Bor mineralinde müthiş proje
Abone olAnkara Üniversitesi, hemen her sektörde kullanılan bor mineralini hayvan sektöründe kullanacak.
Ankara Üniversitesinde yapılan proje kapsamında
sanayiden tarıma birçok alanda kullanılan bor minerali, kuzuların
et ve kemik kalitesinin artırılmasında kullanılacak.
Cam endüstrisinden sabun ve deterjanlara, gübre ve tarımsal
ilaçlardan, elektronik ve uzay teknolojilerine kadar birçok alanda
kullanılan borun, kuzularda et ve kemik kalitesi üzerindeki etkisi
araştırılıyor.
PROJE 24 AY SÜRECEK
Ankara Üniversitesi öğretim üyelerinin hazırladığı 283 milyon 595
bin 95 liralık bütçeye sahip proje kapsamında, hayvancılıkta henüz
kullanılmayan bazı bor kaynaklarının (kolemanit, üleksit ve
etibor), yem katkı maddesi olarak kullanılarak sütten kesilmiş
kuzularda et kalitesi, rumen ve kemik gelişimi üzerine etkisi
araştırılacak. Proje, 24 ay sürecek.
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü öğretim üyesi
ve Proje Yürütücüsü Prof. Dr. B. Zehra Sarıçiçek, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, aynı bölümden Dr. Birgül Yıldırım ve Niğde
Üniversitesi Bor Meslek Yüksekokulundan Yrd. Doç. Dr. Bustafa
Boğa’nın hazırladığı "Farklı Bor Kaynaklarının Sütten Kesilmiş
Kuzularda Besi Performansı, Et Kalitesi, Kemik ve Rumen Gelişimi
Üzerine Etkileri" isimli projenin Gıda Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğünce
desteklendiğini söyledi.
Dünyadaki 885 milyon ton bor rezervinin yüzde 72'sinin Türkiye'de
bulunduğuna işaret eden Sarıçicek, "Son yapılan çalışmalarla göre
bu oran yüzde 85'e çıktı. Ortadoğu için petrol ne ise Türkiye için
bor da aynı nitelik ve önemde. Bizim için büyük stratejik öneme
sahip doğal kaynaklarımızdan biri olan bor minerali ve ürünlerinin
kullanım alanları da giderek artıyor. Sonuçta dünya rezervinin
dörtte üçünün ülkemizde olduğu bor minerallerinin, bu proje
kapsamında yem sektöründe katma değeri yüksek yeni ürünlerin
geliştirilmesi amacıyla kullanımına fırsat tanınmış olacak"
dedi.
BOR YEM KATKI MADDESİ OLACAK
Projeyle yem katkı maddesi olarak kullanılacak bazı bor
kaynaklarının (kolemanit, üleksit ve etibor), kuzuların et kalitesi
ve kemik gelişimine etkisinin araştırılacağını ifade eden
Sarıçiçek, aynı zamanda borun Türkiye'de hakim koyun ırkı olan
Akkaramanların et kalitesi üzerindeki etkisinin de ortaya
konacağını belirtti.
Borun özellikle gebe kadınlardaki etkisi üzerine çok sayıda
araştırma bulunduğunun altını çizen Sarıçicek, borun, süt veren
kadında, hamilelerde ve vitamin D'nin sentezinde, östrojen hormonu
tetikleyici özelliği olduğunu, ama bor kaynaklarının ruminatlarda
yani geviş getiren koyun, keçi, sığır deve gibi hayvanlardaki
etkisinin araştırıldığı bir çalışmanın olmadığını aktardı.
Sarıçiçek, 19 Mayıs Üniversitesinde görevli iken yaptığı çalışmada
farklı bor kaynaklarının değişik düzeylerinin ruminantlarda yem
değeri üzerine etkisi olduğunu gördüğünü, borun doğada saf formda
olmadığını kimisinin yapısında kalsiyum, kimisinde sodyum,
kimisinde de magnezyum ya da her ikisi birden olduğunu bunların da
rumen mikroorganizmalarının faaliyetini etkilediğini bildirdi.
BORUN VÜCUTTA BİRİKİM ETKİSİ YOK
"Bu çalışmada da bor kaynaklarından kolemanit, üleksit ve etiborun
et kalitesine ve kemik sağlamlığı üzerine etkisini ortaya
koyacağız. Bu etkinin yüksek olacağını düşünüyoruz" diyen
Sariçicek, bu şekilde üretilen etin insanlara olumsuz bir etkisinin
olmayacağını vurguladı.
Sarıçiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Borun vücutta birikim etkisi yok, 24 saatte vücuttan dışarı
atılıyor. Bu projede hayvan materyali olarak sütten kesilmiş henüz
büyümekte olan yani kemik ve kas dokuları gelişmekte olan 2,5 aylık
kuzuları alacağız. Kemiklerin gelişimi üzerinde mineraller
etkilidir. Yemlerde kalsiyum ve fosforun düşüklüğüne bağlı olarak
hayvanlarda, raşitizm gibi bazı metabolik bozukluklar ortaya
çıkabilir. Borun da kalsiyum ve fosfor metabolizmasında etkili olan
D vitamini sentezini teşvik eden parathormonunun üzerindeki etkisi
bilinmektedir.
Bor, kalsiyum fosforun yerine geçmiyor ancak insanlarda, farelerde,
domuzlarda ve kanatlı hayvanlarda yapılan çalışmalar, borun
kalsiyum fosfor yetersizliği nedeniyle oluşabilecek yetersizlik
semptomlarının ortaya çıkmasını önlediğini gösteriyor. Kuzuların bu
şekilde daha sağlıklı bir kemik yapısına sahip olacağını ve et
kalitesinin artacağını düşünüyoruz. Böylece hem kendi
kaynaklarımızı kullanarak ekonomimize katkı sağlayacağız hem de
yerli hayvanlarımızın et kalitesini belirlemiş olacağız."
ÇEVRE KİRLENMESİ AZALACAK
Hayvanların metan gazı salınımı nedeniyle çevre kirliliğine etkisi
olduğunun bilindiğini anlatan Sarıçiçek, "Rumende yemlerin
parçalanması sonucu amonyak, karbondioksit, metan gibi gazlar
ortaya çıkıyor. Metan gazında günah keçisi olarak hayvanları
gösteriyoruz. Daha önce yaptığım çalışmada boru yemlere 90 ppm
kattığımızda rumendeki gaz üretiminin azaldığını gördük. Yani çevre
kirlenmesi de azalmış oluyor" diye konuştu.