CHP Lideri İskenderun'da konuştu
Abone olAna Muhalefet Partisi CHP'nin iktidara karşı tutumunda değişiklik yok. CHP Lideri Baykal, hükümetin dış dayatmalara göz yumduğunu savundu. Baykal endişeli.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''ERDEMİR'in satılması yalnızca
bir tesisin satılması değil, Türkiye'nin demir çelik politikası
üzerinde söz söyleme hakkından vazgeçmesi demektir'' dedi. Baykal,
CHP Hatay Milletvekili Abdüllaziz Yazar'ın oğlunun düğününe
katılmak üzere karayoluyla geldiği Hatay'ın İskenderun İlçesi'nde
halka hitap etmesi beklenirken, ''Düğün için geldim'' diyerek,
gazetecilere açıklamada bulundu. Baykal, parti teşkilatındaki
açıklamasında, Türkiye'nin en sıkıntılı dönemlerinden birini
yaşadığını, mazot fiyatlarının yükseldiğini, çiftçinin gelirinin
azaldığını belirterek, '' Ülkenin borçları aldı başını gidiyor, 350
milyar dolara dayandı. Bu hükümet, 100 milyar dolar borç bindirdi.
Borcu azalttık diyorlar ama değil. Türkiye, bunların sayesinde
bugün 2-3 yıl öncekinden daha borçludur''dedi. Tütünün
batırıldığını, pancara kota geldiğini savunan Baykal, ''Bunlar,
Türk ekonomisi için mi? Hayır, dışarıdan birileri 'siz ekmeyin,
satın alın' diyor, bunlar da suyuna gidiyor ve ithal ediyor.
Sürekli ithalat yapılıyor. Türk TELEKOM'u satıyorlar'' diye
konuştu. Baykal, ERDEMİR'in satışına da değindiği konuşmasında, bu
kuruluşun Türkiye'nin gözbebeği olduğunu vurgulayarak, şunları
kaydetti: ''ERDEMİR'in satılması yalnızca bir tesisin satılması
değil, Türkiye'nin demir çelik politikası üzerinde söz söyleme
hakkından vazgeçmesi demektir. Türkiye'nin yıllık 7 milyon ton
yassı çelik ihtiyacı var, 3 milyon tonunu üretiyoruz. Kalan 4
milyon tonunu üretmek için İSDEMİR, üretimini yassıya dönüştürme
çalışmalarını sürdürürken, ERDEMİR'i satacaklarını söylüyorlar.
Kime satacaklar? rakiplerimize. Bu fabrikayı alanlar neden bizim
ihtiyacımızı karşılasın ki? Bu fabrikayı aldıktan sonra sessiz
sedasız rantabl halden çıkaracaklar. Çünkü zaten üretim fazlaları
var. Peki bundan kimin yararı var, Türkiye'nin mi, işçinin mi?''
Baykal, İşveren Sendikaları Konfederasyonu'nun dahi bu satışın
yanlış olacağını söylemesine karşın satmakta ısrar edildiğini
savundu. TERÖR Baykal, hükümetin Türkiye lehine politika üretme
şansını kaybettiğini öne sürerek, ''Bakın terör yeniden başladı.
Demiryollarına bomba döşüyorlar. Bunun arkasında iç politikadaki
hatalar var. Kuzey Irak'ta 6-7 bin PKK teröristi var, kimse
dokunmuyor. Onlar da vur-kaç yapıyor gidiyor. Türkiye de biliyor,
Amerika da biliyor. Peki neden engel olmuyoruz?'' dedi. Londra'da
iki gün önce bir terör saldırısı olduğunu, tüm dünyanın ayağa
kalktığını anımsatan Baykal, şunları kaydetti: ''Çünkü, terör
uluslararası bir tehdittir. Irak'a karşı izlediğimiz politika,
buradan gelen terör olayını önlemeye yönelik değil. Ne söylerlerse
boyun büküyoruz. Bir süre önce eve dönüş yasası çıkarılmıştı, ne
oldu? Bir tek kişi geldi mi? Sonuçta PKK'lı ve Hizbullahcı
teröristler çıktı. Bu kanun çıkarken kıyameti kopardık. Kime ne
yarar sağladı. Birileri 'çıkarın bu kanunu' dedi, çıkardılar. Biz
bu Başbakan'a 'Hizbullah terör tehdididir' diye söyletemedik.''
Baykal, ''Güneydoğu'da Hizbullah'ın denetiminde kurtarılmış
bölgeler çıktığını, domuz bağı ifadesinin de bunlardan
öğrenildiğini, şimdi El-Kaide ile işbirliği içinde olduklarını''
ileri sürerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''İstanbul'da
Hizbullah'a ait bilgisayarlarda binlerce isim ele geçirildi.
Bunları hangi kanunsuz eğitim kurumlarında kim yetiştirdi? Kendi
vatandaşlarından nefret etmeyi bunlara kim öğretti? Şimdi Başbakan
bir kanun çıkarıyor, izinsiz eğitim kurumlarına az ceza verelim,
himaye edelim onları diye. Biz bunu yaşamadık mı, tekrar yaşayınca
mı anlayacağız? Devlette süreklilik gerekir. Türkiye'de Hizbullah
her zaman bir terör tehdididir.'' Baykal, Başbakan Erdoğan'ın
Amerikalı işadamlarını toplayarak, ''ben laiğim'' dediğini ifade
derek, ''Ancak Türkiye'ye gelerek, ben laik filan değilim diyor.
Karar ver kardeşim, o musun, bu musun? Bu AK Parti'de iki kişilik
var. Kişilik çatallaşması. Buna psikolojide şizofreni diyorlar''
dedi. ERKEN SEÇİM CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, gazetecilerin
erken seçim konusundaki sorularına karşılık olarak da şunları
söyledi: ''Bizim erken seçim konusunda bir talebimiz ortaya çıkmış
değildir. Biz seçimle işbaşına gelenlerin görevlerini milletin
yararına uygun olarak yapmaları gerektiğine inanıyoruz. Eksikleri,
yanlışları dile getiriyor, bu konuda kendilerini uyarıyoruz,
görevimizi yapıyoruz. Türkiye'nin huzura ve istikrara ihtiyacı var.
Seçimlerde halkımıza tek başına bir iktidar çıkarması çağrısında
bulunuyorduk. İstikrar ve ekonomi için. Tek parti hükümeti kuruldu,
biz muhalefetteyiz. Biz görevimizi yapıyoruz.'' Seçime
yaklaşıldığını savunan Baykal, ''Hiçbir parlamento 5 yıl görevde
kalmamıştır. 4 yılda seçim yapıldı. Önümüzdeki yıl doğal olarak
Türkiye'nin geçmiş uygulamalarına baktığımızda seçimin olması
gerekiyor. Bunu hep birlikte göreceğiz. Ama biz ana muhalefet
partisi olarak seçim talebiyle Türkiye'de bir siyasi gerilim
yaratmanın peşinde değiliz. Hükümet ne zaman seçimi uygun görürse,
CHP memnuniyetle karşılar, biz hazırız. Bu konuda karar alma
yetkisi hükümettedir'' dedi. Baykal, bir gazetecinin ''AK Parti'ye
tepki göstererek Meclis'i terk ettiniz. Sine-i millete dönecek
misiniz?'' şeklindeki sorusuna da ''Biz zaten sine-i milletteyiz,
her zaman halkın içindeyiz. Daha çok halkın arasında olacağız. Ama
bu bizim görevimizi yapmamızdan vazgeçmemiz anlamına gelmez. Bizim
bir görevimiz var, çok iyi biliyoruz ve sonuna kadar en iyi şekilde
yaparız'' şeklinde karşılık verdi. Baykal'ın, akşam Hatay
milletvekili Abdüllaziz Yazar'ın oğlunun düğün törenine katılarak,
nikah şahitliğini yapacağı bildirildi.