Bunları uygula gribe yakalanma
Abone olBulaşıcı hastalıklara karşı aşı yeterli mi? Peki vücut direncini artıracak besinleri tüketmekten başka neler yapmalıyız?
Bağışıklık sisteminiz ne kadar güçlü olursa domuz gribine karşı
vücut direnci de o kadar artar. Özellikle yaz mevsiminden kışa
geçişte zayıflamaya başlayan bağışıklık sistemini güçlendirmek
adına meyve ve sebze tüketiminin artırılması gerekiyor. Çünkü meyve
ve sebzeler, bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudun
hastalıklara karşı direncini artırır.
Bunun yanı sıra balık, kırmızı et ve bakliyat yemek insanı dinç
tutar. Soğan ve sarımsak da gribal enfeksiyonlara karşı kalkan
görevi gören çok önemli iki besindir. Soğanı ve sarımsağı
yemeklerle tüketebilir ya da çiğ olarak da yiyebilirsiniz. E
vitamini de bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde etkilidir.
Yeşil yapraklı sebzeler, fındık, ceviz gibi yağlı tohumlar ve kuru
baklagillerin yeterli miktarlarda tüketilmesi önemlidir.
Domuz gribine karşı portakal ve mandalina!
Portakal-mandalina, greyfurt: Kış mevsiminin vazgeçilmez meyveleri
arasında yer alan narenciye grubu meyveler, içerdikleri zengin C
vitamini ile hastalıklara karşı vücudun savunma mekanizmasını
harekete geçirir. Mandalina, greyfurt, portakal ve limon suyu
karışımı, domuz gribine karşı çok iyi bir beslenme kaynağıdır.
Elma: Elma, içerdiği E ve C vitaminleri gibi
antioksidan öğeler ile bağışıklık sistemini güçlendirerek
hastalıklara karşı direnci artırır.
Nar: Antioksidan kapasitesi oldukça zengin olan
nar da önemli miktarda potasyum, lif, C vitamini ve niasin (B3
vitamini) içermektedir. Bu zengin içeriği ile gribal
enfeksiyonlarının düşmanı olan bir besindir.
Yeşil sivri biber
Özellikle kuşburnu, kırmızı ve yeşil sivri biber, kivi, maydanoz ve
rokada bulunan C vitamini miktarı; portakal, mandalina ve limonda
bulunan C vitamini miktarı kadardır.
Yazın tüketilen salatayı kışın da bolca yiyin!
Salata, gribe karşı öğle ve akşam yemeklerimizin vazgeçilmezi
olmalı. Özellikle bu dönemde ıspanak, kereviz, pırasa, havuç,
brokoli, kabak, lahana, karnabahar, maydanoz bolca
yenilmelidir.
Gribe karşı ıspanak çorbası
Ispanak, kuru soğan, bulgur ve kıymanın bir arada yer aldığı hem
lezzet açısından hem de besin değeri açısından kaliteli bir çorba,
gribal enfeksiyonlara karşı çok önemli bir önlemdir.
Çocuklarınızı gripten korumak için sebzeyi
sevdirin!
Domuz gribine karşı çocukların da bol miktarda sebze yemesi
gerekir. Bunun için kış sebzeleri onların tüketmeleri için cazip
hale getirecek şekilde hazırlanmalıdır. Örneğin; kereviz yemeğini
sevmeyen çocuğa, bu sebzeyi rendeleyerek, yoğurda karıştırmak,
içine bir miktar da ceviz ekleyerek çocuğa sunmak, aynı şekilde
ıspanak yemeğini sevmeyen çocuklara, ıspanağı bir iç olarak
kullanarak; börek, poğaça ya da krep yapılması ve çocukların bu
besinleri tüketmeleri sağlanmalıdır.
Domuz gribine karşı haftada bir gün kuru fasulye ya da
nohut yiyin
Özellikle etli kurufasulye veya nohut yemeği haftada en az bir gün
tüketilmeli.
Baklagil çorbası
Bulgur, kurufasulye, kuru soğan ekleyip hepsini blender'dan
geçirerek, biraz da sıvı yağ eklemek suretiyle besin değeri yüksek
bir çorba hazırlayabilirsiniz.
Ihlamur, adaçayı ve kuşburnu kurtarıcıdır.
Vücut ısısını dengede tutabilmek için bol sıvı alımı gerekir. Bu
nedenle, her gün en az 2-2,5 litre (12-14 su bardağı) su içilmeli,
sıvı alımının karşılanmasında ıhlamur, adaçayı, kuşburnu çayı, açık
çay gibi içecekler tercih edilmeli.
Aşı olana kadar ne yapmalıyız?
Suya sabuna bol bol dokunun
Kışın daha dikkatli olunmalı
Domuz gribi kış aylarında daha çok yaygınlaşır; çünkü, güneş
ışığının UV etkisi bu mevsimde yaza göre daha azalır. Hastalığın
etkeni olan virüs, soğuk ve nemli ortamda daha uzun süre
canlılığını koruyor.
Yakın temastan kaçının!
İnsanlar kışın daha dar mekânlarda, özellikle çocuklar okullarda
birbirleriyle yakın temas halindedir. Böylelikle domuz gribinin
hızla yayılması için uygun ortam oluşur. Nitekim son günlerde, bazı
okullarda salgınlar ortaya çıkmaya başladı bile.
Domuz gribi aşısı olun
Bulaşıcı hastalıklardan korunmanın en etkin, en kolay ve en ucuz
yolu o hastalığın aşısını yaptırmaktır. Sağlık çalışanları, hamile
kadınlar, kalp, akciğer, karaciğer hastalığı veya kanser gibi
önemli bir hastalığı olanlar, öğrenciler ve hastalığın yaygın
olduğu ülkelere seyahat edecek olanlar öncelikle aşı olmalı.
Aşı olana kadar;
Ellerinizi sık sık, özellikle öksürdükten veya hapşırdıktan sonra
su ve sabun ile yıkayın. Öksürürken veya hapşırırken ağzınızı kâğıt
mendil ile kapatın. Kullandığınız mendili çöpe atın. Öksürdükten
veya hapşırdıktan ya da hasta olma ihtimali olan biri ile el
sıkıştıktan sonra, elinizi yıkayıncaya kadar; gözünüze, burnunuza
veya ağzınıza sürmeyin. Hasta kişilere yakın temastan sakının.
Temas zorunlu ise maske ve eldiven kullanın.
Seyahatlerde dikkatli olun!
Hastalığın yaygın olduğu bir ülkeye seyahat edecekseniz bu
seyahatinizi aşı yaptırana kadar erteleyin.
Seyahatinizi ertelemeniz söz konusu değilse, o zaman yukarıda
belirtilen tedbirlere azami dikkat ve özeni gösterin.
Yanınızda maske, eldiven, alkol bazlı el dezenfektanı ve kâğıt
mendil bulundurun.
Sağlık sigortanızın geçerlilik süresini ve gideceğiniz ülkede
geçerli olup olmadığını kontrol edin. Doç. Dr. Kenan Keskin
Çocuklarınızı domuz gribinden koruyun!
Domuz gribi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de panik havası
estirmeye devam ediyor. Uzmanlar, sık sık alınması gereken
tedbirler konusunda halkı bilgilendirirken, Sağlık Bakanlığı
özellikle okullardaki salgınlara dikkat çekiyor. Nitekim bu H1N1
virüsü en çok okullarda baş gösterdi. Çünkü solunum yoluyla kolayca
bulaşabilen virüs, minik bedenleri kolayca hasta edebiliyor.
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Bakır'a göre
çocukların vücudu daha önce bu virüsle karşılaşmadıkları ve
kanlarında bu virüsü koruyucu bir antikor taşımadıkları için hemen
hastalık mikrobunu kapabiliyor.
Üstelik bağışıklık sistemleri de henüz tam olarak gelişmediği için okullarda bir salgın halinde yayılabiliyor. İşte bu noktada okul yetkililerine ve de velilere büyük iş düşüyor. Çünkü çocukları bu virüsten koruyacak tek şey belki de doğru bilgilendirme olacak. Prof. Dr. Bakır'ın söylediklerinden yola çıkarak birkaç başlık altında aşağıda yapılması gerekenleri özetledik.
Okullarda alınması gereken tedbirler neler?
[PAGE]
Okullarda alınması gereken tedbirler
Okul girişine termal kamera ya da ateş ölçerler yerleştirilerek
hasta öğrenciler tespit edilebilir
Hastalık belirtisi olan çocuk hemen arkadaşlarından
uzaklaştırılmalı ve ailesine haber verilmeli.
Çocuklar hastalıkla ilgili bilgilendirilmeli ve yapması gerekenler
anlatılmalı.
Öğrenci tuvaletleri sık sık temizlenmeli ve ellerini rahatlıkla
yıkayabileceği bir ortam hazırlanmalı.
Mümkünse okul duvarlarına el dezenfektanları yerleştirmeli.
Başta sıralar olmak üzere, kapı kolları, klavyeler, askılıklar,
dolaplar ve çocukların ortak kullandığı her aksesuar her gün
temizlik personeli tarafından iyice temizlenmeli, (Bunlar deterjan
içermeyen maddelerle, mikrop öldürücü temizleme losyonları ya da
suyun içine yüzde 1 oranında çamaşır suyu katılarak yapılmalı).
Sınıflar her teneffüs havalandırılmalı.
Velilerin yapması gerekenler
Sık sık çocuğunu ellerini yıkaması konusunda uyarılmalı, özellikle
toplu taşıma araçlarından indiklerinde hemen ellerini yıkanması
öğütlenmeli.
Çocuklar hapşırdıklarında ağızlarını mendille, mendil yoksa
dirseklerine doğru ağızlarını kapatarak hapşırması söylenmeli.
Sınıfta veya okulda hapşıran, aksıran ya da hasta görünen çocuklara
yaklaşmamaları tembihlenmeli.
Kapalı ve kalabalık yerlerde bulunmaması gerektiği anlatılmalı.
Çocuğun kaldığı odayı sık sık havalandırın.
Hasta çocuk doktora götürülmeli ve anti viral ilaçlar almalı.
Çantasına alkollü dezenfektanlar konulmalı ve kullanması gereken
noktalar izah edilmeli.
Hastalığı geçirmekte olan bir çocuk, ateş düştükten 24 saat dahil
olmak üzere evinde kalmalı.
İnsanlarla mümkün olduğu kadar az görüşmeli.
Çocukların bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için;
Aşılar eksiksiz olarak yapılmalı.
Düzenli beslenmeye önem verilmeli.
Çocukların sebze ve meyve tüketimini artırılmalı.
Hazır meyve suları yerine çocuklara taze sıkılmış meyve suları
içirilebilir.
Yeterli ve kaliteli uyumaları sağlanmalı.
Hekim önerisi olmadan ilaç kullanılmamalı.
Düzenli sağlık kontrolleri ihmal edilmemeli.