Demirel, Ecevit'in sözlerine karşı
Abone olBülent Ecevit'in son Osmanlı padişahı 'Vahdettin hain değildi' sözüne tarihçilerden destek geldi. Süleyman Demirel Ecevit'in tartışma yaratan bu sözlerini eleştirdi...
Osmanlı tarihi ile ilgili bir kitap yazan eski başbakan Bülent
Ecevit’in, ‘Vahdettin hain değildi’ demesi tartışma yarattı.
Ecevit’in, ‘Ben Vahdettin için hiçbir zaman hain demedim. Çünkü ne
kadar zor koşullar altında padişahlık yaptığını biliyorum. Ülke
işgal altındaydı. Ordusu kalmamıştı. Yine de çok önemli işler
yaptı’ sözlerine öncelikle, eski politik rakibi Süleyman Demirel
karşı çıktı. Demirel, ‘Türkiye’de bu konuda ilk defa bilinenlere
aykırı bir şey söyleniyor. Ben böyle bir beyanı muhakeme
edemiyorum. Ancak, tarihteki bazı kişiler hakkında, alışılagelmiş
kanaatlerin dışındaki beyanlar yadırganır. Sayın Ecevit’in beyanı
da yadırgatıcı bir beyandır. Türkiye böyle bir beyanı kaldıracak
durumda değildir’ dedi. Tarihçiler ise şunları söyledi: Hain, demek
haksızlıktır PROF. METE TUNÇAY Ben öteden beri ‘Hain padişah
Vahdettin’ sözünün, o dönemin şartları içinde söylenmiş haksız bir
şey olduğunu düşündüm. Vahdettin siyasi anlamda yanlış hesap yapmış
olabilir ama bu Vahdettin’in veya Damat Ferit Paşa’nın hain olduğu
anlamına gelmez. Hain olması için en azından karşılığında bir
şeyler alıp satması gerekir. Vahdettin’in bir şey alıp sattığını
kimse söyleyemez herhalde. Bu, Cumhuriyet’in kuruluş dönemi
koşulları öyle gerektirdiği için dolaşıma sokulan bir söyleyiştir.
Bugün artık bu meselelere çok daha soğukkanlı bakabilecek ve
şefkatle yaklaşabilecek durumdayız. Hain siyasi bir kavram YILMAZ
ÖZTUNA Sultan Vahdettin’in hain olmadığını ben 40 senedir yazıyorum
zaten. Kaldı ki, tarihçiler ‘hain’ kelimesini kullanmaz. Çünkü bu
siyasi bir kelimedir. Kuruluş yıllarının ateşli dönemlerinde
kullanılmış bir kelimedir bu ve öyle bir dönemde de mutlaka
kullanılması gerekirdi. Bu Fransız İhtilali’nden sonra da böyle
olmuştur, Rus Devrimi’nden sonra da böyle olmuştur. Ama aradan
zaman geçip yeni rejim yerleştikten sonra, geçmiş dönemleri daha
dikkatle tetkik etmek ve inceleme yaparken de böyle kavramlara yer
vermemek gerekir. Ecevit’in böyle düşünmesi ve düşüncelerini
cesurca söylemesi, bence önemlidir. Ne haindi ne kahraman PROF. M.
KEMAL ÖKE Vahdettin ne bazılarının iddia ettiği gibi ne hain, ne de
onlara karşıt olan kesimlerin iddia ettiği gibi, Mustafa Kemal’e
Anadolu’ya geçip Milli Mücadele’yi başlatması insiyatifini kullanan
perde arkasındaki gizli kahramandır. Doğrudur, Vahdettin, Mustafa
Kemal’i Samsun’a gönderirken, Mustafa Kemal’in ne yapacağını gayet
iyi biliyordu. Ve bu projeye de sadece onay vermekle kalmadı, para
da verdi. Ancak, bunu saraya yakın çevrelerin telkin ve hatta
tazyikiyle yaptı. Bir yerde bu işe zorlandı. Mustafa Kemal’in idam
fermanını onaylaması ise tamamen İngiliz baskısının bir sonucudur.
Sevr’deki tutumu tartışmalı PROF. REŞAT KAYNAR Padişah Vahdettin’in
doğrudan doğruya memlekete zarar vermek için yaptığı bir hareket
yok. Dolayısıyla, elimizde Vahdettin’in ihanetini gösterecek bir
belge de yok. Ama hadiseleri Atatürk’ün Nutuk’ta anlattığı gibi
gözden geçirirsek, Vahdettin’in en büyük kusurunun Sevr’in
imzalanması sırasında ortaya çıktığını görürüz. Sevr, devletin ve
milletin ortadan kalkması demektir. Atatürk, Sevr konusunda
doğrudan Vahdettin’i suçluyor. Dolayısıyla, asıl tartışılması
gereken Vahdettin’in Sevr konusunda aldığı tutum olmalıdır.
İhanetle alakası yok MURAT BARDAKÇI (Vahdettin biyografisinin
yazarı) Bir hükümdarın devletine ihaneti ile sıradan bir insanın
kendi evini yakması arasında hiç fark yoktur, zira hükümdarlar
devletin kendilerine Allah’ın lutfu olduğuna inanırlar ve devleti
mülkleri olarak görürler. Vahdettin herşeyin bittiği bir anda, 4
Temmuz 1918’de tahta geçti, üç ay sonra, 30 Ekim’de Mondros
Mütarekesi’ni imzalayıp teslim olduk. Yani, dünya savaşının ve
yenilginin Vahdettin ile hiçbir alákası yoktur. İktidarı, Bebek ile
Aksaray arasındaki bölgeye sıkışmış bir padişahın çaresizliği
sözkonusu. Tek yaptığı, ‘iki tarafı birden idare edip zaman
kazanma’ çabası ve işte bu oyalama taktiği bizde ihanet olarak
yorumlanıyor. Hatıralarında, ‘Facialara ve olaylara kalkan olamadım
ise de, paratoner vazifesi gördüm. Musibetleri üzerime çektim,
kendimi feda ederek vatanı kurtarmaya çalıştım’ diyor. Vahdettin
hakkındaki tek belgesel biyografiyi yazmış bir kişi olarak şunu
söyleyebilirim: Osmanlı Tarihi’nin en şanssız hükümdarıdır, her
insan gibi o da bazı hatalar yapmıştır ama memleketini seven bir
kişidir ve ihanetle hiçbir alákası yoktur. Haber: Murat Bardakçı
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr