Bu yeni bir Erdoğan’ı yedirmeyiz vakasıdır!
Abone olRuşen Çakır, Haşim Kılıç'a karşı AK Parti cephesinde ortaya çıkan tepkiler için "Yeni bir “Erdoğan’ı yedirmeyiz” vakası" dedi.
İNTERNETHABER.COM
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın hükümeti
topa tutan açıklamalarını yorumlayan Vatan si yazarı Ruşen
Çakır, AK Parti cephesinde ortaya çıkan tepkiler için
"Yeni bir “Erdoğan’ı yedirmeyiz” vakası" diye
yazdı.
İşte Çakır'ın yazısındaki ilgili bölüm:
GEZİ'NİN ÜRETTİĞİ
SLOGAN
Sıraladığımız bütün bu maddeleri, AKP yanlılarının rahatsızlığının
temel gerekçeleri olarak da sunmak mümkün. Gösterilen tepkilerden,
Başbakan’ın, daha yerel seçimlerdeki galibiyetinin tadını tam
çıkaramamışken, misafir olduğu bir ortamda, üstelik “aynı
mahalle”den biri tarafından bu şekilde kıyasıya eleştirilmiş
olmasının AKP yanlıları tarafından asla kabullenilemeyecek bir
durum olduğunu gördük ve galiba şaşırmadık. Çünkü uzun bir süredir
siyasi iktidar Başbakan Erdoğan’a indirgenmiş durumda ve
destekçilerinin değişik vesilelerle ona “canlı kalkan” olduklarını
görüyoruz.
ERDOĞANSEVERLER İÇİN KILIÇ'IN YAPTIĞI "YEMEYE ÇALIŞMAK"
Dolayısıyla Gezi direnişi sürecinde geliştirilen “Tayyip
Erdoğan’ı yedirmeyiz” sloganının bütün diğer slogan ve önermelerin
önüne geçmiş olduğunu söyleyebiliriz. Bu açıdan bakıldığından
Erdoğanseverlerin gözünde Kılıç’ın yaptığı onu “yemeye çalışmak”tan
başka bir şey değildir.
YA "YENİ TÜRKİYE"Yİ
ÖVSEYDİ
Dünkü ilk değerlendirmemde Kılıç’ın çıkışının Erdoğan’ı sarsmış
olmakla birlikte onu yıkmasının kolay olmadığını, hatta tam tersine
AKP liderinin bu krizden, kendisi için yeni bir mağduriyet çıkartma
fırsatı yakalayabileceğini yazmıştım. Daha ilk andan itibaren dile
getirilen “yargı vesayeti” suçlamaları bunun işaretidir.
GÖMLEK MEVZUSU DIŞINDA SİYASİ BİR
KONUŞMA DEĞİLDİ
Önce şunu vurgulayalım: Başbakan ve destekçilerinin Kılıç’ı ima
ederek “siyaset yapmak istiyorsa cübbesini çıkarsın” diyor
olmaları, ilk bakışta haklı görünse de hiç alakası yok. Yok çünkü,
öncelikle onların esas rahatsızlığı Kılıç (ve diğer yargı
mensuplarının) siyasi konularla ilgili konuşmalarından değil de
kendilerinin yanında yer almamalarından kaynaklanıyor. Yani şayet
Kılıç dün “yeni Türkiye” övgüleri sıralasa ve bunun yanına birkaç
“paralel devlet” ikazı yapsa herhalde el üstünde tutulurdu.
İkinci olarak, en çok alkışlayanların bile “keşke yapmasaydı”
dedikleri gömlek mevzusu gibi uç polemikler dışında, olumsuz
anlamda “siyasi” olarak tanımlanabilecek bir konuşma söz konusu
değil.
YENİ GÜNAH KEÇİSİ
Dünkü yazım nedeniyle “Erdoğan her eleştiri ve itirazdan kendine
mağduriyet devşiriyor diye eleştiri ve itirazdan vaz mı geçelim?”
şeklinde sorulara muhatap oldum. Kuşkusuz her eleştiri ve itirazın
bir değeri olduğu gibi Haşim Kılıç’ın çıkışının da bir anlam ve
değeri var. Ama bunu abartmamak, sürdürülebilir olup olmadığına
bakmak lazım.
Evet, cübbe siyasete engel değildir, özellikle yüksek yargıda görev
alan kişilerin, tarafsızlıklarını muhafaza ederek ülkenin sorunları
hakkında görüş beyan etmelerinin hiçbir zararı yok, hatta çok
faydası vardır. Bununla birlikte siyaset öncelikle siyasetçilerin
alanıdır.
HAŞİM KILIÇ MUHALİF MİSYONU ÜSTLENECEK
PROFİLDE DEĞİL
Söylemeye çalıştığım şu: Eğer birileri
Türkiye’deki muhalefet boşluğunu doldurma görevini AYM Başkanı’na
havale etmek isterse yanlış yapmış olurlar. İlkin, Haşim Kılıç’ın
böylesine zorlu bir misyonu üstlenebilecek bir profile sahip
olduğuna inanmıyorum. Daha önemlisi, böylesi bir arayışın,
Erdoğan’a tam da Çankaya seçimleri öncesi fazlasıyla ihtiyaç
duyduğu bir fırsatı sunmak anlamına gelebileceğini düşünüyorum.