Bu olacak Ayasofya!

Şerefelerin yine Allah'ın ve O'nun Sevgili Peygamberi Hz. Muhammed'in aşkına, şerefine ışıl ışıl yanacak;  Bütün cihan Fatih Sultan Mehmed Han dirildi sanacak!...

Mustafa Sabri Beşer msbeser@internethaber.com

Elhamdulillah…

Yarın nasipse 86 yıllık özlem bitiyor.

Bir önceki yazımda da ifade etmiştim: Bütün münevverlerimizin rüyasını Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması süslüyordu.

Ve çok şükür bu rüya gerçekleşiyor.

Belki hemen yarın birçoğumuza gitmek, namaz eda etmek nasip olmayacak  lakin hemen sonrasında bütün vakitler ve secdeler bizim evelallah.

Yarın Ayasofya’nın açılıyor olmasından mülhem tarihine dayalı bir şeyler yazmayı arzuladım. Hem kendi arşivimi hem de kaynakları araştırma gayreti içine girdim. Arşivimi karıştırırken üç sene önceki bir yazımla karşılaştım. Bu yazımın bir kısmını buraya alıntılayarak desteklemek istiyorum.

Ayasofya ile ilgili kısa bir tarihi sürece göz atmak icap eder kanaatindeyim.

Günümüz Ayasofya’sı İmparator Justinianos (527-565) tarafından dönemin iki önemli mimarı olan Miletos’lu (Milet) İsidoros ile Tralles’li (Aydın) Anthemios’a yaptırılmıştır.

726-787-Tasvire tapmayı yasaklayan “İkonoklazm” döneminde, Ayasofya’daki ikonlar ve heykeller kaldırıldı.

1204-1261-IV. Haçlı Seferleri sırasında, İstanbul’u işgal eden Latinler tarafından Ayasofya yağmalandı.

Latinler döneminde Ayasofya, Katolik başkilisesi olarak kullanıldı.

1453-İstanbul’un fethi ile birlikte Ayasofya, Fatih Sultan Mehmet Han tarafından fethin sembolü olarak bazı tadilat ve onarımlarla birlikte camiye çevrildi.

1566-1574 yıllarında Sultan II. Selim döneminde Mimar Sinan tarafından Ayasofya’da kapsamlı bir yenileme yapıldı.

1740 yılında Sultan I. Mahmud, Ayasofya’ya sıbyan mektebi, kütüphane, imarethane ve İstanbul’un en güzel şadırvanını yaptırdı.

1847-1849 yıllarında Ayasofya, Sultan Abdülmecid döneminde İsviçreli Gaspare ve Guiseppe Fossati kardeşler tarafından kapsamlı bir onarım geçirdi.

Cami kısmının tamirini yapabilmek için 1935 başlarında ibadet kısmı "GEÇİCİ!" olarak ibadete kapatıldı!

Bu muvakkat kapatılma tarihine kadar, 481 sene, Cami Kur'an-ı Kerim tilaveti ve Ezan sesleri yankıları ile yaşamıştı.

Bugün ise bu millet 86 yıl sonra Ezan seslerini Ayasofya'da tekrardan duymanın heyecanını yaşıyor/yaşıyoruz.

Ne hikmetse ibadet kısmı tamir edilmek için kapatılan cami daha sonra açılmayıp müzeye dönüştürülüyor.

Çıkarlar uğruna asırlık Ayasofya, birilerine peşkeş çekiliyor…

Akıllarda bir sürü soru var. Tabi artık bunlar çokta önemli değil. Olanlar oldu çünkü…

Geçmişin cefasını yeterince çektik.

Artık Ayasofya’dan yankılanan Ezan sesini duymak istiyoruz.

Secdeye giden alınların nurunu istiyoruz.

Dışarıda ve içerideki densizlerin yaptığı terbiyesizliklere cevap olarak bunu vermeliyiz.

En büyük hayalleri Ayasofya’yı tekrar minaresiz görebilmek olanlara karşı, tekrar o minarelerden ezan seslerini duyurabildiğimiz kadar uzağa duyurmamız gerek.

Gâvurlara rüşvet olarak kapatılan Ayasofya artık güçlü Türkiye ile tekrardan ezan sesleriyle inlemeli, bütün dünyaya karşıda Müslüman kardeşlerimiz o tarihi yapıda alınlarını secdeye koymalıdırlar/koymalıyız.

Hristiyan olan insanlara sorduğunuzda Ayasofya’yı hala kilise olarak tanır. (Cami olduğunu bilse de) Bu da müze olup ezan seslerinin hala yankılanmamasından kaynaklıdır.

Yarın Ayasofya’da Allah-u Ekber nidaları yükselecek bu mutlulukları kursaklarında kalacak.

İçimizde bir sürü mankurt ve vatan haini insanımıza sorsak tarihimizi her yerde kötüler ve kendi ceddini barbar olarak niteler.

İşte bunlara inat bu hayalimiz gerçekleşmeli, yanlışlar düzeltilmeli, Ayasofya tekrardan ibadetler eşliğinde nefes almalı.

Osman Yüksel Serdengeçti ile sizi baş başa bırakıyorum:

Ezanlar bu fethin ilanını,
Ozanlar destanını yazacaklar...
Putperest Roma'ya yeni bir mezar kazacaklar, Sessiz ve öksüz minârelerinden yükselen ezan sesleri fezâları yeniden inletecek! 
Şerefelerin yine Allah'ın ve O'nun Sevgili Peygamberi Hz. Muhammed'in aşkına, şerefine ışıl ışıl yanacak; 
Bütün cihan Fatih Sultan Mehmed Han dirildi sanacak!...

Bu olacak Ayasofya,
Bu muhakkak olacak...
İkinci bir fetih, yine bir ba'sü ba'delmevt...

Bugünler belki yarın, belki yarından da yakındır,
Ayasofya, belki yarından da yakın!..