Davutoğlu'ndan itiraf Bingöl saldırısı engellenebilirdi!
Abone olBaşbakan Ahmet Davutoğlu, Kobani olayları sırasında Bingöl'de 2 polisin şehit olmasıyla sonuçlanan saldırının engellenebileceğini söyledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bingöl'de
Emniyet Müdür Yardımcısı Şahin ve Başkomiser Hatipoğlu'nun hayatını
kaybettiği saldırıya mevzuattaki bir boşluğun neden olduğunu
söyledi.
Başbakan Yardımcısı Arınç ise saldırı
ihbarıyla ilgili gereğini yapmamakla suçladığı hakim ve savcıyı
hedef aldı.
İçişleri Bakanlığı'nda brifing
aldıktan sonra basın toplantısı düzenleyen Ahmet Davutoğlu, 9
Ekim'deki saldırı hakkında önceden ihbar geldiği halde bunun
savcılık tarafından işleme konulmadığını açıkladı.
Hükümetin üzerinde çalıştığı iç güvenlik
reformuyla ilgili bilgi veren Davutoğlu, "makul
şüphe" olduğu zaman polise arama yapma izni veren
değişikliğe sözü getirdi:
“Yargı bir suç işledikten sonra başlıyor. Suçu önleme
görevi güvenlik birimlerimizin. Alınacak bir önlem eğer suç
işlendikten sonraki prosedüre tabi kılınırsa suçu
engelleyemiyorsunuz. Savcının şunu demesi hakkıdır:
'Bana delil getir.'
Emniyet görevlisinin de işi, gelen bir ihbarı değerlendirip
o suçu işlenmeden engellemektir. O zaman bir orta yol bulmamız
lazım. Acı değil mi? Bingöl'de şehit edilen iki kardeşimizi şehit edenlerle ilgili
bilgi geldiği halde, bu savcılık tarafından işleme konmadı. Ama
suçlayamayız, çünkü 'Daha ortada
suç yok' diyor. Ama öbür taraftan
da çok ciddi 'makul şüphe'
denilen o şüphe hali
var."
ARINÇ DOĞRUDAN
SUÇLADI
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Adıyaman'da
yaptığı açıklamada hakim ve savcıyı suçlamış, Bingöl'deki saldırı
hakkında şunları söylemişti:
"İçlerinden bir tanesi daha önce tespit edilmiş, yakalanmış
ve mahkemeye sevk edilmiş ama hakim tarafından serbest bırakılmış.
İkisi hakkında emniyetin güçlü şüpheleri var, bu bir örgüt işidir.
Bunlar hakkında dinleme kararı istenmiş, hakim veya savcı dinleme
kararı vermemiş. Eğer o kişi tutuklanmış olsaydı böyle bir eylemin
içinde olmayacaktı. Dinleme kararı verilmiş olsaydı bağlantı tespit
edilecek, önlem alınabilecekti."
Hakim ve savcının kararına ilişkin aklına iki
ihtimal geldiğini vurgulayan Arınç şunları söyledi:
"Birincisi o insan ya paralel yapılanmanın esiridir.
'Bugüne kadar milleti çok kolay dinliyorduk, istediğimiz zaman
istediğimiz isimle, sahte isimlerle, numaralarla dinleme
yapabiliyorduk. Siz bizim başımıza yıktınız, bu dünyayı, bu
dinlemeler sebebiyle bizi suçluyorsunuz, bundan sonra dinleme yok'
demiş olabilir. İkinci ihtimal 'ben yeterli delil isterim arkadaş,
yeterli delil yok bu işte, o yüzden dinlemiyorum da'
diyebilir."
BU HAKİM VE SAVCILAR TEŞHİR
EDİLMELİ
"Sen nasıl delil istiyorsun. Güvenlik
güçleri, 'elimizdeki istihbarat, bunların eylem yapacağını bize
gösteriyor' diyor. En azından tedbir amaçlı dinlemenin ne zararı
olabilir. Bunu konuştuğumuz zaman yapılacak birtakım işlerin
olduğunu görüyoruz. Bu hakim de bu savcı da teşhir edilmelidir,
niçin bu kararları vermediği sorgulanmalıdır ama hakimlerin
teminatı var, dokunulmazlığı var, yargılanması da kolay değil. O
zaman onu icbar edecek yazılı hukuk düzenlemesine ihtiyaç var."
BİNGÖL'DE NE OLMUŞTU?
9 Ekim'de Bingöl Emniyet Müdürü Atalay Ürker, Emniyet Müdür
Yardımcısı Atıf Şahin ve Başkomiser Hüseyin Hatipoğlu'na, Kobani
eylemleri sırasında hasar gören işyerlerini gezdikleri sırada bir
araçtan inen kimliği belirsiz kişilerce uzun namlulu silahlarla
ateş açıldı. Emniyet Müdür Yardımcısı Atif Şahin ile Başkomiser
Hüseyin Hatipoğlu şehit oldu.