Bu yargılamalar yargılama değil”
Abone olGazeteci ve CHP İzmir milletvekili Mustafa Balbay, "Bu yargılamalar yargılama değil. Ama ne olursa olsun önce akıl diyorum. Kin, intikam du...
Gazeteci ve CHP İzmir milletvekili Mustafa Balbay, "Bu
yargılamalar yargılama değil. Ama ne olursa olsun önce akıl
diyorum. Kin, intikam duyguları içinde akıl yoktur" dedi.
CHP İzmir Milletvekili Balbay, çalıştığı gazete olan Cumhuriyet
Gazetesi’nin Ankara Bürosu’na geldi. Balbay, cezaevinden çıktıktan
sonra ilk defa Cumhuriyet Gazetesi’ne geldi ve basın mensuplarını
ve kendisine sevenlere duygularını aktardı.
Balbay’ın ilk sözleri bardakta su içmenin güzel olduğunu söyledi.
Balbay, özgürlüğün çok güzel olduğunu belirterek, özgürlüğü dolu
dolu yaşadığını ifade etti. Balbay, cezaevinde demir çubukların her
zaman soğuk olduğunu kaydederek, "Özgürlüğün tarifi elinizi
attığınızda sevdiğinize dokunmak. Benim bütün kimliklerinden önce
iki çocuk babasıyım. Sabah onları okula götürmek çok güzeldi.
Onlarla okula gittik. Pırıl pırıl çocukları görünce ’Çocuklar her
şey güzel olacak. Bu flama olarak kalmayacak’. Gerçekten inanarak
bunu söylüyorum. Beni en çok ayakta tutanların başında mektuplar ve
toplumun uyanması geliyordu. Toplumun uyanmasının içerden
görünümünü size anlatamam" ifadelerini kullandı.
"BİR UCUNDAN TUTACAĞIM"
Hiç bir zaman umudunu kaybetmediğini belirten Balbay, “Zaman zaman
yalnız hissettim. ‘Şu dönem toplum biraz daha bakamaz mıydı, şu
dönem şöyle olamaz mıydı’ dediğim zamanlar oldu. Ama hiçbir zaman
bu kalıcı olmadı. Sonunda o beklediğim sesi, uyanışı gördüm. Bu
halkla çok şey yapılırı gördüm” şeklinde konuştu.
Balbay, yazmaya devam edeceğini belirterek, “Yaşadıklarımdan bir
oyun, ‘Yargıtatör’ Anadolu’da dolaşmakta. Kendime bir görev daha
verdim.’ Senden her yıl en az bir oyun bekliyorum’. Şu anda kalemi
elden bırakmadan, siyaseti de olabildiğince iyi yapmaya
çalışacağım. Siyasetin Anadolu’da bir kişinin ötekine,
söylediklerinin çok da inandırıcı olmadığın söyleyeceğiz. Ama bana
politika yapma derler. Bundan sonra siyasette de ‘varım’ diyorum.
Haddimi biliyorum, neyi, ne kadar yapabileceğimi biliyorum. Ama ilk
yapacağım şey şu olacak: bir ucundan ben tutacağım” diye
konuştu.
Balbay, hapishanede çıkarsa yerel seçimlerde Belediye Başkanı
yardımcısı olacağını dile getirerek, “Ne olursa olsun Türkiye
olarak, bir planınız yoksa başkalarının planının parçası olursunuz.
Biz Türkiye olarak bir plan yapamadık, ama başkalarının planının
parçası olmadık. Biz hep beraber plan yapabilecek güçteyiz, bunun
ispatı nedir diye sorarsanız. Gezi’dir. Gezi ruhunun içerideki
yansımasını size anlatamam. Cumartesi, Pazar Türkiye ayakta, Tuncay
Özkan ile şunu söyledik: ‘Acaba Pazartesi sürer mi? Tabi ki kırıp
dökmeden, Gezi Olaylarının sempatisine zarar vermeden. Eğer kırıp
dökme denirse onu yapan Geziciler değil, onlar hep karşıda
duranlardı. 10 Aralık İnsan Hakları Günü. Türkiye’de İnsan Hakları
Günü deyince bazen dilim sürçer. İnsan Haklamaları Günü’ diye
yanlış söylüyorum. Ona karşı durulabileceğinin kanıtı var, Anadolu
insanı var. Gerçekten bir uyanış var. Gezi eylemlerinin tüm
Türkiye’de olması bunun başlıca göstergesi. Bundan sonra artık
özgürlükler konuşulsun’ diyorum. Atatürk’ün ‘Basından kaynaklanan
sorunların çözümü, basın özgürlüğüdür’ sözü toplumun her alanına
uyarlanabilir. Yaşamın, siyasetin, toplumsal sorunların her alanına
uyarlanabilir diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Balbay, şunları kaydetti:
“Anayasa Mahkemesi’nin kararı çok önemli bir karar. Türkiye’de
‘Hukukun üstünlüğü’ sözü hukuk öyle bir yerdeki hukuka ulaşmak
kolay değil. 5 yılı geçmiyor gibi. Böyle de olmamalı. Her şeyi
kenara bırakıyorum, Mustafa Balbay’ı bırakmanız gerekiyordu’. Sayın
Demirel, ’Sizden özür dilenmesi gerekir’ dedi. Ben ‘Bu toplumda
özgürlükler konuşulsun yeter’ diyorum. Bu bana yeter."
"6 ACI YAŞADIM"
Balbay, 6 kez acı yaşadığını belirterek, “Birincisi Mahkeme Başkanı
tahliye yönünde oy kullandı. İki üye reddedince, Avukatlar,
‘Mahkeme Başkanı tahliye diyecek, üyeler direnemez’ dediler.
Mahkeme Başkanı sürgüne çıktı. İkincisi milletvekili olunca.
Türkiye’de gelenek bu. Beğenilmeyen eski Türkiye’nin geleneği.
Üçüncü viraj milletvekili seçimi oldu. Prizin parasını biz
ödüyoruz. Prizde kullandığınız televizyon, semaver kullandık.
Semaver bizim için çok önemli. Onun bedelini hemen istediler.
Dördüncü viraj, Mart 2012’de iktidar dedi ki, 3 parti anlaşsın.
İktidar son anda Merkez Karar ve Yürütme Kurulu. Beşinci viraj 3
Temmuz tarihinde çıkan 3. Yargı paketi. Bizim yargılandığımız
mahkemeyi kapattılar. Altıncı viraj dondurmayı üfleyerek yemek
lazım. Bu kez genel bir kamuoyunun özgürlükten yana tavır içinde
olmasına çok sevindim. Şimdi içerdeki arkadaşlara, ‘bir parçanızda
benim’ diyorum. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar ‘Mustafa Balbay
milletvekilidir ve milletvekilliği engellenmektedir’ diyor”
ifadelerini kullandı.
Balbay, şöyle konuştu:
"Yaşamınızı onurunuzla sürdürdüğünüz bir anda böyle bir şeyle
karşılaştığınız zaman başka bir çarpan. Faruk Elem diyor ya,
‘suçluyu kazıyın, içinden insan çıkar’. Onların da hepsi insan. Bir
kişiyi öldürmüş insanı da topluma kazandırabilecek durumdasınız.
Ama cezaevlerinde insanlar hayata kazandırılmaz, suça kazandırılır.
Bundan sonra özgürlükler konuşsun.”
DÜN GECE NASIL GEÇTİ ?
Balbay, dün gece nasıl geçtiği sorusuna, “Oğlum Deniz, dokundu
bana. Bana ilk sorusu; ‘Baba kalacaksın, değil mi’ dedi. Burada
kalacaksın’ değil mi, birlikte yatacağız, değil mi’ dedi. Onu ben
uyuttum. Bu duyguyu bütün tutuklular, içerideki bütün insanlar
yaşıyorlar. Bu sabah onları okula bıraktım. Onları da
hissediyorsunuz. Deniz’in benden isteği, ‘Baba çantamı sen taşı’
idi. Özgürlük, insanın elini uzattığında sevdiğine
dokunabilmesinde” diye konuştu.
Balbay, dileğinin herkesin sevdiğinin yanında olmasına işaret
ederek, “Tutuklamak, insanı sevdiğinden ayırmaktır. Bana şu anda
Kanarya Adaları’nda yaşayacaksın’ deseler, sevdiklerimden uzak
kaldıktan sonra” ifadelerini kullandı. Annesinin haşhaşlı böreğini
en kısa zamanda yiyeceğini söyleyerek, Ege’yi de özlediğini ifade
etti. Balbay, “Annesinin aklı erdikten sonra sözlerini söyledi:
‘Cahilin baş ucunda oturacağınıza, okumuşun ayak ucunda oturun”
şeklinde konuştu. 22 iddianamenin birleştirildiğini hatırlatan
Balbay, Mahkeme Heyeti’nin kendilerini yeterince dinlemediğini
söyledi. Balbay, insanların tutuklu olduğunu sevindiğini
belirterek, tutukluların konuşturulmadığını ifade etti.
"KİN VE İNTİKAM..."
“Bu yargılamalar yargılama değil” diyen Balbay, şöyle devam
etti:
“Basın özgürlüğü bu ülkenin oksijenidir. Onu olabildiğince korumak
gerekir. Burayı anlatmanız, paylaşmanız önemlidir. İçimde hiçbir
kin ve intikam duygusu yok. Geçmişte birkaç defa Radikal’den Ömer
Şahin’e birkaç defa röportaj verdiğimde; intikam almak istediğim
tek şey, intikam duygusu. Ben çocuklarıma başka duygular bırakmak
istiyorum. Toplumun derinliklerinde fay hatları var. Ama ne olursa
olsun önce akıl diyorum. Kin, intikam duyguları içinde akıl
yoktur.”
Ergenekon davasından serbest bırakılan Ziya İlker Göktaş,
Cumhuriyet Gazetesi’ne gelerek, Balbay’ı karşıladı. İzmir’den
gelenler duygularını yazdıkları defteri Balbay’a hediye etti.
(iha)