Büyüme hormonlu değil
Abone olRifat Hisarcıklıoğlu, son üç yılda özellikle geçen sene yakalanan yüksek büyüme oranlarının, tamamen reel sektörün gerçekleştirdiği bir büyüme olduğuna bildirdi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat
Hisarcıklıoğlu, son üç yılda özellikle geçen sene yakalanan yüksek
büyüme oranlarının, tamamen reel sektörün gerçekleştirdiği bir
büyüme olduğuna bildirdi. Hisarcıklıoğlu, ''(Hormonlu veya kağıt
üzerinde büyüme) gibi yaklaşımları, reel sektörümüzün başarısının
gölgelenmesi olarak görüyor ve kesinlikle kabul etmiyoruz'' dedi.
TOBB'un, KOBİ'lere kullandırılmak üzere Halk Bankası'na aktaracağı
100 milyon YTL kaynakla ilgili anlaşma, Birlik Merkezinde, TOBB
Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile Halk Bankası Genel Müdürü Hasan
Cebeci arasında imzalandı. İmza töreni öncesinde açıklama yapan
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, geçen yıl yaşanan yüzde 9.9'luk büyüme
konusuna değinirken, büyüme konusunda yapılan tartışmaları
eleştirdi. Bu büyüme süreci, Türkiye'nin son 50 yıldaki tüm büyüme
süreçlerinden farklılık gösterdiği için, algılanmasının da farklı
olduğuna dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin eskiden de
ekonomik krizler yaşadığını, her kriz sonrasında ekonominin
toparlandığını, ancak bu toparlanmanın kalıcı olmadığını kaydetti.
Çünkü büyümede kolay ve kestirme yol seçildiğini ve ekonomik
büyümenin kamu harcamalarının artışına dayandırıldığını belirten
Hisarcıklıoğlu, sonuçta yüksek ve kronik bir enflasyon ortamı ile
istikrarsız bir ekonomik yapı doğduğuna işaret etti.
Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu: ''BÜYÜMEYİ GELECEKTEN BORÇ ALARAK
SAĞLIYORUZ'' ''İşte son üç yılda ve özellikle de geçen sene
yakalanan yüksek büyüme oranları, tamamen reel sektörün
gerçekleştirdiği bir büyümedir. Bu yüzden de (Hormonlu veya kağıt
üzerinde büyüme) gibi yaklaşımları, reel sektörümüzün başarısının
gölgelenmesi olarak görüyor ve kesinlikle kabul etmiyoruz. Öte
yandan sanayimizin enerji ,vergi ve istihdam gibi, girdi
maliyetleri azalmadığı hatta arttığı için, rekabet gücünü
koruyabilmek üzere giderek daha çok ithal girdi kullanması da,
ithalattaki artışı körüklüyor. Üstelik bu cari açığı da,
borçlanarak kapatıyoruz. Yani bir bakıma, bugün sağladığımız yüksek
büyümenin bir kısmını, gelecekten borç alarak sağlıyoruz.'' Kamunun
10 yıllar boyunca ''hesapsızca başlayıp hala bitiremediği binlerce
projede yitirilen 10 milyarlarca dolarlık kaynağın, kamu
bankalarında gizlenen 20 milyar dolarlık sözde görev zararlarının,
son 10 yılda toplam 170 milyar dolara ulaşan bütçe açıklarının''
bunun sonucu olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, bugünün ise dünden
farklı olduğunu ve bu farkın kısmen de olsa tamamlanan yapısal
reformlar sayesinde, ekonominin kurumsal altyapısının
güçlendirilmemiş olmasına dayandığını anlattı. DOPİNGSİZ BÜYÜME
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, kendisine göre en önemli kazanımın,
''kamuda mali disiplini sağlamanın, ekonomik büyümeyi olumsuz
etkilemediği'' hususu olduğunu, tersine geleceğe dönük beklentiler
olumlu yönde arttığından, büyümeye ivme verdiğinin görüldüğünü
vurgularken, sözlerini söyle sürdürdü: ''Sonuçta kamu kesiminin
dopingi olmaksızın ilk defa ekonomik büyümeyi, özel sektör ve
ihracat sağlıyor. Son 33 yılda tam 11 istikrar programını, ortalama
1.5 yıl devam ettirdikten sonra, hedefe ulaşmadan yarıda
bırakmıştık. Bugün ise ilk defa bir programın yarıda bırakılmadan 3
senedir uygulandığını görüyoruz. Böylece Türkiye, ekonomik istikrar
yolunda süratle ilerlemektedir. İşte bu yüzden bugün ekonomide,
daha farklı ve daha sağlam temellere dayalı bir iyileşme
yaşanmaktadır. Peki bu büyüme ile tüm sorunlarımızı çözebildik mi?
Ekonomide kural hakimiyetini ve eşit şartlarda rekabeti sağlayacak
yapısal reformlar henüz tamamlanmamıştır. Vergi, sosyal güvenlik,
tarım yargı, hukuk ve kamu yönetimi alanlarında reformlar henüz
tamamlanmamıştır.'' OLUMLU GİDİŞATIN TEMELİ VERİMLİLİK ARTIŞI
Ekonomik göstergelerdeki olumlu gidişatın temelinde, girdi
maliyetlerinde kayda değer bir iyileşme olmamasına karşın, özel
kesimde son 3 yılda yüzde 30'a yakın verimlilik artışı
sağlanmasının yattığına vurgu yapan Hisarcıklıoğlu, ancak bu
gelişmenin kendi içinde iki olumsuz özelliği de barındırdığını
söyledi. Hisarcıklıoğlu, artan verimliliğin teknoloji, hammadde ve
enerji konularında değil, büyük ölçüde emek verimliliğinden
kaynaklandığını, dolayısıyla üretim artışı ve istihdam rakamlarına
yansımadığını kaydetti. CARİ AÇIKTAN KAYNAKLANAN ÇALKANTILAR
Gelişmekte olan ülkelerin hepsinin, Türkiye'dekine yakın cari
açıklar vermesine karşın, bizdeki gibi çalkantılar yaşamadığını
anlatan Hisarcıklıoğlu, Türkiye'de ise yapısal reformların
tamamlanamaması, hala yerli ve yabancı yatırımların önüne engeller
çıkarmaya devam edilmesi nedeniyle, devamlı olarak cari açıktan
kaynaklanan çalkantılara muhatap olunduğunu söyledi. ''YILLIK
BÜYÜME YÜZDE 8-9'UN ALTINA DÜŞMEMELİ'' Ayrıca istihdamı arttırmak,
işsizliği düşürmek ve Avrupa Birliği ekonomileriyle Türkiye
arasındaki açığı kapatabilmek için, yüzde 4-5 arasındaki büyüme
oranlarıyla yetinilmesinin mümkün olmadığını söyleyen
Hisarcıklıoğlu, ''yıllık büyümü oranlarımızı, yüzde 8-9 gibi
seviyelerin altına düşürmemeye mecburuz'' dedi.