka para kazandırmak değil varsa trafikte uygunsuz durum onu çözmek hatta bir dahası olmasın diye caydırıcı etki bırakmaktır.

Mantıklara sığmayan bir uygulamaysa, park yasağı olup ta araç çekilen caddelerin daha sonra ispark bünyesinde otopark haline gelmesidir. Oto park yapılınca trafik aksamıyor mu? Bu nasıl bir anlayış, cadde sokakları deynekcilerden kurtaran zihniyetin uyguladığı haksızlıklara bakarsanız uygulamalarının deynek cilik ten farkı nedir? Tek farkı bu işe birde devletin memurunu alet etmektir.

Velhasıl vatandaşın malı devlete emanet değil. Vatandaşın etinden, sütünden, olur olmaz şeylerden bahanelerle parasının söğüşlenmesi o kadar normalleşmiş ki, titan titana. Sonra temiz toplum hayalini, özlemini saçmalarız vaaz verilen her yerde.

Bana göre:

Park yasakları mantıklı yerlerde uygulanmalı

Yeni park alanları oluşturulmalı,

Kısa zamanlı park yapma imkânı verilmeli

İlada park yasağı olan yerlerde polise bile gerek kalmadan bir kamera sistemi ve plakaya ceza yazılmalı.

Şimdiki düzen, düzen değil

Uzun yıllardır başıma gelmedi arabam çekilmedi, ama başıma gelse bu düzen içinde kendimi düzülmüş hissederdim.