Çelik: PKK’yı temsilci olarak görmüyoruz
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, "Biz, vatandaşlarımızın kültürel haklarını onlara verme konusunda hiçbir ş...
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik,
"Biz, vatandaşlarımızın kültürel haklarını onlara verme konusunda
hiçbir şekilde vatandaşlarımızın temsilcisi olarak PKK’yı şunu bunu
görmedik. Vatandaşlarımızın makul, meşru taleplerini onlara
verirken bu PKK’nın şunun bunun merhametine bırakmak gibi bir
niyetimiz yoktur" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik,
Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası yaptığı açıklamada
gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çelik, Ankara
Dikmen’deki Emniyet Genel Müdürlüğü binasına geçen hafta saldırı
düzenlendiğini belirterek, polisin başlattığı geniş çaplı operasyon
sonrası saldırıyı gerçekleştirenlerden birinin sağ birinin ölü
olarak 2 saat 50 dakika sonra ele geçirdiğini hatırlattı. Polise
geçmiş olsun dileklerini sunduklarını ve gece vakti failleri 2 saat
50 dakika gibi bir sürede yakalamasındaki başarısından dolayı
tebrik ettilerini söyleyen Çelik, muhalefet partilerinin ise
meseleyi farklı mecralara çektiğini ifade etti. Çelik, CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ’acayip’ bir ifade kullanarak ’Bu
saldırı tam bir AKP tezgahıdır’ dediğini hatırlatarak,
Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin yükselmekte olan bir parti olduğunun AK
Parti’nin ise oy oranını koruyabilmek için böyle bir şey yaptığını
söylediğini belirtti. Bu ifadeleri yorumlayacak herhangi bir kelime
bulamadığını anlatan Çelik, "CHP’nin yükseldiği falan yok. Sayın
Genel Başkan kendi kendisini kandırıyor. Hepimiz göreceğiz zaten
çok fazla heyecana da gerek yok. Geçenlerde bir araştırmanın
sonuçları yayımlandı. Buna göre oy oranları itibarıyla Türkiye’nin
en istikrarlı partisi CHP çıktı. Yani CHP hep yüzde 19-25 arasında
bir oy oranını koruyor, bu yönüyle son derece istikrarlı. CHP’nin
Türkiye’de istikrarlı olduğu başka alanlar da var, mesela 63 yıldan
beri iktidara gelmeme gibi bir istikrarı var CHP’nin. Kurulduğu
günden beri statükocu olmak gibi istikrarlılığı da var, bunun
hakkını yememek lazım. Başından itibaren Türkiye’deki bütün
darbelerin içinde ya fiilen ya fikren bulunmak yine CHP’nin
istikrarlı olduğu konulardan bir tanesidir. Değişmemek ve
değişmemeyi marifet kabul etmek de CHP’nin çok istikrarlı olduğu
konulardan birisidir" dedi.
“ÇOĞUNLUĞU KIRMIZI BÜLTENLE ARANAN 732 KİŞİ VAR”
İçişleri Bakanı Muammer Güler’in konuyla yaptığı açıklamalara
ilişkin olarak Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamaları hatırlatan
Çelik, "Bugün itibarıyla rakamı açıklıyorum, Türkiye’de şu veya bu
şekilde suça bulaşmış, takipte bulunan ve çoğunluğu kırmızı
bültenle aranan 732 kişi var. Sayın Kılıçdaroğlu, bu 732’sinden her
hangi birisi şu veya bu şekilde bir suça bulaşabilir. Dünyanın
hiçbir yerinde terör saldırıları, bu tür saldırılar sıfırlanamıyor
maalesef. Terörün böyle kalleş bir tabiatı var. ABD, bu meselelerde
son derece koruyucu istihbarat hizmetlerinde mahir olmalarına
rağmen daha birkaç gün önce donanmaya yönelik yapılan saldırıda 13
kişi öldürüldü. Buradan hareketle ’Zaten takip ediyordunuz. Niye
suç işletirdiniz, bunların ismini biliyor muydun ey İçişleri
Bakanı...’ Bunu AK Parti’nin bir tezgahı olarak yorumlamak, Sayın
Kılıçdaroğlu’nun yapabileceği bir yorumdur. Bu konudaki
değerlendirmeyi de kamuoyunun feraset ve takdirine bırakıyorum"
ifadelerini kullandı.
Olayın ardından Kılıçaroğlu’dan polis teşkilatına en azından bir
geçmiş olsun dileğinde bulunması gerektiğine işaret eden Çelik,
"Bunu bile kendi polis teşkilatımızdan, polislerimizden esirgeyen
bir insanın, bu kelimeyi ağzına almayan bir insanın, bunu
’hükümetin, AK Parti’nin bir tezgahı’ olduğunu söylemesi gerçekten
akla ziyan bir değerlendirmedir" dedi.
Demokratikleşme Paketi hakkında günlerdir yorumların yapıldığını
anlatan Çelik, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ni de konuyla
ilgili ’bayramlık ağzını açtığını’ ifade etti. Çelik, konuşmasını
şöyle sürdürdü:
"Sayın Başbakana, hükümete, AK Parti’ye ve hepimize malum
ithamlarda, izanlarda, hakaretlerde bulundu. Yaptığı bütün
hakaretleri, iftiraları, ithamları kendisine aynen iade ediyorum.
Sayın Bahçeli’nin her iftira ve hakaretine karşılık verilse bizim
işi gücü bırakıp bununla uğraşmamız lazım. Ben bunları
biriktiriyorum yeri geldiği zaman bunları en iyi şekilde iade
etmeye devam edeceğiz. Bunu herkesin böyle bilmesi gerekiyor.
Kendisini temiz bir dil kullanmaya, kendisini bir partinin genel
başkanına yakışır konuşmaya da buradan davet ediyorum."
“DEMOKRATİKLEŞME ÇOK BİLİNMEYENLİ BİR DENKLEM FALAN DEĞİL”
Çelik, açıklaması sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir
gazetecinin ’Demokratikleşme Paketi’ne ilişkin sorusuna Çelik, "Bir
bir Demokratikleşme Paketi hazırlıyoruz ve bunu tamamen demokratik
yöntemlerle hazırlıyoruz. Biraz önce hangi gerekçelerle bunu
söylediğimizi ifade ettik. Biz, vatandaştan oy istemeye giderken
2011’de demişiz ki ’Eğer siz bizim iktidarımızın devamından yana
tercihinizi kullanırsanız şunları şunları yapacağız’ demişiz. Orada
aşağı yukarı makro düzeyde belki ana başlıkları vatandaşla zaten
paylaşmışız. Diğer siyasi partilerin ne istediği ne istemediği
bellidir ve Türkiye’nin ihtiyacı nedir ne değildir’ bu bellidir.
Demokratikleşme çok bilinmeyenli bir denklem falan değil.
Demokrasinin dünyadaki ileri demokrasinin standartları bellidir.
Her türlü ayrımcılığa karşı durmak, mahalli yönetimlerde mahallide
daha fazla yetki vermek, kültürel haklar konusunda cimri
davranmamak ve dünyadaki ileri demokratik ülkelerin standartlarını
yakalama konusunda bilinmeyen bir şey mi var? Hiç kimsenin
duymadığı bilmediği bir şey var. Şu anda Sayın Başbakanının
pazartesi günü başbakanlık yeni binada açıklayacağı Demokratikleşme
Paketi bu ilk defa konuşulan, kimsenin duymadığı, bilmediği şeyler
değildir. Bazı konularda kanuni değişiklikler yapacağız. Bunu
nerede yapacağız? Müsaade edin, AK Parti kendi teklifini
hazırlıyor. Bu, AK Parti hükümetinin teklifidir" cevabını
verdi.
AK Parti olarak kendi tekliflerini hazırladıklarını belirten Çelik,
"Bu tasarıya dönüştürülerek de TBMM’ye gelebilir. Komisyonlarda
görüşülürken orada üç muhalif partinin mensupları olmayacak mı?
Komisyondan alt komisyona indirilmesi söz konusu olursa orada
onların verdiği üyeler olmayacak mı? Neticede, Sayın Başbakan
tarafından bunlar açıklandıktan sonra elbette bunların müzakeresi
olacaktır, ondan sonra kanunsa kanun, anayasa yapılabilirse oranın
meselesidir. Hükümet, biz şunları şunları da ikincil mevzuat,
yönetmelik gerektiriyor, tüzük değişikliği gerektiriyor, bir
talimatname gerektiriyor’ dediği zaman bunu gidip de ileride
başkasıyla paylaşmasına gerek yok. Bunlar zaten uygulamadaki
detaylarla ilgilidir" dedi.
“İMRALI İSTEDİ YAPILDI ŞEKLİNDEKİ İFADELER GERÇEKLE BAĞDAŞMADIĞI
GİBİ BÜYÜK BİR İFTİRADIR”
Çelik, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"PKK ister silaha yeniden sarılsın. PKK teröre, insan öldürmeye
isterse yeniden dönsün, isterse katliam yapsın, ne yaparsa yapsın’
böyle bir şeye asla temenni etmeyiz. Ben size en vahim olanından
söz ediyorum. Biz vatandaşlarımızın kültürel haklarını onlara verme
konusunda hiçbir şekilde vatandaşlarımızın temsilcisi olarak PKK’yı
şunu bunu görmedik. Vatandaşlarımızın makul, meşru taleplerini
onlara verirken bu PKK’nın şunun bunun merhametine bırakmak gibi
bir niyetimiz yoktur. Onlar ne yaparsa yapsın biz bunları
yapacağız, dolayısıyla İmralı istedi yapıldı şeklindeki ifadeler
gerçekle bağdaşmadığı gibi büyük bir iftiradır. Gayrimüslimlerle
ilgili yaptığımız iyileştirmeleri bir gayrimüslim terör örgütü
temin etmiyor, Alevi vatandaşlarımızla ilgili yaptığımız
iyileştirmeleri, demokratikleşme hamlelerini de bir Alevi terör
örgütü yaptırmıyor."
Yayınlayacak Demokratikleşme Paketi’nin de vatandaşlarda genel bir
memnuniyet uyandırmasını temenni ettiklerini söyleyen Çelik, bu
paketin çözüm sürecine de katkı sunmasını ümit ettiklerini ifade
etti. Bu paket yayınlanmadan bunun bir anlamı kalmadı, bu zaten işe
yaramayacak demeye başladı BDP ve PKK çevreleri. Hükümetin
demokratikleşme anlamında Kürt vatandaşlarımızın kültürel hakları
anlamında bugüne kadar yaptıklarıyla ilgili olarak BDP’nin, PKK’nın
bugüne kadar ’şu da iyi oldu’ dediğine şahit oldunuz mu" diye
konuştu.
Demokratikleşme Paketi’nin Türkiye’nin ihtiyacı olduğuna dikkati
çeken Çelik, "Gerçek manada hukuk devleti olmamızın gereğidir,
ileri demokratik standartlara ulaşmamız gerektiği için bunlar
yapılıyor" dedi.
“REFORMLARA DEVAM EDECEĞİZ”
"Acaba birileri avantajlı hale getiriliyorken ben dezavantajlı hale
getiriliyor muyum diye endişe yaratmamalıyız” diyen Çelik, “Onun
için biz bir taraftan toplumsal algıyı iyi yöneteceğiz,
vatandaşlarımızın yüreğine dokunacağız ve insanımızın birbirini
sevmesini sağlayarak reformlara devam edeceğiz. Türkiye böyle böyle
demokratikleşecek. Bir anda boyacı küpü mantığıyla demokratikleşme
olsa bunu başkası da yapardı, bu mümkün değil, sihirbaz yöntemiyle
bir toplumu değiştirip, dönüştüremezseniz. Zihniyet devrimi aslında
gönüllerde ve kafalarda yapılacak değişiklikler, kağıt üzerindeki
değişikliklerden çok daha önemlidir. Bu halk şunu görmüştür; 24
saat Kütçe yayın yapan bir televizyon kanalı açıldı diye, devlet
kanalı açıldı diye Türkiye’de bir taraf bölünmemiştir. Dil
konusundaki sınırlamalarla ilgili olarak hükümet bir çok adım
atmıştır, kimse bölünmemiştir. Bir taraftan MHP’li arkadaşlarımız
şunu söylüyorlar, kimse bu ülkeyi bölemez, böldürmeyiz diyorlar,
bir taraftan da Türkiye bölünüyor diye bağırıyorlar, bunlardan
hangisi doğru" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun ’samimi olsalar paketi destekleriz’ dediğini
hatırlatan Çelik, "Bizim samimiyetimizi neyle sınıyorsunuz, biz
size ilk günden itibaren diyoruz. Biz AK Parti’nin tüzüğünü
hazırlamıyoruz. Bu, Türkiye’nin meselesidir. AK Parti kendi
teklifini hazırlarken de kendi ilgili organlarında bunu konuşsun,
tartışsın, sonra Sayın Başbakan kamuoyuna açıklayacak. Bunun neresi
gizli saklı" diye sordu.
Böcek operasyonu kapsamında gözaltına alınanlara ilişkin bir soru
üzerine Çelik, "Bu konulardaki yetkili mercileri tatmin etmesi
gerekiyor. Şunu tutuklayın, yargılayın, şunu tutuksuz yargılayın
deme hakkımız yok. Sayın Başbakan, Genelkurmay Başkanını bence
tutuksuz yargılayın demesine rağmen tutuklu yargılanıyor. Oradaki
bütün detaylara, ifadelere bu işe karışanlarla ilgili bütün detay
ve dokümanlara sahip değilim. Onlar beraat etmedi, serbest
bırakıldılar" dedi.