Efe Çetiz, henüz 12 yaşında ama o bir dünya rekortmeni… Hem de
dünya rekorunu kırdığı spor, ülkemizde alt yapısına göreceli olarak
(Futbol, basketbol, voleybol gibi sporlara göre) çok fazla yatırım
yapılmayan sporlardan bir tanesi olan buz pateni.
Efe’nin buz pateninde 6 yıllık bir geçmişi var ancak toplamda 26
altın madalyaya sahip. Yine buz pateni sporcusu olan 13 yaşındaki
Elif Su Erol ise yeni Türkiye rekortmeni oldu. Lütfen bu çocuklara
sahip çıkalım. Gerek bu sporun ülkemizde sevdirilmesi adına,
gerekse olimpiyatlarda ülkemizin temsil edilmesi adına bu çocuklara
destek olmalıyız.
2006 Olimpiyatlarında ağzımız açık izlediğimiz efsane Evgeni
Plushenko’nun, 2010 Olimpiyatlarında altın madalyayı, izleyenleri
mest ederek alan Evan Lysacek’in yerine önümüzdeki olimpiyatlarda,
Efe’yi, Elif’i izlesek çok güzel olmaz mı?
Kaldı ki, Olimpiyatlarda ülkelerini üst düzeyde temsil eden
sporcuların, ülkelerinin reklam ve tanıtımı adına da çok büyük
katkılar sağladığı bilindik bir husus zaten.
***
Enerji tasarrufu üzerine…
Enerji, çağımızın vazgeçilmez bir ihtiyacı. Onu elde etmek için
çok büyük paralar ödenmekte. Ülkemizin ithalat giderlerinin önemli
bir kısmını da enerji kaynakları oluşturmakta.
Peki, enerji tasarrufu sağlamak için basit birkaç önlem
araştırdım desem, bunları yaparak uzun vadede ciddi düzeyde maddi
kârlar elde edebiliriz desem, bana kulak verir misiniz?
İlk olarak hepimizin yaptığı bir hatadan bahsetmek isterim.
Lütfen buzdolabının kapağını amaçsızca açıp, içine bakıp, bir şey
almadan kapatmayın. Buzdolabının kapağını muhakkak ihtiyaç hasıl
olduğu zaman açın.
Bulaşık makinenizi tamamen doldurmadan çalıştırmayın.
Buzdolabı için söylediklerimizi fırın için de söylemek mümkün.
Fırınların kapaklarını sık sık açmayın. Kapak her açıldığında
hatırı sayılır bir enerji kaybı olduğunu unutmayın.
Televizyon ve müzik seti gibi elektronik araçların, kumandadan
kapatılmışken de (stand by modu) elektrik tükettiğini unutmayın.
Yani bu tip cihazları kapattıktan sonra fişlerini çekin.
***
Nedir bu Türk Halk Oyunlarımızın
çektiği?..
Türk Halk Oyunlarımıza gönül vermiş gibi gözüken, ülkemizi
temsil etmek için yurtdışına giden ve gittikleri ülkeye iltica
edenlerin, kültürel değerlerimize verdiği zarar yetmiyormuş gibi,
her gün yenisi türeyen sözde eğitmenler, zararın en büyüğünü
vermeye devam ediyor.
İnternette kendini Halk Oyunları eğitmeni olarak gösteren bazı
kişiler, kısa kısa videolar çekerek, değişik yörelerden, değişik
oyunları anlatıyorlar. Amaçları, insanların istedikleri oyunları
evde izleyerek öğrenmeleri.
Fakat ortada son derece büyük bir sorun var. Ben de bu işe 22
yılını vermiş biri olarak sizleri uyarmak zorundayım.
Bazı sözde eğitim videolarında kullanılan müzikler ile öğretilen
oyunlar arasında uyuşmazlıklar var.
Örneğin, “Zeybek” öğrettiğini iddia eden bir kişinin kullandığı
müzik, Muğla yöresinin bir oyununa ait iken, gösterdiği figür Aydın
yöresine ait olabiliyor. Şüphesiz kültürel birikimin uzun bir
geçmişe sahip olduğu bu topraklarda, aynı oyun ismini farklı
yörelerde görebilirsiniz. Bu çok farklı bir durum. (Örneğin: Elazığ
yöresinde de, Erzurum yöresinde de Delilo isminde oyun vardır
mesela)
Ancak birbiriyle hiç alakası olmayan müzik ve oyunların,
birlikte kullanıyor olması, kimi zaman işin şirazesini
kaydırıyor.
Kültürel değerlerin kuşaktan kuşağa aktarılması ve dolayısıyla
milli benliğimizin korunması için mücadele eden birçok dernek ve
vakıf varken, işi sadece ticarete döken bu tip şahıslara itibar
edilmemesi gerekir. Lütfen iyi araştırmalar yapın ve eğitiminizi
doğru yerden aldığınızdan emin olun.
Sağlıcakla kalın…