Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Ülkemizin gündemi her daim dolu ve hareketli. Ülke içinde her
yerde bir haber, her gün bir olay var. Üstelik ülkemizin gündemi
özellikle batılı devletlerin de gündemi halinde.
Türk Devleti son yıllarda bir çok açılım yaptı. Bu açılımlardan
rahatsız olan ülkeler neredeyse her gün ülkemizi tehdit eder hale
geldi. Özellikle batılı ülkelerin iç siyaset malzemesi haline
geldi.
Nasıl mı?
Fransa’da bir kasabada belediye başkanı seçilecek, fakat başkan
adaylarının gündemi Erdoğan ve Türkiye. Ayrıca Makron ergen bir
çocuk edasıyla sabahtan akşama kadar dilinden Erdoğan’ı ve
Türkiye’yi düşüremiyor. Almanya televizyonlarında yine neredeyse
sabahtan akşama kadar Türkiye ve Erdoğan’dan bahsediliyor. Bu
yüzden Almanya’da Erdoğan’ın Alman Cumhurbaşkanı olduğunu sanan
küçük çocukların sayısı da az değilmiş. ABD’de Trump’ın rakibi
Biden’ın gündeminde de Erdoğan’ı devirme ve Türkiye var. Başkan
Trump ise Biden’ı Erdoğan ile baş edemezsin diyerek “çok zeki
insanlarla uğraşıyorsunuz, bu ülkelerin dünya klasmanında satranç
oyuncusu liderleri var, onları tanıyorum. Mesela Türkiye'nin
Cumhurbaşkanı Erdoğan” diyerek kendi kamuoyuna mesajını Erdoğan ve
Türkiye üzerinden veriyor..
Türkiye ve Erdoğan uzun zamandır özellikle batı dünyasında iç
siyaset malzemesi olarak kullanılmakta. Ama hepsinin tek isteği
Erdoğan’ın öyle ya da böyle devrilmesi. Bundan dolayı her
konuşmalarında Türkiye içerisinde ki karşıt gruplara destek mesajı
veriliyor.
Neyse devam edelim.
Türk Devleti uluslararası arenada hem adaletin hem de haklı olduğu
bölge ve ülke çıkarlarının peşinde.
Türkiye’nin de tam merkezin de bulunduğu Doğu Akdeniz meselesinde
Yunanistan ile yaşanan Mavi Vatan sorunu. Libya’da ki son durum.
Beyrut patlaması. BAE, Suudi Arabistan ve Fransa’nın Türkiye’ye
karşı tutumları. Suriye meselesi. Rusya ve İran ile ilişkiler.
Almanya, İsrail ve Pandemi süreci.
Türkiye Felaket senaryosu yönetimi.
Kriz anları ve sonrası için bir çok hazırlığı olan bir devlet
yapımız oluştu. 17 Ağustos 1999 depremi sırasında ve sonrasında
yaşananlardan ders çıkaran devlet, o günlere göre daha başarılı bir
kriz yönetimine sahip. Doğal ya da doğal olmayan herhangi bir kriz
anı sürecini başarıyla yöneten liyakat sahibi kişiler var. Bir
felaket sırasında ya da sonrası süreci yönetebilecek bir kaç
ülkeden biri haline geldik. Kriz sonrası toparlanma sürecimiz
geçmiş yıllara nazaran daha hızlı.
Pandemi sürecini de bir çok yönüyle gene bir çok ülkeye göre daha
iyi yönetiyoruz. Tabiki pandemi süreci göstermiştir ki, Devletimiz
kriz anlarında tüm olanaklarını seferber edebiliyor.
Ayrıca devletimiz, dış dünyayla olan sıkıntılarını politik manevra
kabiliyeti ve sahada ki hamleleriyle tüm dünyaya ders verir
nitelikte.
Tüm bu sahada yaşanan karmaşık süreci yöneten silahlı kuvvetler ve
istihbaratımızı tekrar tebrik etmek gerekir. Bu süreçte ki en büyük
rolü silahlı kuvvetlerimiz ve istihbaratımız oynuyor. Çok önemli
katkıları var.
İlaveten, son 10 yılda üretilen son teknolojik yerli ve milli
silahlarımız bu tür hamleler yapmanın önünü açmış
durumda.
Şayet bugün Suriye, Libya, Somali, Katar ve Doğu Akdeniz’de
istediğimizi alabiliyorsak bunun en önemli nedeni kendi silah
sanayimizin geldiği noktadır.
Bir başka konuyla devam edelim.
DEİK, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu....
Türkiye'nin yurt dışı ticaretine (ihracatına) gerekli katkıyı
sağlama, ticaret ve ilişkiler geliştirme gibi çalışmaları organize
etmekle görevlendirilmiş önemli bir kurum. Kurum çok önemli işlere
imza atmaya devam ediyor.
Bunlardan biri de Türkiye’nin son bir kaç zamandır Tacikistan ile
olan ticari ilişkileri.
Türkiye-Tacikistan İş Konseyi Başkanı Cihangir Fikri
Saatçioğlu.
Bir kaç gün önce sayın Cihangir Fikri Saatçioğlu ile görüştük.
DEİK’ten ve yaptıkları projelerden bahsetti. Tacikistan üzerinde
çok durdu. Tacikistan Türkiye arasında ki ticari ilişkilerin
artırılması konusunda ki fikirlerini paylaştı.
Saatçioğlu, Tacikistan’ın Türkiye’nin tecrübesinden yararlanmak
istediğini ve önümüzdeki dönemde Türkiye-Tacikistan arasında
belirlenen 1 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine
ulaşılması için planlı bir çalışma yürüttüklerini ekledi.
Türkiye ile Tacikistan arasında yüksek katma değerli ve teknoloji
odaklı üretim, ana hedef olarak belirlenmiş. Tacikistan,
özellikle baraj ve hidroelektrik santralleri konusunda Türk
firmalarının tecrübesinden faydalanmak istiyor.
Türkiye ile Tacikistan arasında 2019’da 355 milyon dolarlık ticaret
hacmine ulaşılmış durumda. 2019 verilerine göre Tacikistan’ın
ihracatında Türkiye ilk sırada. Tacikistan’da son 10 yılda 200
milyon dolar üzerinde Türk yatırımı olmuş.
Türkiye’den Tacikistan’a ihraç edilen başlıca ürünler arasında;
bebek bezleri, hijyenik ürünler, motorlu taşıtlar, plastik inşaat
malzemeleri, makineler, gıda....Tacikistan’dan Türkiye’ye yapılan
ihracat kalemlerinden; İşlenmemiş alüminyum, deri, meyve, pamuk,
kümes hayvanı etleri, hava taşıtlarının aksam ve parçaları, şeker
pancarı.....
Cihangir Fikri Saatçioğlu, siyasi iş birliği ve stratejik
ortaklığın önemli olduğu iki ülke arasında 1 milyar
dolar ticaret hacmi yakalanması için bir hedefleri olduğunu
belirtti.
Ağustos 2019’da Türkiye Tacikistan Hükümetlerarası Karma
Ekonomik Komisyonu (KEK) 10'uncu Dönem Toplantısı, T.C Sanayi
ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve Tacikistan
Ekonomik Kalkınma ve Ticaret Bakanı Nematullo
Hikmatullozoda
arasında gerçekleşmiş. Söz konusu toplantı kapsamında
yeni bir protokol imzalanmış.
Ayrıca Saatçioğlu, yapılan bu protokolun; yatırım ortaklıkları
başta olmak üzere sanayiden teknolojiye, tarımdan enerjiye,
ulaştırmadan müteahhitliğe ve eğitimden kültür-turizme kadar
geniş
bir alanda Türk sanayi ve müteahhitlik deneyiminin
Tacikistan’a aktarılması konusunda çok önemli bir fırsat olduğunu
belirtti.
Son bir not.
Ülkemiz hem içeride hem dışarıda büyüyen güçlenen bir ülke. Bunun
en önemli işaretlerinden biri ülkemizin atılımlarından rahatsız
olan batılıların ülkemizi ve yöneticilerimizi dillerine dolamaları.
Gerçek anlamda, yön verilen bir ülke olmaktan çıktık, yön veren bir
ülke haline dönüştük. Bu dönüşüm batı uşağı FETÖ’nün bertarafı ile
ateşlendi. Şayet bugün FETÖ gibi bir yapının halen ülke içinde
ciddi anlamda varlığından söz ediyor olsaydık, yukarıda saydığımız
hiç bir atılımı ve müdahaleleri yapamazdık. Ne Doğu Akdeniz’de ne
Libya’da ne de Suriye’de. Şükür ki, milletimizin ve devletimizin
ferasetiyle küresel alçak yapıyı bertaraf ederek ülkemizin önü
içerde ve dışarda açılmış oldu.