Bu haberi okumadan bıçak altına yatmayın!
Abone olABD’de yapılan son araştırmalar, bel fıtığıyla ilgili ezberleri bozacak türden.<br/>Türkiye’de her 100 kişiden 80’i, hayatlarının belli bir ...
ABD’de yapılan son araştırmalar, bel fıtığıyla ilgili ezberleri
bozacak türden.
Türkiye’de her 100 kişiden 80’i, hayatlarının belli bir döneminde
’bel fıtığı’ sorunu yaşıyor. Hasta için asıl kâbus bundan sonra
başlıyor. Tedavi için zaman hızla daralırken acının şiddetiyle
kıvranan hastanın bir karar vermesi gerekiyor. Önünde iki seçenek
var. Ya bir sağlık merkezine ya da ’alternatif’ tıbba
başvuracak.
“Bel fıtığı ameliyatı gerekli mi değil mi?” sorusuna içini
rahatlatacak bir cevap alamayan hastaların çoğu ikinci yolu tercih
ediyor. Hastanın bu tercihinde ’bıçak korkusu’ ve ’para’ önemli rol
oynuyor. Hastalar riskli olarak gördükleri bu hastalığın tedavisi
için bıçak altına yatmaktan korkuyor. Hassas bir ameliyat olduğu
için "ya felç kalırsam" korkusuyla ilk etapta ameliyat
düşünülmüyor. İnsanların bu korkuları pek de yersiz değil. Toplum
olarak bel fıtığı konusunda korkularla dolu bir bilinçaltına
sahibiz. Gazete ve televizyonlarda yer alan "Bel fıtığı ameliyatı
oldu, öldü", "Bel fıtığı ameliyatı geçirdi, felç kaldı" türü
haberler hafızalarda tazeliğini koruyor. Maddi yönden zayıf olan
insanların "doktora gidersek ameliyat gerekmese bile para kazanmak
için ameliyat eder" düşüncesi sahte alternatif tıpçıların müşteri
portföyünü her geçen gün artırıyor.
BEL FITIĞI OLMAYAN İNSANLARA NASIL BEL FITIĞI TEŞHİSİ KONULDU?
ABD’den gelen son araştırmalar, bel fıtığıyla ilgili ezberlerimizi
bozacak türden. Araştırmalar her ağrısının bel fıtığından
kaynaklanmadığını, film ve MR’da görülen bulguların bel fıtığı
anlamına gelmediğini işaret ediyor. Dr. Fizyoterapist Gamze
Şenbursa, bel fıtığı olmayan insanlara bile bel fıtığı teşhisi
konulmasına neden olan ilginç ve düşündürücü araştırmanın detayları
hakkında şu bilgileri verdi:
"ABD’den gelen son araştırmalar, bel fıtığıyla ilgili ezberlerimizi
bozacak türden. Araştırmalar her bel ağrısının bel fıtığından
kaynaklanmadığını, MR’da görülen bulguların cerrahi
gerektirmediğine işaret ediyor. Dr. Fizyoterapist Gamze Şenbursa,
bel ağrısı olmayan insanlara bile bel fıtığı teşhisi konulmasına
neden olan ilginç ve düşündürücü araştırmanın detayları hakkında şu
bilgileri verdi:
“Bel fıtığının aşamaları vardır; 1-Disk bulging, 2-Disk protrüzyon,
3- Disk herniasyon/ ekstrüde, 4- Sekestre disk. Omurga arasında
fıtıklaşmaya sebep olan aslında kemikler arasında yastıkçık görevi
yapan bir yapıdır. Bu yapı 2 kısımdan oluşur. İç kısmında jel
kıvamında bir madde ve onun etrafını saran dayanıklı bağ doku
tabakası. Fıtıklaşma iç kısımda jel kıvamındaki maddenin aşama
aşama dış kısımdaki lifleri yırtması ile başlar. Bulging
seviyesinde yırtıklar az iken seviye ilerledikçe tamamen yırtılma
hatta jelin sinir yoluna taşmasına kadar gidebilir. Genelde bulging
ve protrüzyon seviyesinde sinirde çok fazla bası oluşmaz. Tabiî ki
az da olsa bunun tersi olan durumlar da gözlemlenebilir fakat bunun
uzman kişi tarafından klinik değerlendirme ile belirlenmesi
gerekir. Son dönemde yapılan birçok çalışma bu seviyelerdeki
fıtığın kendini iyileştirebileceği yönündedir. İdrar kaçırıyor,
ayağınızda ileri seviye kuvvet yaşıyorsanız, günlük yaşam
aktivitelerinizin yüzde 70’inden fazlasını gerçekleştiremiyorsanız
ameliyat zorunlu. Bunun dışındaki durumlarda manuel tedavi ile
başarı sağlanabiliyor. Yani MR’da gördüğünüz fıtık her zaman
herniasyondan kaynaklı bel ağrısına sebep olmaz. ‘New England
Journal Of Medicine’ dergisindeki araştırmada ‘Bel ağrısı olmayan
insanlarda bel MR’ı görüntülenmiş ve ilginç sonuçlar elde
edilmiştir.
Bel ağrısı veya hiçbir semptomu olmayan 98 kişi üzerinde yapılan
araştırmada; araştırmaya katılanların %52’sinde bulging, yüzde
27’sinde protrüzyon, yüzde 1’inde ekstrüde disk bulunmuştur.
MR’ların yüzde 80’inde bulging, protrüzyon ve ekstrüde bulunmuştur.
Yani bel fıtığı ağrısı teşhisi konulmuştur. Radiology dergisinde
yapılan çalışmada ise herhangi bir semptom vermeyen gönüllülerde
bel MR’ı incelemesi ile ekstrüde ve sekestre disk araştırılmış;
hiçbir bel ağrısı olmayan 35 yaş altı 60 kişi bel MR’ı ile
incelenmiştir. Sonuç: Yüzde 24 bulging, yüzde 40 protrüzyon, yüzde
18 ekstrüde disk bulunmuştur. Genel popülasyonun yüzde 82’sinde
bulging, protrüzyon ve ekstrüde bulunmuştur. Bu araştırmalar da
göstermiştir ki teknoloji, uzmanları yanıltmış, bel fıtığı ağrısı
çekmeyen hastalarda bile bel fıtığı teşhisi koyulmasına neden
olmuştur. Doktor veya terapistiniz teknolojiye güvenmek yerine
hastalık hikayesi, fiziksel, nörolojik ve fonksiyonel
değerlendirmenizi yaparak kendi klinik deneyimini tetkikler ile
birleştirmeliydi.”
BEL FITIĞI AMELİYATLARINDA BAŞARI ŞANSI: YÜZDE 50
Tüm bu nedenlerden dolayı bel fıtığı ameliyatlarının ancak yüzde
50’sinin başarılı geçtiğini söyleyen Dr. Fzt. Gamze Şenbursa, bel
fıtığı ağrısı çekenlere şu uyarılarda bulundu:
- Her bel ağrısı fıtıktan kaynaklanmaz. Sinirin kalça seviyesinde
sıkışması da bel fıtığı semptomları gösterir fakat cerrahi ile
çözülmez çünkü problemin kaynağı farklıdır.
- Küçük delikler açılarak yapılan cerrahiler, cerrahın yeterli
tecrübesi yok ise sinir kökünde yaralanmaya neden olabilir.
- Operasyon bölgesinde yeniden fıtıklaşma olması operasyonun
başarısız olduğunu gösterir.
BEL FITIĞININ NEDENLERİ
- Bel problemlerinin en önemli sebebi strestir. Ekonomik, sosyal ve
psikolojik sorunlar bel ağrısını arttırır.
- Kilo almak bele binen yükleri arttırır. Aldığınız 1 kg belinize
10 kg yük olarak yansır. Cerrahi sonrası kişinin kilosunun artması
bu bölgeye ciddi yük binmesine sebep olacağı için operasyonun
başarısız olmasını sağlar. Başka disk seviyesinde de fıtık
oluşabilir.
- Sigara tüketimi o bölgeye giden kan akışını ve iyileşmeyi
yavaşlatacağı için başarısızlık sebeplerindendir.
- Hastanın operasyon sonrası egzersiz yaparak bel, karın ve pelvik
taban kaslarını kuvvetlendirmesi gereklidir. Egzersiz tedavisi
cerrahi öncesi ve sonrası mutlaka uygulanmalıdır. Kaslardaki
zayıflık problemin tekrarlamasına sebep olabilir.
(İHA)