DDK'dan SPK'ya Perinçek uyarısı
Abone olDevlet Denetleme Kurulu (DDK) raporuna Doğu Perinçek'in lideri olduğu İşçi Partisi yanlısı Ulusal Kanal için SPK'nın izni ve haberi olmadan para toplatılması yansıtıltı.
Doğu Perinçek’in lideri olduğu İşçi Partisi yanlısı Ulusal Kanal
için Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) izni ve haberi olmadan
halktan para toplanması konusu Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme
Kurulu’nun raporuna da yansıdı.
SPK’yı uyaran Kurul, gerekli önlemlerin alınmasını istedi.
Perinçek, bir basın toplantısında kanalı için ‘ortaklık payı’
yöntemi ile 10 milyon dolar topladığını açıklamış; ancak SPK’nın
yöntemi usulsüz bulmasına rağmen kanal ile ilgili raporu işleme
koymadığı iddia edilmişti. DDK’nın hazırladığı ‘SPK Başkanlığı’nın
2002, 2003 ve 2004 yılları eylem ve işlemlerinin araştırılıp
denetlenmesine ilişkin raporu’ tamamlandı. Raporda, SPK’ya yaptığı
ve yapmakla yükümlü olduğu işlerle ilgili uyarılarda bulunuldu.
Sorunların 11 madde altında toplandığı raporda, “Bazı ortaklıklar,
kurula kayıt yükümlülüğünü yerine getirmeksizin vatandaşlarımızdan
para toplamaktadırlar.” bölümü dikkat çekti.
Raporda, kurula kayıt yükümlülüğüne uymaksızın halktan para
toplayan şirketlerin yakından izlenmesi ve gerekli önlemlerin
zamanında alınması istenerek, şu hususlara vurgu yapıldı: “Sermaye
piyasalarında işlenen suçlar için yönetsel para cezası
uygulamalarında, bazı kişilerin savunmalarının alınmadığı,
suçlamaların açıkça belirtilmediği, savunma istem yazılarının
yönetmeliğe uygun olarak tebliğ edilmediği görülmüştür.”
Doğu Perinçek, 11 Aralık 2004’te yaptığı basın toplantısında,
Ulusal Kanal Televizyonu’nun yayın yapabilmesi için halktan 10
milyon dolar topladıklarını açıklamıştı. Zaman’ın 12 Aralık 2004’te
yayımladığı haberde, Ulusal Kanal için düzenlenen ‘ortaklık payı’
uygulamasını SPK’nın usulsüz bulduğuna dikkat çekilerek, kurulun bu
paraları bulamadığının altı çizilmişti. Ancak SPK’nın konu ile
ilgili olarak gerçekleştirdiği incelemeler sonucu hazırladığı
raporu işleme koymadığı yönünde iddialar gündeme getirilmişti.
Haberde, hesaplarda incelemelerde bulunan SPK’nın, kanala ‘halktan
usulsüz olarak para toplanamaz’ diye uyarıda bulunmakla yetindiği
dile getirilirken, kanal yetkililerinin de sistemi kurula
anlattıklarını ve olayın kapandığını savundukları ifade edilmişti.
2499 sayılı kanuna göre SPK’nın haberi dışında halka arz nitelikli
işlemler suç olarak değerlendiriliyor. Halktan para toplamak
isteyen şirketlerin herhangi bir şekilde hisse senedi, tahvil,
kâr-zarar ortaklığı belgesi veya bunlara benzer kıymetli evrak
satmaları için, öncelikle söz konusu kıymetli evrakın SPK
tarafından kayda alınması gerekiyor. SPK tarafından onaylı yeni pay
alma veya halka arz ilanlarının öncelikle günlük gazetelerde
yayınlanması isteniyor. Tasarruf sahipleri ancak bundan sonra
ilanlarda belirtilen banka şubelerine sermaye payları ile orantılı
veya satın almak istedikleri hisse tutarında para yatırarak ortak
olabiliyor. Aksi durumda SPK’nın yetkili cumhuriyet başsavcılığına
suç duyurusunda bulunması gerekiyor. Devlet Denetleme Kurulu
raporunda; SPK’ya ayrıca şu uyarılar yapıldı:
Kurul, izleme, yasaklama ve bildirim görevlerini, zamanında ve
eksiksiz biçimde yerine getirmeli.
Devlet iç borçlanma senetlerinin halka sunumu sürecinde, İmar
Bankası olayına benzer olumsuz durumların yeniden yaşanmaması için
gerekli önlemler alınmalı.
Yönetsel para cezalarının uygulanması öncesinde, ilgililerin
savunmalarının alınması ve savunma istem yazılarının yöntemine
uygun olarak tebliğine özen gösterilmeli.
Kurul yöneticilerine ve personeline karşı açılmış veya açılacak
davalara ilişkin masrafların kurul bütçesinden karşılanması
uygulamasına son verilmeli, yapılmış olan ödemeler ilgililerden
alınmalı.
Denetleme Dairesi başkanının İstanbul’da görev yapması uygulamasına
son verilmeli.
Sermaye piyasalarındaki izleme, inceleme ve denetlemelerin
gecikmeksizin sonuçlandırılması için gerekli yönetsel önlemler
alınmalı.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu yönetimindeki bankalardan, 2001
yılında fazla kullanım faizi adı altında ve geriye dönük olarak
yaklaşık 148 trilyon TL tahsil edilmesi konusu; İMKB, BDDK, TMSF ve
Hazine Müsteşarlığı ile irtibatlı yönleriyle bütünlük içerisinde
Başbakanlık’ça incelenmeli.
Personel harcırahlarından kesilen Gelir ve Damga vergilerinin
kurulca üstlenilmesi uygulamasına son verilmeli, ödenenler
ilgililerden alınmalı.
Kuruldaki daire başkan yardımcılığı ve daha üst düzey görevlerin
vekaleten yürütülmesi uygulamasına son verilmeli.
Kurula kayıt yükümlülüğüne uymaksızın halktan para toplayan
şirketler yakından izlenmeli, gerekli önlemler zamanında
alınmalı.
Haber: Süleyman Kurt - Ramazan Solak
Kaynak: